16 Kasım 2004 22:00

Fethullah Gülen'in sağ kolundan itiraflar

Fethullah Gülen'in 1960'lardan beri yanında olan, siyasi ve ticari bağlantılarını sağlayan Nurettin Veren, tarikatın iç yüzünü anlatmaya başladı. Veren, Gülen'in ABD'nin bir taşeronu olmasından dolayı tarikatla arasının açıldığını belirterek, Gülen'in Türk Cumhuriyetleri'ne başlattığı eğitim seferberliğinin, Amerikan taşeronu olmaya dönüştüğünü belirtiyor.

Paylaş
Fethullah Gülen tarikatında yaşanan iç hesaplaşma, tarikatın gerçek yüzünü de gözler önüne serdi. Gülen'in dava arkadaşı ve sağ kolu olarak bilinen Nurettin Veren, kendine bir internet sitesi açarak 35 yıllık "gizli" ilişkileri de gün yüzüne çıkarttı. Veren'in iddiaları, Gülen'in siyasi ve ticari ilişkilerini de belgeledi. Veren, Gülen ile ters düştükleri için öldürülme korkusu da yaşadığını, bazı bakanlara yazdığı mektupta dile getirdi. Nurettin Veren, Gülen'in adeta bütün ilişkilerini kuran kişiydi. Ta ki, Gülen'in ABD'ye gitmesinden sonra görüş ayrılığına düşene dek. O andan itibaren Gülen'in kendisinin ölüm emrini verdiğini iddia ediyor Veren. Bütün bu gelişmeleri anlatmak için kurduğu www.nurettinveren.org adresindeki internet sitesinde fotoğraflarla, belgelerle Gülen tarikatinin iç yüzünü anlatıyor. Dün Cumhuriyet gazetesinde Hikmet Çetinkaya'nın da köşesine taşıyarak ilk defa kamuoyuna duyurduğu bu sitede Veren, Gülen'in "sırlarını" neden ifşa ettiğini şöyle açıklıyor: "Hem bütün yetkililere hem de bütün samimiyeti ile Allah, vatan ve millet için fedakarlık yapan genç kuşaklara, olayların gerçek yüzünü açıklamaya başladım. Şirk ve dikta sistemi ile, yobazlık ve meczupluk haline getirilmek istenen, tek adam, tek lider ve kontrolsüz güç haline gelen bu durumu gözler önüne sererek, Hoşgörü, diyalog ve uzlaşma diyerek kendini ve kitleleri yozlaştırmaya hayır diyorum." Veren, son zamanlarda Gülen'in Vatikan ziyareti ve Papa Jan Paul ile yakın teması, Yahudi ve Ermeni kiliselerinin baş haham ve papazları ile iç içe oluşu, ve en yakın olan 35 yıllık dava arkadaşlarından dahi gizleyerek ABD'ye hiç sebepsiz kaçarak sığınmasının kendilerini şoka soktuğunu belirtiyor.

ABD'nin askeri oldu Bu gelişmelerin tarikat içinde ciddi çatlamalara ve parçalanmalara sebep oolduğunu anlatıyor. "Hastalık yalanı ve bahanesi ile bunu izah etmeye kalkışması ise, kendisine karşı ciddi güvensizlik oluşturarak korkunç tartışmaları ve kavgaları daha büyük boyutlara taşıdı" diyen Veren, bu gelişmeler sonucunda Gülen'in Türk Cumhuriyetleri'ne başlattığı eğitim seferberliğinin, Amerikan akıncısı ve taşeronu olma şekline dönüştüğünü belirtiyor. Veren, Gülen'in elindeki tüm imkanları ABD için kullandığını da ifade ederek şunları söylüyor: "Zaman gazetesi, Samanyolu TV ve bütün cemaate ABD yandaşlığı ve faydaları istikametinde iç bünyede brifingler ve fısıltılı gizli toplantılar düzenleyerek telkin edildi. Bu işe karşı çıkanlar ise; değişik tehdit, ciddi ödüllendirme veya yurt dışına tayin metotları ile dağıtıldı. Bu husustaki girişimlerim ve kendisi ile olan tartışmalarım bir netice vermedi. Ayrıca ciddi ölüm tehditleri ve bütün cemaatin boykotu ile üzerime gelindi."

