7 Şubat 2006 23:00
Bor madenini ele geçirme operasyonu -3-
GÜNÜN YAZILARI
Etibank Genel Müdürlüğü 26. 01.1998 tarihinde, Bakanlar Kurulu'nun 98/10552 sayılı kararı ile Eti Holding AŞ ünvanı ile iktisadi devlet teşekkülü biçiminde yeniden yapılandırılmıştır.
Bu süreçte; bir yandan MTA'nın işlevsizliğe sürüklenip parçalanması ve özelleştirilmesi planlanırken, diğer yandan Zonguldak Havzası'ndaki bazı üretim birimleri özelleştirilerek TTK'nın kapatılması gündeme alınmıştır. TKİ'nin işlettiği linyit sahaları özelleştirilen termik santraller ile birlikte bedelsiz olarak verilmiş; Beypazarı Trona İşletmesi ise bir holdinge aktarılmıştır.
1935 yılında ülkenin maden kaynaklarını değerlendirme amacı ile kurulmuş olan ve neo-liberal döneme değin önemli işlev taşımış olan Etibank'a ilişkin sistemli bir plan devreye sokulmuştur. Etibank'ın bankacılık ve madencilik bölümleri birbirinden ayrılarak, bankacılık bölümü özelleştirilmiş ve böylece madencilik bölümünün finansman desteği yok edilerek yatırımlar en alt düzeye indirgenmiştir. 1998 yılında Etibank, Eti Holding AŞ ve buna bağlı yedi AŞ biçiminde yeniden yapılandırılmıştır. Eti Bakır, Eti Gümüş, Eti Elektrometalurji ve Eti Krom 2000 yılı içinde özelleştirme kapsamına alınarak ÖİB'ne bağlanmıştır. Eti Holding AŞ bünyesinde bırakılan Eti Bor, Eti Alüminyum ve Eti Pazarlama ise özelleştirmedeki büyük pasta olarak saklanmıştır. Bu yeniden yapılanmada dikkati çeken konu, karlı alanların -kolay özelleştirme için- diğerlerinden ayrılması olmuştur.
Bor yataklarımızın 1978 yılında devletleştirilmesi ile başlıyan Etibank'ın bor üretim ve pazarlama faaliyetleri sonucunda ülkemiz önemli kaynaklara sahip bir güç olarak dünya pazarında yerini almıştır. Devletleştirme sonucunda güçlenen ve büyüyen Etibank ülkemize üretim ve pazarlama deneyimi kazandırmıştır. Eti Bor'un özelleştirilmesine yönelik ilk girişim Ekim 1999'da olmuş; 2840 sayılı yasaya aykırılık nedeni ile karşı çıkılmış olmasına karşın, pazarlama özel firmalara verilmiş; 1994-95 yıllarında 540 DM/ton olan birim fiyat 1999 yılında 480 DM/ton düzeyine düşürülmüş, ancak Serena ve Borade adlı bu iki aracı kuruluş son tüketiciye 600 DM/ton fiyatı uygulamıştır. Böylece bu iki özel-aracı kuruluşa tonda 120 DM kazandırılmıştır. Ardından, bu özel kuruluşlardan Serena ile yıllık 150-200 000 ton kolemanit dışsatımı yönünde 15 yıl geçerli olacak bir sözleşme imzalanmıştır. Böylece üretimi de satışı da tekel konumunda olan bor madenlerinin satış bölümü özelleştirme konusu olmuştur.
Değinilmesi gereken bir diğer nokta da üretilen bor cevherini ara ve son ürüne dönüştürecek tesislerin -projelendirilmiş olmasına karşın- geliştirilmeyip ağırlıklı olarak hammadde dışsatımı uygulanmasıdır. Bu noktada ülkemizden aldığı ham bor cevheri ile kendi borat sanayiini kurmuş olan Avrupa ülkelerini anımsatmak yararlı olacaktır.
Son bir değinme olarak, Aralık 2000'de IMF'ye verilmiş olan niyet mektubunun 37. maddesinde Eti Holding'e bağlı bazı tesislerin özelleştirileceği açıkça belirtilmektedir. Seydişehir Alüminyum ve Antalya Ferro-Krom tesisleri dışında Bandırma Borik Asit Fabrikası ile Bigadiç-Kırka-Emet bor yataklarının da bu çerçevede değerlendirilebilecek kuruluşlar arasında olduğu açıktır.
