Bebekten katil yaratan tarihselliği görün
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bu sabah başlayan 22. duruşmanın ikinci oturumunda söz alan Dink ailesinin avukatları, savcının davayla ilgili hazırladığı esas hakkındaki mütaalasına ilişkin "Dink cinayetinin üç beş gencin galeyana gelmesi ile değil, köklerini yüz yıldan uzun bir zamandan beri beslenen, körüklenen sistematik bir düşmanlıktan alan bir cinayet " olduğuna ilişkin görüşlerini belirtti. Yaklaşık 55 sayfa olan görüşlerin birinci bölümünde avukatlar, suikasta giden süreçte Türkiye'de nasıl bir siyasi atmosfer olduğunu, bu siyasi atmosferin tarihsel kökenlerini ve cinayete giden yolda medyadan yargıya, emniyetten jandarmaya kadar tüm devlet kurumlarının hazırladığı zemini gözler önüne serdi.
'İTTİHATÇI GELENEĞİN UZANTISI'
Hrant Dink'in hedef gösterildiği süreçte, darbe hazırlıklarının yapıldığı, ülkenin önemli ve tanınmış gazeteci, yazar ve aydınlarına suikast planlandığı, aralarında Hrant Dink'in de bulunduğu bu kişilere ilişkin “ölüm listelerinin” oluşturulduğu bugün ortaya çıkan bilgiler arasında olduğunu kaydeden avukatlar, aynı süreçte, devlet yapılanmasında değişime ve kurumlar arasında farklılaşmaya hatta çatışmaların da yaşandığını ekledi. Birbirleriyle kavgalı devlet kurumlarının Dink cinayetinin hazırlığına katkı, işlenmesine kolaylık ve katil zanlısına kahraman muamelesi konusundaki uyumunun devlet kadrolarında mevcut bir başka güçlü zihniyetin ne kadar yaygın ve içselleştirilmiş olduğunu süreç içerisinde görüldüğünü kaydeden avukatlar, sürece bir bütün olarak bakıldığında ise, bu zihniyetin, cinayetleri içselleştiren, olağanlaştıran, meşrulaştıran farklılıklara, özellikle Ermenilere düşman "ittihatçı geleneğin" uzantısı olduğunu ortaya çıkarttığına vurgu yaptı.
'DEVLET GELENEĞİ'
Dink cinayetinin iki "Devlet geleneği"nin kesişme noktasında durmakta olduğunu kaydeden avukatlar, bu gelenekleri ise "siyasi cinayetler" ve "Ermeni düşmanlığı" olarak nitelendirdi. Avukatlar, hakikati ortaya çıkaracak bir yargılama yapılması için gerekli olanın ise, bu iki devlet geleneğiyle yüzleşmekten geçtiğini söyledi. Avukatlar, "Devletin siyasi cinayet geleneğiyle yüzleşmeden ‘suç örgütü’nün yöntemlerini ve eylemin örgütlenme biçimini anlamak mümkün olmayacağı gibi; kadim Ermeni düşmanlığıyla yüzleşmeden de ‘suç örgütü’nün bu eylemi gerçekleştirmesinin, üstelik gözler önünde, göstere göstere gerçekleştirebilmesinin en önemli nedeni de anlaşılamayacaktır" uyarısında bulundu.
'MAHKEME BEBEKTEN KATİL YARATAN TARİHSELLİĞİ GÖRMELİ'
Dink cinayetinin, devletin bazı konularda çatışmalı görünen kurumlarının ortak bir uzlaşısı sonunda, öncesi ve sonrası ile planlanarak, kolaylaştırıldığı, işlendiği; aynı uzlaşı ile gerçek faillerinin gizlendiği, yargılamanın dışında bırakıldığı gerçeğini ortaya koyduğunu kaydeden avukatlar, görüşlerinin birinci bölümünün sonunda "Mahkemeniz ya bebekten katil yaratan ve artık aydınlanmış bu tarihselliği görecek ve yeni cinayetlerin, yeni katillerin, yeni mağdurların ortaya çıkmasını önlemek, toplumsal barışı sağlamak, bugünlerde yerle bir olan adalet duygusunu onarmak, toplum nezdinde gittikçe itibar kaybeden hukuka ve yargıya olan güveni yeniden tesis etmek için bir adım atacaktır ya da kendisine biçilen rol çerçevesinde, eksik, yanlış, maddi gerçekle örtüşmeyen ve hiç kimseyi tatmin etmeyen bir karar verecek ve bebekten katil yaratan bu karanlığın koyulaşmasına neden olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Avukatlar, esas hakkındaki görüşlerinin ardından görüşlerinin ikinci bölümünü sunmak ve TİB'den gelen kayıtların incelenmesini talep etmek amacıyla mahkemeden süre talep ederken, mahkeme heyeti müdahil avukatların ve sanık avukatlarının esas hakkındaki görüşlerini beyan etmeleri amacıyla duruşmayı 26 Aralık tarihine erteledi. (İstanbul/DİHA)
Evrensel'i Takip Et