10’UNCU VAKA!

Kışlalarda son dönemlerde artan şüpheli asker ölümlerine yenileri eklendi. Askeri yetkililer tarafından yapılan çelişkili açıklamalar kafa karıştırırken, ölümler hakkında verilen soru önergelerine Savunma Bakanlığı tarafından ‘Devlet sırrı’ veya ‘İstatistik tutmuyoruz’ diye yanıt verilmemesi de olayların kapanıp unutulmasına neden oluyor. Son iki şüpheli ölümle birlikte 2010’un ilk 6 ayında ‘şüpheli’ şekilde ölen asker sayısı 10’a yükseldi.
En son Zonguldak ve Mardin’de Ağrı ve Mardin nüfusuna kayıtlı iki askerin kışlada ölümünden sonra yapılan açıklamalardaki çelişkiler dikkat çekiyor. Aileler, olayların aydınlatılmasını istiyor.

En son şüpheli ölüm vakası önceki gün Zonguldak’ta meydana geldi. Askeri birliğine iki hafta önce teslim olan Mardin nüfusuna kayıtlı Jandarma Er Hamza Deniz’in mescit tuvaletinde kendini bot bağcıklarıyla astığı iddia edildi. Ailesine Deniz’in önce kaybolduğunu söyleyen askeri yetkililer, ailenin ısrarlı takibi sonucunda önce ‘Mescide gittiğini söylemişti’ cevabını verdiler, tam 7 saat sonra da kendisini asarak intihar ettiğini söylediler. Mardin’in Dargeçit nüfusuna kayıtlı 24 yaşındaki Hamza Demir, Zonguldak’ın Devrek ilçesinde bulunan İlçe Jandarma Komutanlığı’na acemi birliğine iki hafta önce teslim oldu. İki haftalık sürenin ardından Mardin’de yaşayan baba Murat Deniz’i saat 10.00 sıralarında arayan Raşit isimli bir uzman çavuş, oğlunun saat 05.00’ten beri bulunamadığını, firar etmiş olabileceğinden şüphelendiklerini söyledikten sonra telefonu kapattı. Bunun üzerine oğlunun durumunu merak eden baba Deniz, İstanbul’da yaşayan diğer oğlu Halit Deniz’i durumdan haberdar etti. Kardeşinin bulunup bulunmadığını öğrenmek için görev yaptığı askeri birliği arayan ağabey Halit Deniz’e, aynı uzman çavuş, kardeşinin sabah saat 05.00 sıralarında namaz kılmak için mescide gittiğini, fakat sonrasında kaybolduğunu yineledi. Uzman çavuşun bu açıklaması üzerine iyice tedirgin olan ağabey Deniz, kardeşinin akıbeti hakkında daha fazla bilgi almak için ısrarlı bir şekilde aramalarını sürdürdü.
NİZAMİYE İÇİNDE 7 SAAT SONRA BULUNDU
Israrlı aramalar sonucunda, önceleri kendisine herhangi bir bilgi verilmeyen ağabey Halit Deniz’e, santralde bulunan görevli bir asker, kardeşinin intihar ettiği haberini, kaybolduktan tam 7 saat sonra verdi. Kardeşi Hamza Deniz’in, en son sabah namazı kılmak için saat 05.00’te mescide gittiğini söyleyen santral görevlisi, Deniz’in mescit tuvaletinde, botlarının bağcıklarıyla kendisini asarak intihar ettiği bilgisini verdi. DİHA’nın haberine göre kardeşinin intihar ettiği haberini aldıktan sonra cenazesini almak için görev yaptığı birliğe gelmek istediğini söyleyen ağabeye, askeri yetkililer, “Gelme. Biz, cenazeyi otopsi için Ankara’daki Adli Tıp Kurumu’na göndereceğiz. Otopsinin ardından cenazenizi oradan alabilirsiniz” cevabını verdi.