Oyunlar bitmiyor
Necati Korkmaz (T. Maden İş Marmara Bölge örgütlenme sekreteri) IMF ve Dünya Bankası'nın emrettiği bütün yasaları çıkaran hükümetin gündeminde şimdi yeniden Bor var. Eti Maden Bor İşletmeleri bünyesinde işletilen ve 2840 sayılı Maden Yasası ile de sadece devlet eliyle işletilmesi sınırı getirilen bor, ilaç sanayinden uzay teknolojisine, enerjiden temizliğe, camdan, fotoğrafçılığa, elektronik sanayinden savunma sanayine kadar yüzlerce alanda temel girdi maddesi olarak kullanılıyor. Bu nedenle, başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin iştahını kabartan bor'un üzerinde oynanan oyunlar da bir türlü bitmiyor. 2001 yılında boru özelleştirmek istediler şimdi de işlenmesini yabacı sermayeye açmak istiyorlar ve çeşitli taahhütler de bulunuyorlar. Borun üretilmesi ve işlenmesi yasal olarak devletin tasarrufu altındadır. Bor madenini yabancı sermayeye açmak isteyen zihniyet teknolojik yatırım yapıp devlet olarak Bor u işlemeyi neden düşünmüyor. Biz maden işçileri olarak Borda her türlü özelleştirmeye karşıyız, ve karşısında duracağız.
Hükümet iyi düşünmeli
Recep Gökdeniz (Petrol İş Bandırma işyeri temsilcisi) Özelleştirme politik bir saldırıdır ve buna topyekun bir karşı duruşu sergilemek gerekiyor. 2001 yılında Bandırma'da da bor madenleri özelleştirilmek istendiğinde Özelleştirmeye karşı Bor mitingi yaptık. Ülke gündemine soktuk. Geniş bir kamuoyu tepkisi ortaya çıkınca hükümet geri adım atmak zorunda kaldı. Şimdi sular durulunca Hükümet yine borun özelleştirmesini gündeme getirmek istiyor. Özerkleştirmekten bahsediyor fakat içeriğine fazla girmiyor. Hükümet çok iyi düşünmelidir. Kendi kaynaklarını yok sayan, kaynaklarını kullanmayan bir ülkenin kalkınması mümkün değildir. Madenler kalkınmanın temel unsurlarından en önemlisidir. Ülkelerin kalkınmaları ve yaşam seviyelerinin belirleyicisi olarak kabul edilen sanayi, enerji ve tarım sektörlerinin temellerini de madencilik oluşturmaktadır. Özelleştirmelere karşı verilecek mücadele yalnızca çalışan ve örgütlü kesimin sorunu da değildir, sonuçları toplumun tümünü etkilemektedir. Bu nedenle özelleştirmelere karşı tüm emekçiler sınıftan yana taraf olmalıdır. Başta Türk İş olmak üzere tüm konfederasyonlar ve sendikalar sessizliğini bozmalıdır. Sınıfsal bir tarzda mücadeleyi tüm emek güçleriyle birlikte örgütlemelidir. Bandırma Petrol İş üyeleri olarak sonuna kadar borun özelleştirilmesinin karşısında olacağız.
Talan ve yağma boyutuna geldi
Hüseyin Koçyiğit (Petrol-İş Bandırma Şubesi Başkanı) Ülkemizde Özelleştirmenin talan ve yağma boyutuna geldiği tüm kamuoyu tarafından iyi bilinmiktedir. Ancak Petrol-İş sendikası 20 yıldan bu yana özelleştirmeler karşısında mücadele eden büyük bir sendikadır. Türkiye'de kapalı kapılar ardında yapılanları Petrol-İş sendikası çok iyi biliyor ve bildiklerini de kamuoyuna açıklamaktan çekinmemektedir. AKP Hükümeti pazarlama görevini çok iyi biliyor. Özelleştirmeler aralıksız devam ediyor. Bor madeninin de özelleştirme için sırada olduğunu öğrendik. Hatta Başbakan Avusturalya'da Bor madenini pazarlama işleri yapıyor. Tüm bunlarla ilgili de halkımıza bilgi vereceğiz. Petrol-İş sendikası olarak Bor'un özelleştirilmemesi için üretimi durdurmak dahil olmak üzere çalışmalar yapacağız. Sendikamız bu konuda kararlı çalışmalar yapmaya kararlıdır" dedi.