Bakanlar olayı kapattı Veren, bu tartışmalar sonucunda kendisinin ölüm fermanın bizzat Fethullah Gülen tarafından imzalandığını iddia ederek, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Sanayi Bakanı Ali Coşkun'a, eski dava arkadaşları oldukları için bir mektup yazdığını ifade ediyor. Mektupta, can güvenliği ve koruma talep ettiğini, ama bu bakanların siyasi kaygıları dolayısıyla mektubu görmezlikten gelerek, olayları kapatmak istediklerini belirtiyor. Veren, Adapazarı İlahiyatta görevli Prof. dr. Suat Yıldırım, Zaman gazetesi eski sahibi Alaattin Kaya, Fatih Üniversitesi başkanı Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan, Gazeteciler Ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak ve Gülen'in akrabası ve bütün şirketlerin yöneticisi, gizli kasa durumunda olan Ali Bayram'ın kendisini susturmak için baskı yaptıklarını da ileri sürüyor.


Nurettin Veren KİMDİR? Nurettin Veren, internet sitesinde kendisini şöyle anlatıyor: Gülen'in 1966 yılında İzmire geldiği ilk günden itibaren, 35 yıl gece gündüz beraber olduğu arkadaşı. Zaman Gazetesi'nin kurucusu, genel müdürü, genel koordinatörü ve Feza Gazeteciliğin noter belgeli en yetkilisi. Samanyolu televizyonu kurucusu, hissedarı ve yönetim kurulu başkanı. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kurucusu, mütevelli heyeti başkanı. Azerbaycan, Kırgızistan, Gürcistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Arnavutluk, Romanya, Bulgaristan, İspanya'daki müesseselerin kurucusu. Fatih Üniversitesi kurucusu ve başkanı. Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'in ülke cumhurbaşkanlarına Nurettin Veren'in şahsına verilen resmi mektuplar ile bunlar hayata geçirilmiştir. Gülen'i ilk defa Tansu Çiller'le gizlice konutta, Özer Çiller'le Altunizade ve Bozyaka'da dört defa, Süleyman Demirel'le, Hikmet Çetin'le evinde, Bülent ve Rahşan Ecevit ile evinde, Hüsamettin Cindoruk'la Meclis'te (50.000 Dolarlık saat hediye edilerek) görüştüren... Aydın Doğan'la ve Hürriyet ekibiyle Hürriyet Plaza'da, Nazlı ve Mehmet Ali Ilıcak'la gazetelerinde görüştüren kişi... Asya Finans kuruluşu için, Özer Çiller ile Altunizade FEM Dersaneleri'nin beşinci katında, İzmir Yamanlar Koleji'nin beşinci katında gizlice görüştüren. Semra Özal'la Altunizade'de, Cem Karaca ile Dedeman Otel'deki Gazeteci ve Yazarlar Vakfı toplantısında, Barış Manço ile Ali Çelik'in evinde, Galatasaraylı futbolcularla Altunizade FEM Dersanesi'nde, Recep Tayip Erdoğan'la belediye başkanı iken Atunizade de görüştüren... Ve şimdi yollarını ayıran, Gülen'in hain ilan ettiği, ABD'de 50 kişinin huzurunda öldürülmesini emrettiği kişiyim.




BAKANLAR'A MEKTUP ''Ben Nurettin Veren, Siz beni Fethullah Gülen ile 35 yıllık cemaat hizmetlerimden yakından tanırsınız. Çünkü sizlerle birlikte çok zaman aynı dini hizmetlerde koşturduk. Birlikte hizmetleri yaparken Fethullah Gülen ve arkadaşlarıyla çekilmiş fotoğraflarımız bunun ispatıdır. Fethullah Gülen'e, bilginiz üzere benden başka kimse itiraz edip fikir beyan edemezdi. Özellikle ABD'ye kaçış konusuna şiddetli itirazım nedeniyle cemaatten aforoz edilmiş ve ölüm tehditleri almaktayım. Sizden eski bir dava arkadaşım ve yetkili bakanlar olarak güvenliğimin tesis edilmesine yardımcı olmanızı istirham ediyorum. Şayet can ve mal güvenliğime herhangi bir şey olursa bunun sorumluluğu, benim onlarca kişinin önünde öldürülmemi emreden Fethullah Gülen'e aittir. Devletin en üst sorumluları ve eski dostlar olarak gerekli hassasiyeti hem cemaat tarafına hem de resmi olarak göstermenizi istirham ediyorum. Bilgilerinize arz ederim.''