Kardeşinin, askeri birliğine teslim olmadan önce herhangi bir sorunu olmadığını, ne yaptığını bilen, aklı başında biri olduğunu kendisiyle iki gün önce yaptıkları son telefon görüşmesinde de durumunun çok iyi olduğunu söylediğini dile getiren ağabey Halit Deniz, kardeşinin cenazesinin, otopsi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesinin ardından, olayın ayrıntılarının ortaya çıkarılması amacıyla İHD aracılığıyla hukuki süreç başlatacaklarını belirtti.
ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR
Bir şüpheli asker ölümü vakası da en son 7 Haziran’da Mardin’de yaşanmıştı. Mardin Kızıltepe 10. Hudut Bölüğü’nde askerliğini yapan Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Erdal köyü nüfusuna kayıtlı 1989 doğumlu Emrah Demirel’in, terhis olmasına 40 gün kala intihar etmesinin ardından yapılan çelişkili açıklamalar kafa karıştırdı. Demirel’in, İstanbul Bayramtepe’deki evine gelen askerlerin, önce ‘İntihar’ ardından ise ‘Bir asker tarafından vuruldu’ sözleri, kışlada yeni bir cinayet şüphesini güçlendirdi. CİHAN Haber Ajansı’nın haberine göre Demirel’in ağabeylerinin evine gelen İstanbul Merkez Komutanlığı’na bağlı askerler, gece saat 02.00’de ‘Çocuğunuz intihar etti’ dedi. Mardin’in Kızıltepe ilçesi 10. Hudut Bölüğü’nde askerliğini yaparken intihar ettiği ileri sürülen 21 yaşındaki Emrah Demirel’in amcası Nusret Demirel ise ölüm haberini veren askerlerin çelişkili açıklamalar yaptığını belirtti. Amca Nusret Demirel, önce İstanbul’daki askeri yetkilileri, daha sonra da Kızıltepe’deki astsubayı aradığını anlatarak, “İntihar etti dediler. Bu çocuk psikopat değil, hapçı değil, içkici değil. Bu çocuğun 40 gün askerliği kalmış. Hiçbir maddi sorunu da yoktur. Bu durumda bu çocuğun intihar etme şansı olmaz, intihar etmez dedim. Ardından komutanı bana ‘Arkadaşıyla şakalaşmış, arkadaşının silahındaki kurşun ona isabet etmiş’ dedi. Peki dedim, dün telefonda böyle dendi şimdi de böyle söyleniyor, bu nasıl bir çelişkidir? Bana ‘Bizim bölüğümüzde değil, biz de işittiğimiz kadarını söylüyoruz’ dedi” şeklinde konuştu.
İKİ KURŞUN İZİ
Diyarbakır’da cenaze yıkama işlemleri sırasında midenin altında 2 kurşun izi gördüğünü söyleyen amca Demirel, “Birliğinden kimse de gelmedi, kimse net bir şey de söylemiyor. Bu işin peşini bırakmayacağız” dedi. Emrah’ın babası Kıyasettin Demirel (60) de olayın açıklığa kavuşmasını istediklerini dile getirdi. Cenaze evinde ağıtlar yakılırken, anne Harbinaz Demirel (58) baygınlık geçirdi. (HABER MERKEZİ)