Birlikte hareket etmeliyiz
İsmet Yiğit (Petrol-İş Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri) Biz Petrol-İş Sendikası olarak 20 yıldır Özelleştirmeler karşısında mücadele eden bir sendikayız. İMF ve Dünya Bankasının baskısıyla Hükümet özelleştirme konularına ağırlık veriyor. Ülkemizde birkaç parti dışında diğer partilerin programlarında özelleştirme var. Stratejik yerlerin satılmaması için bazı partiler seslerini çıkarmaya başladılar. Biz sermeyenin yeri ve yurdunun olmadığı görüşündeyiz. Eğer tüm sendikalar bir araya gelerek bir çalışma yürütürsek özelleştirmeler için etkili olacağımıza inanıyoruz. Toplu hareket etmediğimiz zaman tüm işletmeler elden gider. İşletme ve stratejik kurumlarımızın elden gitmemesi için tüm sendikaların bir araya gelmesi lazım. Gereken mücadeleyi sonuna kadar yapacağız.
Bor madeninin kullanım alanları Askeri ve Zırhlı Araçlar: Zırhlı Plakalar, Seramik Plakalar, Ateşli Silah Namluları vb. Cam Sanayi: Borosilikat Camlar, Laboratuar Camları, Uçak Camları, Borcam, Pyrex, İzole Cam Elyafı, Tekstil Cam Elyafı, Optik Lifler, Cam Seramikleri, Şişe, diğer Düz Camlar, Otomotiv Camları vb. Elektronik ve Bilgisayar Sanayi: Mikro Chipler, LCD Ekranları, CD-Sürücüleri, Akım Levhaları, Bilgisayar Ağlarında; Isıya-Aşınmaya Dayanıklı Fiber Optik Kablolar, Yarı İletkenler, Vakum Tüpler, Dieletrik Malzemeler, Elektrik Kondansatörleri, Kapasitörler, Gecikmeli Sigortalar, Bataryalar , Laser Printer tonerleri vb. Enerji Sektörü: Güneş Enerjisinin Depolanması, Güneş Pillerinde Koruyucu olarak, Hücre Yakıtları vb. Fotoğrafçılık ve Görüş Sistemleri: Kamera ve Mercek Camları, Fotoğraf Makinaları, Dürbünler, Banyo ve Film İmalatları İlaç ve Kozmetik Sanayi: Dezenfekte Ediciler, Antiseptikler, Diş Macunları, Lens Solüsyonları, Kolonya, Parfüm, Şampuan vb. İletişim Araçlarında: Cep Telefonları, Modemler, Televizyonlar vb. İnşaat Sektöründe: Çimentoya Mukavemet Artırıcı ve İzolasyon Amaçlı olarak. Kağıt Sanayi: Beyazlatıcı olarak Plastik Sanayi: Naylon vb Plastik Malzemeler vb. Kimya Sanayi: Bazı Kimyasalların İndirgenmesi, Elektrolitik İşlemler, Flotasyon İlaçları, Banyo Çözeltileri, Katalistler, Atık Temizleme, Petrol Boyaları, Yanmayan ve Erimeyen Boyalar, Tekstil Boyaları, Yapıştırıcılar, Soğutucu Kimyasallar, Korozyon Önleyiciler, Mürekkep, Pasta ve Cilalar, Kibrit, Kireçlenme Önleyicileri, Dezenfektan Sıvılar, Sabun, Toz Deterjanlar, Toz Beyazlatıcılar, Parlatıcılar, Koruyucu Ahşap Malzemeler Makine Sanayii: Manyetik Cihazlar, Zımpara ve Aşındırıcılar Kompozit Malzemeler, vb. Metalürji Kaplama Sanayiinde: Elektrolit olarak, Paslanmaz ve Alaşımlı Çelik, Sürtünmeye- Aşınmaya Karşı Dayanıklı Malzemeler, Kaynak Elektrotları, Metalurjik Flaks, Refrakterler, Briket Malzemeleri, Lehimleme, Kesiciler Kompozit Malzemeler, Zımpara ve Aşındırıcılar vb. Nükleer Sanayi: Reaktör Aksamları, Nötron Emiciler, Reaktör