2 Mayıs 2010 01:00

İZLENİM


2010 1 Mayıs’ının İstanbul’da Taksim’de kutlanması, son derece önemliydi ve daha coşkulu olarak geçmesinin nedenlerinden biriydi, buna kuşku yok elbette. 1 Mayıs alanına baktığımız zaman, aslında en dikkat çekici olan şey, Türkiye’de şu anda uygulanmakta olan ekonomik politikalar karşısında ezilmekte olan, çalışan hemen her kesimin bir araya gelip sesini yükselttiği, ortaklaştırdığı bir etkinlik olması. Burada bir arada TEKEL işçilerinin, aynı anda itfaiye işçilerinin, Esenyurt Belediyesi işçilerinin, sağlıkçıların, eğitimcilerin, birçok işkolundan emekçilerin taleplerini görüyoruz. Şu anda uygulanan ekonomik politikalar nedeniyle, suların paralı hale gelmesi; eğitimin, sağlığın ticarileşmesi gibi tüm sorunlar, 1 Mayıs alanında bir arada dile geliyor. 1 Mayıs, işçi sınıfının da tarihsel önemine uygun olarak, birlik ve beraberliğin oluşturulduğu bir gün ve 1 Mayıs alanı, bunu gösteriyor.
Bir yandan, bugün alandaki herkesin kafasındaki soru şuydu: Neden bu ülkede 32 yıldır Taksim ve 1 Mayıs yasaktı? Alanın Taksim Meydanı olmasından çok, bir alanın yasaklanması söz konusu; hatta bir dönem 1 Mayıs’ın açıkhavada kutlanması bile yasaklanmıştı. Bunlar soruldu. Çünkü o zaman bize siyasi iktidarlar, ‘Olay çıkacak, kan dökülecek’ gibi nedenleri sayarlardı.
Oysa görüldü ki; işçi sınıfı, kimse müdahale etmediği sürece kendisi barış içinde 1 Mayıs’ını kutluyor. O zaman geçen 32 sene içinde aslında yapılmak istenenin, emekçilerin taleplerini bir araya getirmemek, onları bütünleştirmemek, mücadelelerini dayanışma içinde sürdürmelerini engellemek olduğu bugün bir daha anlaşıldı.
1 Mayıs 2010, aslında bir başlangıç. 1 Mayıs’ın ne kadar başrılı ve etkili olduğunu anlamak için 26 Mayıs’a bakmak gerekiyor. 26 Mayıs’taki eylemde, gerçekten sendikaların samimi olup olmadığını anlayacağız.
ÖZGÜR MÜFTÜOĞLU

Evrensel'i Takip Et