5 Aralık 2011 13:41

KESK çadırında bir gece

Vural Nasuhbeyoğlu / Çağrı Sarı

KESK, üyelerinin gönderdiği yardımlar ile koskoca bir çadır kent oluşturmuş burada. İkincisini de kurmak için hazırlanıyor. Biz de bir gecemizi KESK’in kurduğu bu çadır kentte yaşayan bir ailenin çadırına misafir oluyoruz.
Hava buz gibi, çadırı açınca içeriden yanan sobanın sıcaklığı vuruyor yüzümüze. Girişte bir sepet içerisinde yıkanmış çamaşırlar karşılıyor bizi, henüz ıslaklar. Sabah asılacaklarmış ipe. Bize çay ikram ediyorlar. Sıcak çay ve sohbet biraz olsun içimizi ısıtıyor. Ailenin anlattıkları can yakıcı. Aslında Van’da çadırlarına uğradığımız ya da sohbet ettiğimiz herkesin derdi ortak: Deprem bölgesinde yaşamak çok zor.

VAN’DA KALAN EN YOKSUL OLAN

En yoksullar kalmış Van’da. İmkanı olan göçmüş gitmiş afet bölgesinden. O yoksullardan biri de KESK’in çadır kentinde yaşayan Abi ailesi. 5 çocukları var. Biz, çadıra girdiğimizde üçü uyuyordu. En küçüğü bir buçuk aylık. Bir diğeri de hasta. Büyük oğlanı ise köye göndermişler, “psikolojisi bozuldu” diye.

Depremden önce hamallık yaparak geçim sağlıyormuş aile. Ama deprem işlerini sekteye uğratmış, “Çoğu zaman artık iş güç yok çünkü esnaf kapattı gitti dükkanı” diyorlar. Evleri hasar görmüş. Sonra belediye ve KESK tutmuş ellerinden. “Sonumuz ne olacak bilmiyoruz bekliyoruz öylece” diyorlar. Küçük çocukları okula gitmek istiyor ama okullar kapalı, ne olacak belirsiz. Zaten okula gitse de orada da depreme yakalanmaktan korkuyor.

Anne genç bir kadın. 39 yaşında, 5 çocuğu var. Kundaktaki bebeği ile yakalanmış depreme. Kapılar kilitliymiş, çıkamamış dışarı. Sonra komşular çıkarmış evden. Onun da bütün günü çamaşır, bulaşık ve çocukların derdi ile geçiyor. En çok da çocukların hasta olmasından korkuyor. Odada televizyon var. “Akşamları izliyor musunuz?​” diye soruyoruz. “Hiçbir şey eskisi gibi değil ki, ne televizyonu!” diyor. Bütün yaşamları alt üst olmuş ailenin. İşsiz güçsüz kalmışlar. Şimdi yoksullukla boğuşan aile, KESK’e ve Belediyeye teşekkür ediyor. “Başka kimse haliniz nedir” diye sormadı ki diyor.

Başka ihtiyaçları olup olmadığını sorduğumuzda “Yardım alamayan da var, sokakta kalan da, ben en azından başımız sokacak bir çadır buldum” diyor. O kadar mütevazılar ki en iyi şekilde bizi ağırlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Yeni bir deprem korkusu yaşıyorlar. Bir de çadırlarının yanma korkusu. Çünkü Van’da bir çok ailenin çadırı yanmış. Zaten biz çadır kentteyken yan sokaktan başka bir ailenin çadırının yandığı haberi geliyor. Önümüzdeki günlerde devlet acil çözüm bulmazsa  çadır yangınları, zehirlenme haberleri ve hastalık haberleri daha çok geleceğe benziyor.

GECE SİLAH SESİ İLE GEÇİYOR

Biz çadırımıza dönerken silah sesleri duyuyoruz. 15 dakikada bir gökyüzüne silahlar sıkılıyor. Sebebi hırsızlara karşı önlem almakmış. Zira hırsızlık çok oluyormuş. Bir arkadaşımız da kuru sıkı silah almak için girişimlerde bulunmuş ama silah bile kalmamış Van’da.

KESK’E YARDIMLAR SON BULMASIN

KESK, farklı illerden gelen yardımlarla kurmuş çadır kenti. Tuvaleti, banyosu çadır kentin içinde. Gün içerisinde pek çok gönüllü bu kente gelip yardım ediyor. Rotasyon şeklinde  başka şehirlerden gönüllüler gelip görev alıyor. Kimi çocuklarla ilgileniyor, kimi soba  yakıyor. Kimi sağlık işleri ile uğraşıyor. Hummalı bir çalışma var. Gönüllüler ne zamana kadar çadır kentte kalacak belli değil. Ancak kenttekiler biz dönüş yapmadan muhtarlık seçimlerine hazırlanıp çadır çadır komite kurmaya çalışıyorlardı. Çünkü kendi ihtiyaçlarını kendileri karşılamak durumdalar.

Gönüllülerin üzerinde durduğu dikkat çekici ve oldukça ciddi bir nokta var. Yardımlar kesilirse çadırda yaşam daha da zorlaşacak. Bütün kış yardımların devam etmesi lazım. Bizim aracılığımızla da duyuruyorlar. “Yardımları kesmeyin” diye...
(Van/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et