Kontrol Çubukları, Nükleer Kazalarda Güvenlik Amaçlı ve Nükleer Atık Depolayıcı olarak, Otomobil Sanayi: Hava Yastıklarında, Hidroliklerde, Plastik Aksamda, Yağlarda ve Metal Aksamlarda, Isı ve Ses Yalıtımı Sağlamak Amacıyla, Antifrizler vb. Patlayıcı Maddeler: Fişek vb. Seramik Sanayi: Emaye, Sır, Fayans, Porselen Boyaları vb. Spor Malzemeleri: Kayak Aksamları, Tenis Raketleri, Balık Oltaları, Golf Sopaları, Darbe Koruyucular vb. Tarım Sektörü: Biyolojik Gelişim ve Kontrol Kimyasalları, Gübreler, Böcek-Bitki Öldürücüler, Yabani Otlar vb. Tekstil Sektörü: Isıya Dayanıklı Kumaşlar, Yanmayı Geciktirici ve Önleyici Selülozik Malzemeler, İzolasyon Malzemeleri, Tekstil Boyaları Deri Renklendiricileri, Suni İpek Parlatma Malzemeleri, vb. Tıp: Ostreopoz Tedavilerinde, Alerjik Hastalıklarda, Psikiyatride, Kemik Gelişiminde ve Artiritte, Menopoz Tedavisinde BNTC Terapi Yöntemiyle Beyin Kanserlerinin Tedavisinde, Manyetik Rezonans Görüntüleme Cihazlarında vb. Uzay ve Havacılık Sanayii: Sürtünmeye-Aşınmaya ve Isıya Dayanıklı Malzemeler, Roket Yakıtı, Uydular, Uçaklar, Helikopterler, Zeplinler, Balonlar vb.
-BİTTİ-
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yeni müfredatı kimse bilmiyor Eğitim Sen, yeni ilköğretim müfredatını değerlendiren raporunu kamuoyunun dikkatine sundu. AB'ye uyum adı altında AB ülkelerinden kopya edilerek hazırlanan müfredatın, toplumun değil piyasanın ihtiyaçlarını dayatan bir eksen üzerine oturduğu belirtilen raporda, "Bu müfredat değiştirilmelidir" görüşüne yer verildi. Eğitim Sen Genel Merkezi'nde dün düzenlediği basın toplantısında, hazırladıkları Raporu açıklayan Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, eski müfredatın ezbere dayalı bir sistem getirdiğini, yeni hazırlanan müfredatın ise sorunları çözmekten uzak olduğunu kaydetti. 45 İlde müfettifler, öğretmenler, veliler ve öğrencilerin görüşlerinin biraraya getirilmesi ile oluşturulan raporun dikkate alınmasını isteyen Dinçer, "Dünyanın en kusursuz müfredat programını da hazırlamış olsanız, eğitim sistemi açısından son derece önemli olan insan faktörünü gözönüne almadığınızda başarılı olma şansınız yoktur" dedi. Dinçer, eğitim emekçilerinin özlük haklarının çözüme kavuşturulması gerektiğini, aksi takdirde eğitimi veren personelin yetersiz kalacağını ifade ederek, eğitim sorunlarının giderilebilmesi için tarafların görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Öğretmenler de bilmiyor Dinçer, yeni müfredatı öğretmenlerin de bilmediğini ve hizmetiçi eğitim almadıkları için uygulamadıklarını belirterek, raporda ortaya çıkan sonuçları şöyle sıraladı;Ders konuları AB'den kopya edilmiş, Türkiye'nin özgün koşullarına göre hazırlanmamış.
Sosyal ve psikolojik beceri alanları ihmal edilmiş.
Yeni program ülkenin sosyo-ekonomik koşullarına göre düzenlenmemiş.
Programın uygulanmasında gerekli olan altyapı, araç, gereçler hazır değil.
