25 Mart 2005 22:00

dünden bugüne KÜRT MİZAHI -1-

Bir edebiyat sanat türü olarak mizah, her toplumda olduğu gibi Kürtlerde de farklı bir biçimde yerini almış. Toplumsal baskıların arttığı dönemlerde insanların mizaha yöneldiği bilinen bir durum.

Paylaş
Bir edebiyat sanat türü olarak mizah, her toplumda olduğu gibi Kürtlerde de farklı bir biçimde yerini almış. Toplumsal baskıların arttığı dönemlerde insanların mizaha yöneldiği bilinen bir durum. Bu dosya ile, mizahı konusunda herhangi bir akademik çalışması bulunmasa da her şeye rağmen fıkralarıyla, hikayeleriyle hala gülen; gündelik yaşamda, edebiyatta, fıkralarda yer bulan Kürtlerin mizah anlayışının çerçevesini çizmeye çalıştık. Bu alanda araştırma ve derleme yapan isimler, mizahçılar ve yazarlar "Kürt Mizahı"nı gazetemiz için değerlendirdi.




Evdile Koçer (Mizah yazarı)

Geleneksel Kürt mizahı hangi temel öğeler üzerinde yükseliyor? Beslendiği kaynaklar kültürler var mı? Kürt mizahı, öncelikle Kürt sosyolojisinin toplamıdır. Çünkü Kürt yaşantısının bütün dönemlerine tanıklık yapıp düşündüren kahkahasını koymuştur. Ama Kürt mizahı, başka bir dil aracılığıyla yapılan mizah değildir. Geleneksel Kürt mizahı, Kürtlerin şevbêrklerinde hayat bulmuştur. Gece kurulan divanlar da -bugün bazı bölgelerde hala öyle- siyasetten aşka kadar gündelik hayat mizahi bir dillen anlatılırdı. Anlatıcılar, geceleri halkı gülmekten mest ederlerdi. Kürtlerin hayat ideolojileri radikal olmadığı için her şeyleriyle dalga geçebilmişlerdir; cami imamlarından tutun "siyasi abi"lere kadar...

Toplumlar tarihinde genellikle mizah daha çok halk üzerinde toplumsal baskının arttığı, şiddet eğilimlerinin yükseldiği durumlarda kendisini gösteriyor. Kürt mizahının bu çerçevedeki yeri konusunda neler ifade edebilir? Bu konuda örnekler verebilirmisiniz? Aslında devletin son 80 senelik yasakları ve tek tip düşüncesi mizahın üretimine çok yaradı. Gırgır ve Pîne dergileri bunlara örnektir. Kart kurt kürt düşüncesiyle mecburen yaşayan Kürt jenerasyonları kod isimlerle kafasında sivil polislere vereceği senaryolarla büyüdü. Ve bu senaryolar Kürt mizahının şah damarlarıdır. En son Kızıltepe de ilkokul öğrencisi Uğur Kaymaz'a 13 kurşun sıkan polisin sözlerini yazı konusu yapmıştım. Polis savcılığa verdiği ifadede Uğur için diyordu ki, "O çocuk karanlıkta büyük adam gibi gözüküyordu...." Alın size mizahın, traji-komedinin, tiyatronun alası... Anlaşılan bütün Kürt "büyük adam"ları bir süre daha kefenleriyle ölüm gecelerinde yol alacaklar... Bunu şunun için söylüyorum: Çünkü mizahın en büyük amacı da faşizmin geçitlerine kelimelerini kalkan yapmak ve deşifre etmektir.

Farklı etnik ve kültürler arasındaki etkileşim Kürt mizahında nasıl yer bulmuştur? Etkileşim biçimi ve düzeyi konusunda neler söylenebilir? Aslında Kürtler diğer halkların değer ve haklarını olduğu gibi kabul ettiler ve bunu kendi aralarında hiç tartışmayıp fıkra konusu yapmadılar. Ama, yaşanan süreçler içindeki mizahın da farkına vardılar. Bunu en son Güney Kürdistan ve Kerkük meselelerinde de gördük. Ve bugün Kürtlerin gecelerinde en çok şu bildiğimiz fıkra konuşuluyor: İki adam idam sehpasındaymış, bunlardan biri tabii ki Kürt. İmam son isteklerini sormuş. Bizim Kürt, Kerkük'ü görmek istiyorum, demiş. Diğer adam da "N'ayır, N'olamaz. Benim de son isteğim bu Kürt Kerkük'ü merkükü görmesin..." demiş. Bilin bakalım bu adam kim?

Geleneksel Kürt mizah anlatısı genelde günlük yaşamdan besleniyor galiba? Geleneksel Kürt mizahının retoriği coşkun akan ırmaklara benzer. Kuşkusuz modern Kürt edebiyatının bulunmayan tabletleri olacak. İlk defa tuz görüp tarlasına eken saf köylü, treni ev sanıp vagonun bir köşesine eşeğini bağlayan bizim palabıyıklı, ezan sesini ilk defa duyup "Eğer koyunlarıma zararı yoksa akşama kadar zırlasın..." diyen çoban, çay demlemesini öğrenmeden başkanlığa aday olan bizim yurtsever çaycı, eşine kızıp 24 saatte parti kuran sakallı demokrat, tüm hata ve yenilgilerini iktidara mal eden Slogan Abê... vb. Kürt mizahının süreç kodlarından bir demet.

Daha önce Pîne mîzah dergisinde de çalıştınız. O dönemi biraz değerlendirebilir misiniz? Ayrıca dergi neden kapandı? Kürt mizahı nereye gidiyor? Kuşkusuz o dönem çok heyecanlı ve kahkahalıydı. İlk defa Kürtçe bir mizah dergisi, hem devleti hem de bütün Kürt çevrelerini eleştiriyordu. Pîne, Kürtçe'yi sevdirip yaygınlaştırdığı gibi, gündelik hayattaki geleneksel klişeleri de yerle bir ediyordu. Pîne (Türkçe:Yama!) yaşayan bir efsane gibiydi. Kuşkusuz editörümüz Mazlum Doğan'ın bunda payı büyük! Yazılarımız hemen bir yerlere yama olabiliyordu. Ama Pîne birkaç sayıdan sonra devletin "OHAL"ine takılıp, bölgeye girişi yasaklandı. Zaten derginin espri ve mizahı Diyarbakır Siirt Batman gibi yerlerde 'para' ediyordu. Modern Kürt mizahının gelişimi kuşkusuz Kürt dilinin statüsüyle alakalıdır. Kürt dili asimilasyon mezarlığından dirilirse, mizahı bol kahkahalı olacak. Unutmayalım ki eğitim ve öğretimi olmayan bir dil ölmeye mahkumdur. Ayrıca, Türk aydınlarına da şunu hatırlatmak istiyorum, Kürtler Kürtçe'yi unutup Türkçe ile espri yaparlarsa, en büyük yarayı gene Türkçe alır. Oysa iki üç dille de espri ve şaka yapmak yaşadığımız topraklar için mucize olmamalı.



evdilekocer@yahoo.com

YARIN: Kürt mizahının geleceği umut veriyor, Rojin Türkekul, Derlemeci

ÖNCEKİ HABER

Hekimliğin tanrısı Asklepyos

SONRAKİ HABER

Erdoğan'ı çizmekten
   vazgeçmeyecekler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...