'HERKESE DAYAK ATIYORDU' 1966-69 yıllarında Kestane Pazarında okuttuğu talebelerinden dayak yemeyen kimse yoktur. Bozyaka Yurdu'nda şimdiki Yamanlar Kolleji'nin Müdürü Barbaros Kocakurt ile aramızda şöyle bir konuşma geçti: "Benim hocaefendiye yaptığım bazı itirazlarımı görünce "Abi hocaefendinin yanında kalmak istiyorsan onun köpeği değil, hem kedisi hem köpeği olmalısın. Bana en ufak hatamda yada canı sıkıldığı zaman yere yıkıp üstümde tepindiğini yoruluncaya kadar vurduğunu biliyorsun. Ben bu şartlarda yanında kalabiliyorum" dedi. Cevdet Türkyolu'nun kafasında kaç tane sandalye, sehpa kırıldığını hocaefendinin kendisine sormak lazımdır. Bir gün Bozyaka Yurdu'nda mermere vurulmuş gibi müthiş bir tokat sesi duyduk. Cevdet yanımıza geldiğinde yüzü kıp kırmızıydı.Yanımda hanımda vardı. "Ne lan bu ses deyince", "Yüzümü görmüyormusun" dedi. Altunizade FEM 'in üst katındaydık. FEM dersaneleri o zamanki Genel Müdürü Çamlıca camisi ve okulunu yaptıran Ali Katırcının damadı Mehmet Demircan'ı Üsküdar'da bir yere gönderdi. Beklediğinden biraz geç geldiği için müthiş sinirlendi. Evli barklı Demircan'ı öldüresiye tekme tokat dövdü. Biz araya girip kurtarmaya çalıştık. Hırsını alamayıp Alaatin Pekmezciyle bana falakayı uzatıp bağlamamızı söyledi. Bizde bağladık, yere yıkıp ayaklarını havaya kaldırdık. Eline aldığı kalın sopayla yorulasıya kadar vurdu. Demircan bir taraftan yalvarıyor ve ağlıyordu, bağırıp kıvrandı ve bayıldı. Ayaklarını çözdük." Hocam n'olur yeter birşey olmasın, bakın bayıldı deyince irkildi, ayağa kalk numara yapma diye bağırdı ve sopayla koluna şiddetle bir kere daha vurdu ve çıkarın bunu dedi. Biz Demircan'ı sürükleyerek odasından çıkardık.




'ÇİLLER KREDİYE ARACI OLDU' Fethullah hoca beni çağırdı, Şimdiki Asya Finans Yönetim Kurulu Başkanı Tahsin Tekoğlu'nun zor durumda olduğunu söyleyerek elime kalın bir dosya verdi. Tansu Çillere gitmemi söyledi.... Bu durum Asya Finans'ı da zor durumda bırakabilecektir. Çünkü Tekoğlu hali hazırda Asya Finansın yönetiminde yer almaktadır. Yazık değil mi Asya Finansa? Tekoğlu'na 1993 yılında Eximbank'tan 72 milyon dolar Çiller araya konularak alınan usulsüz kredi Tekoğlu'nu Tütünbank'ın elinden hacizli durumdayken milletin parasıyla zengin yapmıştır. Biz itibarımızı milletin parasını Tekoğlu'na aktarmak için mi kullanmalıydık?

ÖNCEKİ HABER

Kadın oyunlarından
   üniversite topluluklarına...

SONRAKİ HABER

Dışişleri Bakanlığı'nda Irak toplantısı yapılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...