11 Ocak 2006 23:00

Türkçe için kısa ve öz bir kılavuz

Ankara Üniversitesi'nde Türk Dili okutmanlığı yapan Dr. Kemal Ateş, "Türkçem Mahzun, Ben Mahzun" isimli kitabı ile dilin özensiz kullanımına karşı doğru yolu göstermeye çalışıyor. Basındaki dil yanlışlarına da geniş yer ayıran Ateş, verdiği örnekler, hem dil kullanımı konusunda sorumluluk sahibi olan gazetelerin, "çala kalem" bir yazı dili kullandıklarını ortaya koyuyor hem de gazetelerin "ağlanacak haline" güldürüyor. Denemelerden oluşan kitabın ilk kısmı basında dil yanlışlarına ayrılmış. Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet, Radikal, Sabah, Vatan, Star, Akşam, Posta, Gözcü ve Zaman gazetelerini tarayarak dil yanlışlarını sınıflandıran Ateş, çalışmasının "ilgilenenler için bir dil kılavuzu" özelliği taşımasına da özen göstermiş. Ateş'in verdiği örnekler oldukça ilgi çekici: ".... 'Gaziantep yeni bir cinayete ev sahipliği yaptı.' tümcesinde olduğu gibi, 'ev sahipliği' sözü (benzetmesi) de son zamanlarda yerli yersiz, çoğu zaman da yanlış kullanılan klişe sözlerden. İnsan böyle bir tümceyi okurken, Gaziantep'te katillere çay, kahve ikram edildiğini düşünüyor." Basının en çok yanlış yaptığı konulardan biri de sözcük seçimi. Ateş, güzel bir yazının doğru sözcük seçimi ile mümkün olduğunu ifade ederek, önemli olanın bir eylemi akla gelen ilk sözcükle değil, onu anlatan en iyi sözcükle anlatılması gerektiğini belirtiyor. Ateş, gazetecilere, bir sözcüğü araştıracak vakitleri yoksa, kullanmaktan kaçınmalarını öneriyor. Ateş'in bu konuda verdiği örnekler ise şöyle: "... 'Tayyip Erdoğan'ın mal varlığına tedbir tehlikesi'. Olay Tayyip Erdoğan açısından "tehlike" olabilir, ancak okur açısından "tehlike" değil, "olasılık" ya da "ihtimal"dir". "... 'Bayan haltercilerimiz şampiyonada 5 altın, 4 gümüş madalya alarak gövde gösterisi yaptılar.' (TRT, Telepazar, 20.04.2003) Gerçek başarı, "gövde gösterisi" değildir. Gövde gösterisini güçlü olduğumuz izlenimi vermek için yaparız." Ateş'in sözcük eksikliği hatası için verdiği bir örnek ise şöyle: ".. 'Özellikle İngilizlerin güneş olan her yerde ev almak istediği belirtiliyor. Ölüdeniz'deki alımlar yerlileri endişelendiriyor.' (Cumhuriyet) "Yerlileri" yerine "yerli halkı" denilmeliydi. Kendimizi yerliler gibi görürsek, gelenlere de beyaz adam demek gerekir". Neden sadeleştirme? Yazım kurallarına ilişkin fikirlerini dile getiren Ateş, halkın genel yazma eğilimine karşın dil kurallarına yapılan politik müdahaleleri İmla Faşizmi başlıklı denemesinde ele alıyor. Ateş, verdiği örneklerle yazısız kuralların yazılı kurallardan önde geldiğine, dilin kurallardan doğmadığına, aksine kuralların dilden doğduğuna dikkat çekiyor. Türkçenin tarihsel gelişimine de dil devrimi, dil genelgeleri üzerine yazdığı denemeleriyle ışık tutmaya çabalayan Ateş, dilde sadeleştirme tartışmasını da kitabına taşımış. Ateş'in sadeleştirme için gerekçesi ilgi çekiyor: "Bugün Türkçede karşılığı yok sandığımız first lady (uluhatun), bulvar (uluyol), streç elbise (sıkma giynek) gibi sözcüklerin karşılıklarını 12.-13. yüzyıl Türkçesinde bile bulabilirsiniz. Hele maganda karşılığı olarak yabaneri sözcüğü bana ayrı bir heyecan verdi, atalarımız böyle bir olgunun yüzyıllar önce ayrımına varmışlar." Son olarak da liselerde Osmanlıca dersleri tartışmasına değinen Ateş'in çalışması, dilin kullanımına ilişkin kısa ama öz bir kılavuz niteliği taşıyor.

Evrensel'i Takip Et