21 Ocak 2006 23:00

Hatlar serbest!

Sabahın dördünde başlıyor İstanbul metrosunda görev yapan makinistlerin hayatı. İlk seferde yolcu alınmıyor, metro hattında bir problem olup olmadığını görmek için. Sabah 05.55'te aynı anda Taksim ve 4. Levent'ten iki araç, makinistlerin kontrolünde hareket ediyor. Problem olmadığı anlaşılınca "Hat serbest" anonsu yapılıyor ve seferler başlıyor. Yerin metrelerce altında, yağmurdan, güneşten uzak çalışsalar da yaptıkları işi seviyorlar. 14 yıllık makinist olan Ekrem Şahin, Taksim-4. Levent hattında 2 yıldır çalışıyor. Daha önce 10 yıl tramvayda, 2 yıl da Aksaray metrosunda çalışmış. Günde 9.5 saat çalıştıklarını belirten Şahin, yerin altında çalıştıkları için izin günlerinde genelde yürüyüş yaptığını, vücudunun D vitaminine olan ihtiyacını karşıladığını söylüyor. "Yerin altında çalışıyoruz ama madenci gibi de değiliz" diyen İsmail Kırdar'a, ilk başta zor gelmiş metroda çalışmak, sonradan alışmış. Yaklaşık 8 yıldır makinistlik yapan Kırdar, "Gayet rahat bir çalışma ortamımız var. Zaten her şey otomatik olduğu için biz de bu sistemin bir parçası oluyoruz. Gidişi gelişi, durup kalkması otomatik" diyor. Kırdar'ın tek şikayeti sabah çok erken kalkmak. Bu hatta çalışan makinistlerin en tecrübelisi olan Günan Mutlu ise 13 yıldır bu işi yapıyor. Mutlu, çalışma düzenlerini şöyle anlatıyor; "Dinlenme sürelerimiz, çalıştığımız kişi sayısına göre değişiyor. Normalde 5 dakikada 6 araç kalkıyor. Her seferden sonra 24 dakika ya da 30 dakika dinleniyoruz. Saat 11.00'de yemek geliyor, saat 13.00'e kadar." Arkadaşlarının "Yemekten başka bir şey düşünmez" diye takıldığı Mutlu, aldırmadan anlatmaya devam ediyor: "Sabah vardiyası öğlen 15.00'e kadar çalışıyor. Gece vardiyası da cuma ve cumartesi 01.00'e diğer günlerde 24.30'a kadar çalışıyor. Gündüz vardiyasına iş çıkışında servis yok. Kendi olanaklarımızla gidiyoruz."

Makinistlik farklı bir iş Makinistlerin en genci Fatih Gürçay. Liseyi bitirdikten sonra başvurmuş. Yaklaşık üç ay süren eğitimi başarıyla tamamladıktan sonra makinist olmayı hak ettiğini söyleyen Gürçay, üniversiteye gitmek istediğini ancak sınav sisteminin değiştirilmesinin ardından kazanamadığını belirtti. "Bizi iki yıllık üniversite okumaya mecbur bıraktılar. Ben de iki yıllık okumak istemedim. Makinist olmak gibi bir düşüncem yoktu. İstanbul'da raylı sistemden bile haberim yoktu" diyen Gürçay, makinistliği farklı bir meslek olarak tanımlıyor. "İnsanlar merak ediyor. Çevremdeki bütün arkadaşlarım makinist kabinine girmek istiyor. Aracın nasıl haraket ettiğini, kabinin nasıl olduğunu merak ediyorlar. Bu işi yapanın fazla olmamasından dolayı çok farklı geliyor insanlara" diyor.




Kadınlar her yerde "Kadınlar artık her yerde" diye sözlerine başlıyor Makinist Zehra Karahasan. Mesleğine Bulgaristan'da başlamış. Bulgaristan'da paralı bir iş olduğu için makinistliği tercih etmiş. 14 yıldır Türkiye'de çalışıyor. "İlk defa görenler şaşırıyor. Dalga geçiyorlardı. Kızdıran da oluyor, sevindiren de ama artık alıştılar. Böyle tepkiler verenler azaldı" diyen Karahasan, metro hizmete gireceği zaman makinist alınacağını duyduklarını ve eşiyle birlikte yaptığı başvurunun kabul edildiğini anlatıyor. Yerin altında çalışmalarının sağlıkları açısında iyi olmadığını ifade eden Karahasan, yine de yaptığı işten memnun.

Evrensel'i Takip Et