Rekabet ortamı yaratılarak öğrenciler bireyciliğe teşvik ediliyor.
Program hakkında, öğretmen, öğrenci ve veliler yeterli bilgiye sahip değil.
Planlamalarda, mevcut kitapların dışındaki kaynaklara yer verilmemesi, hatırlatma etkinlikelerinin çok zaman alması nedeniyel ders işleme süresini kısaltmakta.
Öğrencinin kullandığı araç gereçlerin her gün okula getirilmesi, ilköğretim birinci kademe öğrencilerinde ciddi fiziksel rahatsızlıklara neden olabilir.
Eğitim Sen'in önerileri Programın uygulanmasında piyasanın değil, eğitimin ve toplumun ihtiyaçları dikkate alınmalıdır.
Çocuk bireysel değerlerin yanısıra toplumsal değerlere göre de eğitilmelidir.
Müfredatın çocukların sosyal, kültüler gelişim düzeyine ve doğasına uygun olmalıdır.
Müfredattaki bilgi ve değerler, somut ve güncel olmalıdır.
Müfredat programı sınav ve not sistemi üzerine kurulmamalıdır.
Ders kitabı ve çalışma kitabının ayrı ayrı olmasından kaynaklı, altyapı sorunu giderilmelidir.
Okullarda çocuklar için dolaplıklar yapılmalı, teknik donanım sağlanmalıdır.
Çalışma kitaplarının tamamının taşınması yerine, kitaplar fasiküller halinde öğrencilere verilmelidir.
Yeni ek ders ücreti hayal kırıklığı yarattı Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı yaklaşık 600 bin öğretmenin merakla beklediği ek ders ücretine zammın miktarı beklentilerin altında kaldı. Ek ders saat ücreti 3.5 YTL'den 5.50 YTL'ye yükseltildi. Memurlara yapılacak seyyanen zammı da düzenleyen kanun tasarısında yer verilen ek derslerle ilgili düzenleme Bakanlar Kurulu'nda ele alındı. MEB, ek ders ücretinin 10 YTL'ye çıkarılmasını isterken, Maliye Bakanlığı bütçe çerçevesinde bu miktarın yarısı kadar artışı öngördü. Bakanlıklar anlaşmaya varırken, imzaya açılan tasarıda ek ders ücreti yaklaşık yüzde 57 oranında artırıldı. Haftada 15 saatten ayda 60 saat ek derse giren bir öğretmen maaşının yanı sıra halen 200 YTL ücret alıyor. Miktarın 5.50 YTL'ye çıkmasıyla bir öğretmen ayda 330 YTL ek ders ücreti alacak. Ek derse tam olarak giren öğretmenlerin eline aylık 120 YTL daha fazla geçecek. Akademik kariyer yapmayan öğretmene oranla yüksek lisanslı öğretmen yüzde 25, doktoralı öğretmen ise yüzde 40 daha fazla ek ders ücreti alacak. Yüksek lisanslı öğretmenin ek ders ücreti 6.8 YTL, doktoralı öğretmenin de 7.7 YTL'den hesaplanacak.
Oyunlar bitmiyor
Necati Korkmaz (T. Maden İş Marmara Bölge örgütlenme sekreteri) IMF ve Dünya Bankası'nın emrettiği bütün yasaları çıkaran hükümetin gündeminde şimdi yeniden Bor var. Eti Maden Bor İşletmeleri bünyesinde işletilen ve 2840 sayılı Maden Yasası ile de sadece devlet eliyle işletilmesi sınırı getirilen bor, ilaç sanayinden uzay teknolojisine, enerjiden temizliğe, camdan, fotoğrafçılığa, elektronik sanayinden savunma sanayine kadar yüzlerce alanda temel girdi maddesi olarak kullanılıyor. Bu nedenle, başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin iştahını kabartan bor'un üzerinde oynanan oyunlar da bir türlü bitmiyor. 2001 yılında boru özelleştirmek istediler şimdi de işlenmesini yabacı sermayeye açmak istiyorlar ve çeşitli taahhütler de bulunuyorlar. Borun üretilmesi ve işlenmesi yasal olarak devletin tasarrufu altındadır. Bor madenini yabancı sermayeye açmak isteyen zihniyet teknolojik yatırım yapıp devlet olarak Bor u işlemeyi neden düşünmüyor. Biz maden işçileri olarak Borda her türlü özelleştirmeye karşıyız, ve karşısında duracağız.
