19 Nisan 2010 01:00

Nail V: Şair, öykücü, gazeteci, mimar ve komünist...


1977-78 yıllarıydı. Taksim’de Sular İdaresi’nin önünde açılan kitap sergisinden aldığım “Gece Gelen Telgraf- 1+1” isimli kitabın üstünde ilk defa Nail V. Çakırhan ismini, Nâzım Hikmet’le birlikte görmüştüm. Sergi davetini alınca o yıllar aklıma geldi ve heyecanla gittim.
“Doğumunun 100. Yılında, Geleneksel Mimarinin Şairi: Nail V. Çakırhan” başlığıyla, 11 Ekim 2008’de yitirdiğimiz şair, edebiyatçı, yapıcı, Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi Nail V. Çakırhan, doğumunun 100. yılında bir sergi ve söyleşiyle anıldı. Küratörlüğünü Y. Mimar Melih Güneş’in yaptığı sergi, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından ve İKF (İstanbul Kültür Forumu) iş birliğiyle geniş bir katılımcı eşliğinde nisan ayı başında açıldı.
1 Mayıs 2010 tarihine kadar sürecek olan sergide; Çakırhan’ın özel eşyalarından, mektuplarından, eskizlerinden ve Reha Günay’ın çektiği fotoğraflardan bazıları yer alıyor. Sergiye Nâzım Hikmet, Attila İlhan, Can Yücel, İlhan Selçuk, Mina Urgan gibi dostlarının yazdığı şiir ve notları eşlik ediyor.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Karaköy’de yeni açılışını yaptığı binada, sergi, izleyicilerini bekliyor. Bir meslek örgütünün çok yönlü ve işlevsel bir mekanda sanat ve kültürü nasıl sindirdiğini gittiğinizde göreceksiniz. Işıklandırmasıyla ve mekanıyla birçok sanat galerisine taş çıkartan güzellikte. Ayrıca işlevsel yapısıyla konferans salonunda panelleri ve söyleşileri kaçırmamanızı öneririm. Mesleki yapılanmasının yanında sanat ve kültür alanında yıllardır verdiği mücadelesiyle bildiğimiz Mimarlar Odası, Yıldız’daki yerinden sonra Karaköy’deki yeni yerinde, mimarlığın toplumsal işlevini sanat ve kültürle birleştirerek İstanbullulara sunuyor. Artık yeni ve derinden gelen bir sanat galerimiz var. Diğer emek örgütlerine ve sendikalara da örnek olması dileğiyle, teşekkürler Mimarlar Odası!..
GELELİM ÇAKIRHAN SERGİSİNE!
Hayatını insanların mutluluğuna adamış, bu uğurda yüz yıllık bir birikim ve pratikle yaşamış bir insan; Nail V. Çakırhan.
Sergi açılışı sonrası yapılan söyleşiye başta Yaşar Kemal, Ara Güler, Muazzez Hilmiye Çığ, Zeliha Berksoy, ve sevgili eşi Halet Çambel olmak üzere birçok aydın ve sanatçı katıldı. Konuşmacılardan TMMOB Mimarlar Odası eski Başkanı Oktay Ekinci, sinevizyonla Çakırhan’ın mimarlığı ve mimari kültüre olan katkılarını anlattı. Nursel Duruel, Çakırhan’ın yaşamıyla ilgili dönemleri anlattı. Hamdi Yücel Gürsoy, Çakırhan’la ilgili anıları anlatırken bir insanın diğer bir insan üstündeki etkilerini paylaştı. Rasih Nuri İleri, Çakırhan’ın şairliğini, sol siyaset içindeki yeri ve önemini aktardı.
12 yaşında şiir yazmaya başlayan Çakırhan, 13 yaşında el yazması olarak çıkardığı gazetesi ve şiirleri nedeniyle, çocuk yaşlarında feodal yapıyı ve adaletsizliği eleştirdiği halde “kadınlara ve Atatürk’e hakaret” gerekçesiyle mahkemeye çıkarılmıştı. Yine bizzat Atatürk’ün telefonla “Bırakın çocuğu” talimatıyla ilk tutukluluktan kurtulmuştu. İlerideki yıllarda işkence gören ve Abidin Dino’nun çizgilerinde işkenceli desenleri çizilen, hapis yatan; şiir, öykü ve siyasi yazılarıyla edebiyat alanında kendini ispatlayan, yine oydu. Ki Nâzım Hikmet’le “1+1=Bir” adlı şiir kitabını ortak çıkaran bir sanatçıdır Çakırhan.