---

KIŞLADA ŞÜPHELİ ÖLÜMLERİN ARDI ARKASI KESİLMİYOR

‘Kaza kurşunu’, ‘İntihar etti’, ‘Nöbette arkadaşı vurdu’, ‘Yıldırım çarptı’, ‘Yüksekten düştü’, ‘Yılan soktu’ gibi gerekçelerle son dönemde TSK içinde şüpheli asker ölümleri yaşanması, gözleri orduya ve cephe gerisinde yaşananlara çevirdi. Meydana gelen ölüm olayları Meclis’te soru önergeleriyle araştırılmaya çalışılırken, yöneltilen bu sorulara verilen cevaplar kimseyi ikna etmedi. Milli Savunma Bakanlığı’na verilen soru önergelerine her defasında ‘Devlet sırrı’, ‘İstatistik tutmuyoruz’ şeklinde cevaplar verilirken, dehşet verici boyuta ulaşan şüpheli asker ölümleri medyada da neredeyse hiç yer bulamıyor.
2008’DE 31, 2009’DA 30 ŞÜPHELİ ÖLÜM
Askerlik yaparken belirtilen gerekçelerle 2008’de 31 askerin yaşamını yitirdiği bilinirken, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın verdiği resmi rakamlara göre 2009’un Kasım ayına kadar 30 asker yaşamını yitirdi. 2010 yılına bakıldığında, kışlalardaki asker ölümleri hakkında karşımıza çıkan tablo hiç de iç açıcı değil. 2010’un henüz yarısına varılmadan şüpheli asker ölümü sayısı 10’u buldu. Ölen gençlerin büyük çoğunluğunun Kürt olması da bir başka dikkat çeken yan.
2010’DA ÖLENLER
* 13 Haziran-Zonguldak’ın Devrek İlçe Jandarma Komutanlığı’ndaki görevine daha 15 gün önce başlayan Mardin doğumlu acemi asker Hamza Deniz’in, bot bağcıklarıyla kendini astığı iddia edildi.
* 7 Haziran-Mardin’deki bir karakolda askerlik yapan Ağrılı Emrah Demirel’in intihar ettiği iddia edildi.
* 8 Nisan-Tekirdağ Çerkezköy’de 3. Zırhlı Tugay’da askerlik yapan Doğubeyazıtlı 21 yaşındaki Erdi Alkan, yatağında ölü olarak bulundu.
* 4 Nisan-Kıbrıs’ta bulunan Lefkoşe 4. Zırhlı Top Tabur Komutanlığı’nda askerlik yapan ve terhisine 3 ay kalan Yılmaz Demiray isimli erin intihar ettiği iddia edildi.
* 3 Nisan-Ankara Etimesgut Hava Lojistik Tugayı’nda askerlik yapan, ismi öğrenilemeyen Batmanlı bir askerin, nöbet sırasında intihar ettiği öne sürüldü.
* 2 Nisan-Ankara’nın Elmadağ ilçesinde bulunan Yeşildere Harp Karargahı Komutanlığı’nda görev yapan Van doğumlu ismi öğrenilemeyen bir askerin, nöbet tuttuğu sırada yanındaki silahla intihar ettiği öne sürüldü.
* 28 Mart-Antep İl Jandarma Komutanlığı’nda askerliğini yapan Jandarma Piyade Er Hasan Çakır’ın, nöbet tuttuğu kulübede G-3 piyade tüfeğiyle intihar ettiği ileri sürüldü.
* 19 Mart-Yüksekova’da askerlik yapan Harun Taşdemir, 19 Mart günü yaşamını yitirdi. Ardından çelişkili açıklamalar yapıldı. Ölüm haberini veren Kırşehir Jandarma Komutanlığı’nın, aileye ilettiği faksta ‘sınır boyunda intikal sırasında öldüğü’ yazarken, bölük astsubayı, ‘Yatağında öldü’ açıklamasında bulunmuştu.
* 2 Mart-Hatay’da askerlik yapan Diyarbakırlı Ahmet Cengiz’in ailesini arayan askeri yetkililer, çocuklarının intihar ettiğini söylediler.
* 19 Şubat-Antep Hayrat Jandarma Karakolu’nda görev yapan Er Serhat Yıldız’ın ailesine de Yıldız’ın intihar ettiği söylendi. Yıldız’ın ölümüyle ilgili olarak ‘İntihar etti’ denilirken, Şehit Kamil Devlet Hastanesi’nden verilen raporda, Yıldız’a isabet eden G-3 mermisinin sırtından girip göğsünden çıktığı ortaya çıkmıştı.