23 Temmuz 2005 21:00
Yatırım yapılmayan itfaiye
nasıl hizmet versin?
Son günlerde İstanbul'da itfaiyenin adı yangınlardaki yetersizlikler ve bu yetersizlikler nedeniyle ortaya çıkan can ve mal kayıplarıyla anılıyor. Bunun haberini yapan gazeteler ve televizyonlar ise halkın itfaiyeye olan tepkisini göstererek, itfaiyecileri suçlamakla yetiniyor. Ancak bu acı olayların arkasında taşeronlaştırma ve itfaiyeye bir çivi çakmaktan dahi kaçınan yöneticiler var.
Üstelik yaşanan sorunları gidermek şöyle dursun, en ağır ve tehlikeli işkolları arasında yer almasına rağmen hâlâ meslek olarak bile tanınmıyor. İtfaiyede, Emekli Sandığı ve SSK olmak üzere iki statü uygulanıyor. Statüye ilişkin meclise verilen önergelerden ise şimdiye kadar bir sonuç alınamadı. Mesleğin tanımı, personel sıkıntısı, sağlık, bina, araç gereç, koruyucu kıyafet, rütbelendirme, eğitim, çarpık kentleşme gibi oldukça önemli sorunlar itfaiyecileri mesleğini yapamaz hale getirmiş.
Canımız taşerona emanet! İstanbul'daki belediyelerinde hız kazanan taşeronlaştırmadan itfaiye de nasibini aldı. Son olarak İstanbul İtfaiyesi'nde yapılan duyuruyla 837 personelin taşeron yoluyla alıncağı ilan edildi. Belediye-İş'in tepkisi üzerine şimdilik 'soğumaya' bırakıldı ama en kısa sürede yeniden gündeme getirilecek. Sendika taşeron işçilerin daha düşük ücret almasını özelleştirmeye gerekçe yaptığını düşünüyor. İstanbul'da sadece personel sayısı 1988'de 1593, 1989'da 1734, 1990'da 1805, 1997'de 1963, 1998'de 2018, 2005'de ise 1800. Buna karşın asılsız ihbarlar dahil 1989'da 7 bin 700, 1998'de 19 bin 196 olay olmuş. 2004 yılında ise, asılsız ihblarlar hariç itfaiye 18 bin 500 olaya müdahale etmiş. Beşiktaş gibi büyük bir ilçede 8 servis aracı, buna karşılık 4 şoför var. Beyoğlu, Fatih, Bakırköy, Kocasinan bölgelerinde de ciddi şoför ve yardımcı eksikliği var. Bu nedenle 9 kişinin işini 1 kişi yapmak zorunda. Çağdaş bir hizmet için ise en az 6 bin yeni personele ihtiyaç var. Bu yetersizlikler nedeniyle son altı yılda itfaiyeci ölümleri arttı. Taşeronun, geçici, sözleşmeli çalışanın yaygın olduğu beldelerin Büyükşehir'e bağlanması ise sorunları daha da büyütecek.
Kanser tehlikesi Kimya sektörünün gelişmesi, radyasyon yayan fabrika ve depoların çoğalması, her sokağa bir hastane kurulması ile birlikte itfaiyecinin sağlığı ciddi tehdit altında. Buradaki olaylara müdahale eden itfayecilerin iş giysilerinin ve araçlarının yetersizliği üst solunum yolları hastalıklarına ve kansere yol açıyor. Yünlü-pamuklu olması gereken kıyafetler, elektrik veya en küçük bir temasta alev alıyor. Ankara'da naylon kıyafetle hizmet veriliyor hâlâ. Toplusözleşmede yer almasına karşın belediye kendi personeline sağlık taraması bile yapmıyor. Rütbelendirme ise tam bir keyfi uygulamaya dönüşmüş durumda. Rütbelendirme daha önce sınavlarla belirlenirken, şimdi müdrürün iki dudağı arasında. Zabıta şefi 25 yıl sonra itfaiyenin başına getirilebilir ya da herhangi bir memur.
Medya kışkırtıyor Çarpık kentleşme, hızlı nüfus artışı, dar sokaklar, dik rampa, inşaat, kazı çalışmaları, semt pazarları gibi sorunlar itfaiyecinin zorluklarını daha da artırıyor. İki bin kadar sokağa itfaiye aracı giremiyor. Halkın yangına ilişkin eğitim ve bilgisinin çok zayıf olduğunu söyleyen Belediye-İş İstanbul İtfaiye Şube Başkanı Nihat Altaş, "Yangın tüpüyle işin biteceği sanılıyor. Konya'da otobüste üniversiteli 42 genç bilgisizlikten hayatını kaybetti" dedi. Medyanın sadece alevlerin boyutu, ölen yaralanan olup olmadığıyla ilgilenildiğini belirten Altaş, itfaiyecilerin geç kaldığı gibi iddialarla medyanın kamuouyunu yanlış yönlendirdiğine dikkat çekti. İtfaiyede geç kalmanın söz konusu olmadığını, ihbar ve çıkış saatinin not edildiğini, telsiz kaydının değiştirilmez olduğunu belirten Altaş, "İtfaiyeciler darp ediliyor. Yangında en son itfaiye aranıyor. Medyanın önce kendisini eğitmesi gerekiyor" diye konuştu.
ACİL TALEPLER İtfaiyenin statüsü mutlaka belli olmalı, meslek olarak kabul edilmeli.