ÖDÜLLÜ VE ALAYLI MİMAR
Sovyetler’de ekonomi-politik okuyup TKP içinde çalışmalara katılmış bir sosyalist. Yaşamını, ideolojik teorilerinden çıkardığı pratikle, sosyalizmin gelmesini beklemeden yaşam biçimi olarak hayat arkadaşı olan Halet Çambel’le paylaşarak yaşadı.
Oktay Ekinci’nin sinevizyon aracılığıyla bizlere gösterdiği; 12 Eylül günlerinde aldığı Ağahan Mimarlık Ödülü sonrasında, “Nail Çakırhan bir komünisttir. Ödül ideolojiktir. Yaptığı ev basit bir köy evidir vb…” diye cunta lideri Kenan Evren’e ispiyonlanan insanlığın doğayla olan mücadelesini, ekolojik dengeyi koruyarak geleneksel mimarinin doğayla olan ilişkisini alaylı bir yapı ustası olarak ortaya koymuştur. Mimarlar Odası tarafından “onur üyeliğiyle” onurlandırılmış, karşılığında “Mimar olmayan bir adama onur üyeliği mi verilir?” diye bazı akademisyen ve çok bilmiş mimarlar tarafından büyük tepkiler toplamış. Bugün baktığımızda; beton yığınları haline gelmiş olan kıyılarımızın, para hırsıyla ağaçları katleden mimarların muhteşem binalarının bozduğu doğal güzelliklerin yok olup rantiyeye peşkeş çekildiği görüntülerin arasında, Karatepe’nin yemyeşil ve doğayla uyumlu görüntülerinin, bu büyük çelişkiyi sergilediğini görmekteyiz. Toplumsal duyarlılığın yaşamdaki karşılığı işte budur.
Nail V. Çakırhan’ın hayatı, yaşama biçimine de yansıyan ideoloji ve felsefesi hep hissedilir, yapılar yükselirken… Onurlu bir kuşağın çınarına saygılar!..
GÖNÜL İSTERDİ Kİ...
Serginin açılışında yapılan böyle güzel bir söyleşi ve sergi, aydın ve sanatçıların yanı sıra işçilerin de olduğu bir ortamda yapılsın. Sergi açılışında yaş ortalaması 60 olan katılımcıların yanında genç işçiler de olsun. Sınıf mücadelesi içindeki aydın ve sanatçıların halkla olan bağlarının öyle elit ve topluma tepeden bakan süslü insanlardan farklı olduklarını görsünler. Sanat ve kültürün şaşaalı galeriler dışında yaşamla bağı bulunan kurumlar aracılığıyla da yapılabileceğini görsünler. Çünkü işçi sınıfının sanatı ve sanatçıları var ve işçi sınıfı da sergiye, panele, söyleşiye gider. Yeter ki, aydın-sanatçılarla işçiler-emekçiler arasındaki sistemin bölücü dışlayıcı suniliğini yıkalım. Bu ve benzeri etkinlikleri işçilerin kurumları olan sendikalar aracılığıyla duyurup katılımı teşvik edelim. Halkın dostları olan aydın ve sanatçılar, işçi sınıfının kurtuluşu mücadelesinde hapis yattılar, işkence gördüler, öldürüldüler. İşçilerle kol kola olan aydınların ve sanatçıların sergilerde, panellerde de el ele kol kola olabileceği günlerin yakın olmasını diliyorum. Sergiyi ve anıları; 1 Mayıs 2010 tarihine kadar, Mimarlar Odası Sergi Salonu’nda gezebilirsiniz. Yer: Karaköy Kemankeş Cad. No: 31, katlı otopark yanı...
Özcan Yaman

Evrensel'i Takip Et