Hükümet iyi düşünmeli
Recep Gökdeniz (Petrol İş Bandırma işyeri temsilcisi) Özelleştirme politik bir saldırıdır ve buna topyekun bir karşı duruşu sergilemek gerekiyor. 2001 yılında Bandırma'da da bor madenleri özelleştirilmek istendiğinde Özelleştirmeye karşı Bor mitingi yaptık. Ülke gündemine soktuk. Geniş bir kamuoyu tepkisi ortaya çıkınca hükümet geri adım atmak zorunda kaldı. Şimdi sular durulunca Hükümet yine borun özelleştirmesini gündeme getirmek istiyor. Özerkleştirmekten bahsediyor fakat içeriğine fazla girmiyor. Hükümet çok iyi düşünmelidir. Kendi kaynaklarını yok sayan, kaynaklarını kullanmayan bir ülkenin kalkınması mümkün değildir. Madenler kalkınmanın temel unsurlarından en önemlisidir. Ülkelerin kalkınmaları ve yaşam seviyelerinin belirleyicisi olarak kabul edilen sanayi, enerji ve tarım sektörlerinin temellerini de madencilik oluşturmaktadır. Özelleştirmelere karşı verilecek mücadele yalnızca çalışan ve örgütlü kesimin sorunu da değildir, sonuçları toplumun tümünü etkilemektedir. Bu nedenle özelleştirmelere karşı tüm emekçiler sınıftan yana taraf olmalıdır. Başta Türk İş olmak üzere tüm konfederasyonlar ve sendikalar sessizliğini bozmalıdır. Sınıfsal bir tarzda mücadeleyi tüm emek güçleriyle birlikte örgütlemelidir. Bandırma Petrol İş üyeleri olarak sonuna kadar borun özelleştirilmesinin karşısında olacağız.
Talan ve yağma boyutuna geldi
Hüseyin Koçyiğit (Petrol-İş Bandırma Şubesi Başkanı) Ülkemizde Özelleştirmenin talan ve yağma boyutuna geldiği tüm kamuoyu tarafından iyi bilinmiktedir. Ancak Petrol-İş sendikası 20 yıldan bu yana özelleştirmeler karşısında mücadele eden büyük bir sendikadır. Türkiye'de kapalı kapılar ardında yapılanları Petrol-İş sendikası çok iyi biliyor ve bildiklerini de kamuoyuna açıklamaktan çekinmemektedir. AKP Hükümeti pazarlama görevini çok iyi biliyor. Özelleştirmeler aralıksız devam ediyor. Bor madeninin de özelleştirme için sırada olduğunu öğrendik. Hatta Başbakan Avusturalya'da Bor madenini pazarlama işleri yapıyor. Tüm bunlarla ilgili de halkımıza bilgi vereceğiz. Petrol-İş sendikası olarak Bor'un özelleştirilmemesi için üretimi durdurmak dahil olmak üzere çalışmalar yapacağız. Sendikamız bu konuda kararlı çalışmalar yapmaya kararlıdır" dedi.
Birlikte hareket etmeliyiz
İsmet Yiğit (Petrol-İş Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri) Biz Petrol-İş Sendikası olarak 20 yıldır Özelleştirmeler karşısında mücadele eden bir sendikayız. İMF ve Dünya Bankasının baskısıyla Hükümet özelleştirme konularına ağırlık veriyor. Ülkemizde birkaç parti dışında diğer partilerin programlarında özelleştirme var. Stratejik yerlerin satılmaması için bazı partiler seslerini çıkarmaya başladılar. Biz sermeyenin yeri ve yurdunun olmadığı görüşündeyiz. Eğer tüm sendikalar bir araya gelerek bir çalışma yürütürsek özelleştirmeler için etkili olacağımıza inanıyoruz. Toplu hareket etmediğimiz zaman tüm işletmeler elden gider. İşletme ve stratejik kurumlarımızın elden gitmemesi için tüm sendikaların bir araya gelmesi lazım. Gereken mücadeleyi sonuna kadar yapacağız.