Memur statüsünün kaldırılması.
İtfaiye eğitim merkezinin kurulması.
Yangın genel müdürlüğü kurulmalı.
İtfaiyeye standart getirilmesi.
Başta komisyonlar olmak üzere her aşamada sendikanın görüşünün alınması.
Yılda bir itfaiyeciye çekap yapılması.
Üniversite mezunu alınmıyor Akdeniz Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi'nde itfaiyecilik bölümleri bulunuyor. Buralar sınırlı sayıda öğrenci alıp mezun etmesine rağmen, bu okulların öğrencileri itfaiyeye alınmıyor. Daha önce kurulan itfaiyecilik okulu ise 1994'ten sonra amacının dışına çıkartılarak, iç hizmet eğitimi ve sanayiye dönük (similasyon aletleri) kullanılıyor.
Canımız taşerona emanet! İstanbul'daki belediyelerinde hız kazanan taşeronlaştırmadan itfaiye de nasibini aldı. Son olarak İstanbul İtfaiyesi'nde yapılan duyuruyla 837 personelin taşeron yoluyla alıncağı ilan edildi. Belediye-İş'in tepkisi üzerine şimdilik 'soğumaya' bırakıldı ama en kısa sürede yeniden gündeme getirilecek. Sendika taşeron işçilerin daha düşük ücret almasını özelleştirmeye gerekçe yaptığını düşünüyor. İstanbul'da sadece personel sayısı 1988'de 1593, 1989'da 1734, 1990'da 1805, 1997'de 1963, 1998'de 2018, 2005'de ise 1800. Buna karşın asılsız ihbarlar dahil 1989'da 7 bin 700, 1998'de 19 bin 196 olay olmuş. 2004 yılında ise, asılsız ihblarlar hariç itfaiye 18 bin 500 olaya müdahale etmiş. Beşiktaş gibi büyük bir ilçede 8 servis aracı, buna karşılık 4 şoför var. Beyoğlu, Fatih, Bakırköy, Kocasinan bölgelerinde de ciddi şoför ve yardımcı eksikliği var. Bu nedenle 9 kişinin işini 1 kişi yapmak zorunda. Çağdaş bir hizmet için ise en az 6 bin yeni personele ihtiyaç var. Bu yetersizlikler nedeniyle son altı yılda itfaiyeci ölümleri arttı. Taşeronun, geçici, sözleşmeli çalışanın yaygın olduğu beldelerin Büyükşehir'e bağlanması ise sorunları daha da büyütecek.
Kanser tehlikesi Kimya sektörünün gelişmesi, radyasyon yayan fabrika ve depoların çoğalması, her sokağa bir hastane kurulması ile birlikte itfaiyecinin sağlığı ciddi tehdit altında. Buradaki olaylara müdahale eden itfayecilerin iş giysilerinin ve araçlarının yetersizliği üst solunum yolları hastalıklarına ve kansere yol açıyor. Yünlü-pamuklu olması gereken kıyafetler, elektrik veya en küçük bir temasta alev alıyor. Ankara'da naylon kıyafetle hizmet veriliyor hâlâ. Toplusözleşmede yer almasına karşın belediye kendi personeline sağlık taraması bile yapmıyor. Rütbelendirme ise tam bir keyfi uygulamaya dönüşmüş durumda. Rütbelendirme daha önce sınavlarla belirlenirken, şimdi müdrürün iki dudağı arasında. Zabıta şefi 25 yıl sonra itfaiyenin başına getirilebilir ya da herhangi bir memur.
Medya kışkırtıyor Çarpık kentleşme, hızlı nüfus artışı, dar sokaklar, dik rampa, inşaat, kazı çalışmaları, semt pazarları gibi sorunlar itfaiyecinin zorluklarını daha da artırıyor. İki bin kadar sokağa itfaiye aracı giremiyor. Halkın yangına ilişkin eğitim ve bilgisinin çok zayıf olduğunu söyleyen Belediye-İş İstanbul İtfaiye Şube Başkanı Nihat Altaş, "Yangın tüpüyle işin biteceği sanılıyor. Konya'da otobüste üniversiteli 42 genç bilgisizlikten hayatını kaybetti" dedi. Medyanın sadece alevlerin boyutu, ölen yaralanan olup olmadığıyla ilgilenildiğini belirten Altaş, itfaiyecilerin geç kaldığı gibi iddialarla medyanın kamuouyunu yanlış yönlendirdiğine dikkat çekti. İtfaiyede geç kalmanın söz konusu olmadığını, ihbar ve çıkış saatinin not edildiğini, telsiz kaydının değiştirilmez olduğunu belirten Altaş, "İtfaiyeciler darp ediliyor. Yangında en son itfaiye aranıyor. Medyanın önce kendisini eğitmesi gerekiyor" diye konuştu.
ACİL TALEPLER
Üniversite mezunu alınmıyor Akdeniz Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi'nde itfaiyecilik bölümleri bulunuyor. Buralar sınırlı sayıda öğrenci alıp mezun etmesine rağmen, bu okulların öğrencileri itfaiyeye alınmıyor. Daha önce kurulan itfaiyecilik okulu ise 1994'ten sonra amacının dışına çıkartılarak, iç hizmet eğitimi ve sanayiye dönük (similasyon aletleri) kullanılıyor.
Evrensel'i Takip Et