Engelsiz bir yaşam hikayesi
Alsancak’ta hoş bir kafenin teras katında çaylarımızı yudumlarken başlıyoruz sohbetimize, Erzincan’a bağlı Tercan ilçesinin bir köyünde doğan Erdoğan, 13 yaşına kadar köyde kaldığını, daha sonra Erzincan’a taşındıklarını ve burada amatör bir spor kulübünde futbola başladığını söyledi. Hem spor yapabileceği hem de çalışabileceği bir işe girdiğini ifade eden Erdoğan, “Lokantada çalışıyordum. Yaklaşık 3 yıl futbol oynadım. En son çalıştığım yerde iş kazası geçirdim ve elimi kıyma makinesine kaptırdım. İş kazasından sonraki hayatım biraz daha kötü geçti. İşte kaza geçirdim, psikolojim bozuk, ne yapabilirim gibi. Sonra futbolu bırakmak zorunda kaldım” diye sözlerini sürdürdü. Ondan sonraki birkaç senenin kendisi için bir hayli zor geçtiğini ama bu durumu ailesi ve arkadaşları sayesinde aştığını söyleyen Erdoğan, bu sırada bilardoyla tanışmış kısa süre sonra salon birinciliği, ardından Erzincan birinciliği ve son olarak Doğu Anadolu dokuzunculuğunu kazanmış. Abisi ve en büyük destekçisi olan Orhan Erdoğan’ın İzmir’e yerleşmesiyle kendisinin de İzmir’e gelip burada yaşamaya başladığını ama alıştığı yerden ayrılmanın ve ne yapabilirim düşüncesiyle sıkıntı yaşadığını dile getiren Erdoğan, KİPA alışveriş merkezinde çalışmaya başladığını söyleyerek, “Ümit Yurtsever hocam sayesinde tekvandoyla tanıştım. Beni teşvik etti, çok yardımcı oldu. 4 yıldan beri tekvandoyla ilgileniyorum, altyapı vardı ama bu kadar profesyonel değildi” diyerek, hocasının 2010 yılında evraklarını hazırlayıp Türkiye Şampiyonasına katılması için federasyona gönderdiğini ve olumlu haber aldıklarını belirtti.
Türkiye Şampiyonu olduktan sonra ise Rusya’nın San Petersburg şehrine Dünya Şampiyonasına gittiğini söyleyen Erdoğan, ilk deneyimi olduğu için daha çok çabalaması gerektiğini bildiğini dile getirerek, Rusya’da Dünya şampiyonu olduğunu söyledi. Bir sene sonra da Avupa’ya gittiğini ve koruması gereken bir unvan olduğu için, çaba göstermesi gerektiğini bildiğini ifade eden Erdoğan, bu durum karşısında Avrupa Şampiyonu olduğunu söyledi. Daha sonra İzmir’e geldiğini ve tekrar rutin iş hayatına döndüğünü belirten Erdoğan, “İki senedir böyle olduğu için, hem spor hem iş olmuyor artık. Belirli bir zamandan sonra bunu vücut da kabul etmiyor. Sürekli spor yapmalıyım, başarı isteniyorsa, destek lazım” dedi.
KENDİ İMKANIYLA ANTRENMANA GİDİYOR
İzmir’e geldikten sonra ara vermemesi gerektiğini bildiğini söyleyen Erdoğan, hem çalıştığını hem de antrenmanlara gittiğini ve bu antrenmanlara kendi imkanlarıyla gittiğini, özel sektörde çalıştığını ve izin almasının da bir yere kadar olduğunu belirtti. Düşüncelerinin farklı olduğunu ifade eden Erdoğan, diğer engellilerin de olduğunu, onlara yardım etmelerinin gerektiğini, en önemlisinin de koşulların sağlanarak, ekonomik destekte bulunulması gerektiğini söyleyerek, “Evinden çıkamayan bir sürü engelli var, onları da topluma kazanabiliriz. Ben de bir dönem öyleydim, sporla tanıştıktan sonra atlattım. Arkadaşlarım ve ailemin desteği oldu, bu konuda çok şanslıyım. Bunu başaramayan milyonlarca engelli var. Bunları topluma nasıl kazandırabiliriz, nasıl bir sosyal aktiviteler yapıp da kazanırız diye düşünmek gerek” diye konuştu. Evli olup olmadığını sorduğumda ise gülerek, “İş ve spor zaten bir arada olmuyor, bir de evli olunca nasıl olur bilemiyorum” diye cevap alıyorum.
AMACIM DAHA İYİ KOŞULLARDA SPOR YAPMAK
İdealleri olduğunu ve amacının iyi koşullarda sadece spor yapmak olduğunu belirten Erdoğan, toplumun engellilere yönelik bir ön yargısı olduğunu ifade ederek, “Dışarıda bu durumu gören bir engelli o kadar çok rahatsız oluyor. Bu kimsenin başına gelmesin ama herkesin başına gelebilecek de bir durum. O engelli zaten toplumdan uzak yaşayan bir insan. Dışlanırım korkusu var ve dışarı çıkıp bunu yaşadığı zaman daha da kötü oluyor” diyerek, toplumun daha duyarlı olması gerektiğini belirterek, “Benim sadece spor koşullarım sağlansın, gidip sadece spor yapmak istiyorum” dedi.
(İzmir/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et