Bor madeninin kullanım alanları Askeri ve Zırhlı Araçlar: Zırhlı Plakalar, Seramik Plakalar, Ateşli Silah Namluları vb. Cam Sanayi: Borosilikat Camlar, Laboratuar Camları, Uçak Camları, Borcam, Pyrex, İzole Cam Elyafı, Tekstil Cam Elyafı, Optik Lifler, Cam Seramikleri, Şişe, diğer Düz Camlar, Otomotiv Camları vb. Elektronik ve Bilgisayar Sanayi: Mikro Chipler, LCD Ekranları, CD-Sürücüleri, Akım Levhaları, Bilgisayar Ağlarında; Isıya-Aşınmaya Dayanıklı Fiber Optik Kablolar, Yarı İletkenler, Vakum Tüpler, Dieletrik Malzemeler, Elektrik Kondansatörleri, Kapasitörler, Gecikmeli Sigortalar, Bataryalar , Laser Printer tonerleri vb. Enerji Sektörü: Güneş Enerjisinin Depolanması, Güneş Pillerinde Koruyucu olarak, Hücre Yakıtları vb. Fotoğrafçılık ve Görüş Sistemleri: Kamera ve Mercek Camları, Fotoğraf Makinaları, Dürbünler, Banyo ve Film İmalatları İlaç ve Kozmetik Sanayi: Dezenfekte Ediciler, Antiseptikler, Diş Macunları, Lens Solüsyonları, Kolonya, Parfüm, Şampuan vb. İletişim Araçlarında: Cep Telefonları, Modemler, Televizyonlar vb. İnşaat Sektöründe: Çimentoya Mukavemet Artırıcı ve İzolasyon Amaçlı olarak. Kağıt Sanayi: Beyazlatıcı olarak Plastik Sanayi: Naylon vb Plastik Malzemeler vb. Kimya Sanayi: Bazı Kimyasalların İndirgenmesi, Elektrolitik İşlemler, Flotasyon İlaçları, Banyo Çözeltileri, Katalistler, Atık Temizleme, Petrol Boyaları, Yanmayan ve Erimeyen Boyalar, Tekstil Boyaları, Yapıştırıcılar, Soğutucu Kimyasallar, Korozyon Önleyiciler, Mürekkep, Pasta ve Cilalar, Kibrit, Kireçlenme Önleyicileri, Dezenfektan Sıvılar, Sabun, Toz Deterjanlar, Toz Beyazlatıcılar, Parlatıcılar, Koruyucu Ahşap Malzemeler Makine Sanayii: Manyetik Cihazlar, Zımpara ve Aşındırıcılar Kompozit Malzemeler, vb. Metalürji Kaplama Sanayiinde: Elektrolit olarak, Paslanmaz ve Alaşımlı Çelik, Sürtünmeye- Aşınmaya Karşı Dayanıklı Malzemeler, Kaynak Elektrotları, Metalurjik Flaks, Refrakterler, Briket Malzemeleri, Lehimleme, Kesiciler Kompozit Malzemeler, Zımpara ve Aşındırıcılar vb. Nükleer Sanayi: Reaktör Aksamları, Nötron Emiciler, Reaktör Kontrol Çubukları, Nükleer Kazalarda Güvenlik Amaçlı ve Nükleer Atık Depolayıcı olarak, Otomobil Sanayi: Hava Yastıklarında, Hidroliklerde, Plastik Aksamda, Yağlarda ve Metal Aksamlarda, Isı ve Ses Yalıtımı Sağlamak Amacıyla, Antifrizler vb. Patlayıcı Maddeler: Fişek vb. Seramik Sanayi: Emaye, Sır, Fayans, Porselen Boyaları vb. Spor Malzemeleri: Kayak Aksamları, Tenis Raketleri, Balık Oltaları, Golf Sopaları, Darbe Koruyucular vb. Tarım Sektörü: Biyolojik Gelişim ve Kontrol Kimyasalları, Gübreler, Böcek-Bitki Öldürücüler, Yabani Otlar vb. Tekstil Sektörü: Isıya Dayanıklı Kumaşlar, Yanmayı Geciktirici ve Önleyici Selülozik Malzemeler, İzolasyon Malzemeleri, Tekstil Boyaları Deri Renklendiricileri, Suni İpek Parlatma Malzemeleri, vb. Tıp: Ostreopoz Tedavilerinde, Alerjik Hastalıklarda, Psikiyatride, Kemik Gelişiminde ve Artiritte, Menopoz Tedavisinde BNTC Terapi Yöntemiyle Beyin Kanserlerinin Tedavisinde, Manyetik Rezonans Görüntüleme Cihazlarında vb. Uzay ve Havacılık Sanayii: Sürtünmeye-Aşınmaya ve Isıya Dayanıklı Malzemeler, Roket Yakıtı, Uydular, Uçaklar, Helikopterler, Zeplinler, Balonlar vb.
