14 Aralık 2010 00:00
Bu koku var ya bu koku!
Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesinde bulunan arıtımevinin yanından geçerken insanın burnun direğini kıran, midesini bulandıran, kesif bir koku hemen elinizle burnunuzu kapatmanıza neden olur. Bu kokunun esas ham maddesi büyük ve küçük baş hayvanların derileridir. Derilerin işlenerek mamul hale getirilmesi için de çok çeşitli kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bahsedilen koku bunların karışımıdır. Deri deyip geçmeyin bir kent büyüklüğünde sanayi kenti yaratmış durumdadır. Velev ki bu yazının öznesi bu kokuya işçilerin emeğinin ve alın terinin kokusunun karışmış olmasıdır; her ne kadar trajik olsa da.
Sabah ve akşam işe gidiş ve gelişlerde dolmuşlarla oradan (Arıtımevinin yanından) geçerken, ilk geçenlerin çoğu kusmuştur. İşçiler arasında özellikle aşina simalar arasında Esans kokusu babında şakalar yapılır. Bu kokuya birde hava kirliliği eklenmektedir. Öyle ki bazı geceler bu havzada beş dakika bile dışarıda gezemiyor insan.
Bu günlerde önder ve örnek yoldaşımız Memet Kılnçaslanı (Memet Başkan) ölüm yıl dönümünde anarken, onun Tuzla Belediye Başkanlığı adaylığı döneminde, seçim çalışmaları gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. Bende onun meclis üyesi adayı idim. Bir mahalle toplantısında şunları söylemişti, Öncelikle bu arıtımevi yanlış yapılmıştır. Biz bu kokuyu ta Kazlıçeşmeden biliyoruz. İşte bu koku var ya şu bok kokusu hani rüzgar bu yana esince buralara kadar gelen koku. Bunu yok etmek çok kolay, sadece biraz yatırım lazım. Tabii bunu da Belediye yapmıyor... Ben buradan Memet Başkanı bir kez daha saygı ve özlemle anıyorum; bir gün işçilerin belediye ve ülke yönetiminde olacağını biliyorum.
Biz işçilere, emekçilere böylesi bok kokusu düşerken patronlara da o dillere pelesenk olan milyon dolarlar düşmektedir. Geçenlerde bir emekçi arkadaşım şunları anlatmıştı, Ben bu havzada çalışalı 720 gün oldu ama bu sürede 710 gün fazla çalıştım. İnsanın kafası karışıyor.O bunu şöyle açıkladı; Öncelikle hasta olmak yok, izin istemek yok, zam istemek yok. Bunlar neyse de kimi yerlerde izin yapmak istersen yerine adam getireceksin onu da patronun gözü tutacak ama ücretini de sen cebinden ödeyeceksin. (İnsana koyan tarafı da bu) Şimdi ben bir günde 14 saat çalışıyorum. Yani 6 saat fazla. Hesap şöyle; 720x6=4320 saat, bir gün (8 saat)=540 gün eder. Dini bayramların toplamı 14 gün, resmi bayramların toplamı 12 gün, hafta sonu tatillerin toplamı 104 gün, senelik izinlerin toplamı 40 gün hepsinin toplamı 710 gün eder. Neredeyse yüzde 100. Bir başka hesapla benim maaşım 650/2=325 TL eder.
Evet ne yazık ki bu gerçek yaşanıyor. Bu hesaba kim ne diyebilir? Esnek çalışma illetinin gelip dayandığı yer burası şimdilik. Hükümet yetkilileri bir de bölgesel asgari ücretten ve Kendi Çinimizi yaratmaktan bahsederler. Bundan ala Çin mi olur?
Tüm işçi ve emekçilere yapılan çok boyutlu amansız saldırıların altından burjuvazinin burnuna giden bizim Esans dediğimiz bu bok kokusu çıkmaktadır. Başta sağlık ve eğitim olmak üzere ülkemizin yer altı ve yer üstü tüm zenginlilerinin peşkeş çekilerek özelleştirilmesinin, öğrencilerin haklı taleplerine yapılan saldırıların, halkın demokrasi ve özgürlük istemlerine, Kürt halkının demokratik taleplerine yapılan saldırıların altından bu bok kokusu çıkmaktadır. Emperyalist kapitalist faşist saldırı ve işgallerde mazlum halklara yapılan zulmün, talan ve yağmanın altından o meşhur kâr hırsının Esansı olan bok kokusu çıkmaktadır. Tersanelerde ve madenlerde yaşanan iş cinayetlerinin altından paragöz burjuvaziye Esans olan bu bok kokusu çıkmaktadır. Sendikal bürokrasisinin işçilere ihanetinin altından da bu bok kokusu çıkmaktadır. Bizlere müjde diye yutturulmaya çalışılan torba yasasının içinden de bu koku çıkacaktır.
Ve yine güncel olan WikiLeaks İnternet sitesinden yayınlanan dünya ve ülkemiz burjuvazisinin ve onların çoktan ar damarları çatlamış olan yönetici ve sözcülerinin diplomasi pisliğinin dalga dalga yayılarak dünyayı kaplamasının altından onlara Esans olan yine bu koku çıkmaktadır. Kısacası hangi yolsuzluk olsa ballı çıkar ilişkileri olsa, çevre felaketleri, GDO rezaleti, şantajlar, suikastlar, yakmalar yıkmalar, su istimaller, zaman aşımları, soy kırımlar, ihlaller aklımıza gelen burjuvaziye ait tüm melanetlerin ve hangi taşı kaldırsan altından burjuvaziye has Esans olan bu bok kokusu çıkmaktadır. Bu koku onlara baki olacaktır, sosyalizm mücadelesi başarıya ulaştığında.
MEVLÜT AYDIN
Evrensel'i Takip Et