-BİTTİ-
src=/resim/b1.gif width=5>



Yeni müfredatı kimse bilmiyor Eğitim Sen, yeni ilköğretim müfredatını değerlendiren raporunu kamuoyunun dikkatine sundu. AB'ye uyum adı altında AB ülkelerinden kopya edilerek hazırlanan müfredatın, toplumun değil piyasanın ihtiyaçlarını dayatan bir eksen üzerine oturduğu belirtilen raporda, "Bu müfredat değiştirilmelidir" görüşüne yer verildi. Eğitim Sen Genel Merkezi'nde dün düzenlediği basın toplantısında, hazırladıkları Raporu açıklayan Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, eski müfredatın ezbere dayalı bir sistem getirdiğini, yeni hazırlanan müfredatın ise sorunları çözmekten uzak olduğunu kaydetti. 45 İlde müfettifler, öğretmenler, veliler ve öğrencilerin görüşlerinin biraraya getirilmesi ile oluşturulan raporun dikkate alınmasını isteyen Dinçer, "Dünyanın en kusursuz müfredat programını da hazırlamış olsanız, eğitim sistemi açısından son derece önemli olan insan faktörünü gözönüne almadığınızda başarılı olma şansınız yoktur" dedi. Dinçer, eğitim emekçilerinin özlük haklarının çözüme kavuşturulması gerektiğini, aksi takdirde eğitimi veren personelin yetersiz kalacağını ifade ederek, eğitim sorunlarının giderilebilmesi için tarafların görüşlerinin dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Öğretmenler de bilmiyor Dinçer, yeni müfredatı öğretmenlerin de bilmediğini ve hizmetiçi eğitim almadıkları için uygulamadıklarını belirterek, raporda ortaya çıkan sonuçları şöyle sıraladı;
Eğitim Sen'in önerileri
Yeni ek ders ücreti hayal kırıklığı yarattı Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı yaklaşık 600 bin öğretmenin merakla beklediği ek ders ücretine zammın miktarı beklentilerin altında kaldı. Ek ders saat ücreti 3.5 YTL'den 5.50 YTL'ye yükseltildi. Memurlara yapılacak seyyanen zammı da düzenleyen kanun tasarısında yer verilen ek derslerle ilgili düzenleme Bakanlar Kurulu'nda ele alındı. MEB, ek ders ücretinin 10 YTL'ye çıkarılmasını isterken, Maliye Bakanlığı bütçe çerçevesinde bu miktarın yarısı kadar artışı öngördü. Bakanlıklar anlaşmaya varırken, imzaya açılan tasarıda ek ders ücreti yaklaşık yüzde 57 oranında artırıldı. Haftada 15 saatten ayda 60 saat ek derse giren bir öğretmen maaşının yanı sıra halen 200 YTL ücret alıyor. Miktarın 5.50 YTL'ye çıkmasıyla bir öğretmen ayda 330 YTL ek ders ücreti alacak. Ek derse tam olarak giren öğretmenlerin eline aylık 120 YTL daha fazla geçecek. Akademik kariyer yapmayan öğretmene oranla yüksek lisanslı öğretmen yüzde 25, doktoralı öğretmen ise yüzde 40 daha fazla ek ders ücreti alacak. Yüksek lisanslı öğretmenin ek ders ücreti 6.8 YTL, doktoralı öğretmenin de 7.7 YTL'den hesaplanacak.
Evrensel'i Takip Et