4 Kasım 2004 22:00
'YÖK'e karşı alanlara'
12 Eylül darbesinin ürünü olan ve askeri bakış açısıyla üniversiteleri zapturapt altına alan YÖK, kuruluş yıldönümü öncesinde düzenlenen eylemlerle protesto ediliyor. YÖK'ün kuruluş yıldönümü olan 6 Kasım'ın Cumartesi gününe denk gelmesi dolayısıyla ağırlıklı olarak 5 Kasım Cuma günü de Türkiye genelinde kitlesel eylemler düzenlenecek.
Adana Çukurova Üniversitesi öğrencileri, bir haftadır YÖK'ü protesto eylemleri yapan öğrenciler dün de rektörlüğe yürüdüler. Taleplerini dile getirdikleri, "Yaşasın parasız-bilimsel-anadilde öğrenim.
Özerk-demokratik-üniversite istiyoruz" pankartı arkasında yürüyen öğrenciler adına rektörlük önünde bir açıklama yapan Emek Gençliği üyesi Mehmet Çolak, 23 yıldır üniversiteleri cendere altına alan YÖK'ün kaldırılmasını istediklerini söyledi. Eğitim tarihinin dünyada bir başka benzeri olmayan kara lekesi olarak tabir ettiği YÖK'ün üniversitelerde yeri olmadığına dikkat çeken Çolak, "Bilimsel özgürlükten yana, tekellere kapılarını kapatmış, yüzünü bilime ve insanlığa dönmüş, savaşa karşı barışı savunan, antiemperyalist bir üniversite için tüm öğrencileri ve Adana halkını YÖK ve AKP'nin üniversiteler üzerindeki gerici emellerine karşı mücadele etmeye çağırıyoruz" dedi.
Açıklamanın ardından sloganlarla eğitim fakültesi önüne gelen öğrencilere, müzisyen Metin Kahraman da bir dinleti vererek, desteğini sundu. Etkinlik, 6 Kasım Cumartesi günü Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenecek mitinge katılım çağrısında bulunulmasıyla son buldu.
Ticarethane gibi Dün, Bursa Uludağ Üniversitesi'nde kütüphanesi önünde toplanan öğrenciler, sloganlar atarak Mediko Sosyal binasına kadar yürüdüler. "YÖK Karşıtı Öğrenciler" adına açıklama yapan Dilek Demirel adlı öğrenci, YÖK'ün; sorgulamayan ve düşünmeyen, tek tip öğrenci ve akademisyen yarattığını belirtti. Önceki gün öğle saatlerinde Ankara'da Sakarya Caddesi'nde toplanan Bağımsız Gençlik Hareketi (BAGEH) ve DEHAP Gençlik Kolları üyeleri de, YÖK'ü protesto etmek için 5 Kasım'da Sakarya Caddesi'nde olacaklarını duyurarak, tüm gençleri 8 Kasım'a kadar üniversiteleri boykot etmeye çağırdılar. İstanbul'da ise bir grup öğrenci, YÖK'ü protesto etmek amacıyla 5 Kasım Cuma günü Beyazıt Meydanı'nda buluşma çağrısında bulundu. Önceki akşam TMMOB'de basın toplantısı düzenleyen öğrenciler, YÖK'ün çeyrek asırdır bir karabasan gibi üniversitelerin üzerine çöktüğünü söylediler. Toplantıya katılan şair Ruhan Mavruk da, öğrencilere destek vererek, YÖK'e karşı hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Emek Gençliği üyeleri de 5 Kasım Cuma günü Beyazıt Meydanı'nda olacaklarını duyurdular.
Öğretim üyeleri YÖK'ü tartıştı Eğitim-Sen 6 No'lu Üniversiteler Şubesi tarafından İstanbul Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen "YÖK ve Üniversiteler" konulu panelde YÖK öncesi ve sonrası üniversitelerin sorunları tartışıldı. Osmanlı İmpartorluğu döneminden bugüne yüksek öğretim sürecini özetleyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, 'post modern' dönem olarak tanımladığı günümüzde gelen sürecin üniversiteleri tamamen tasfiye etme olduğunun altını çizdi. 1980 darbesi ve 1982 Anayassı ile 'ABD sistemine uydurulduğu' iddia edilen üinversitelerin sermayeye devrinin kapılarının açıldığını söyleyen Hatemi, Bu süreci başlatmak için bilinçli olarak YÖK'ün başına belli baskı gruplarının temsilcisi getirildiği.İlk defa özel üniversiteler kanunda yer aldı" dedi. Prof. Dr. Gencay Gürsoy ise bugün üniversitede yaşanılan sorunların 1980 darbesinin armağanı olduğunu belirttiği konuşmasında, YÖK Başkanı ve Başbakan'ın eğitimle ilgili sözleri üzerinde durdu. YÖK Başkanı'nın üniversiteleri devlet iktidarını oluşturuan kurumlardan biri olarak tarif ettiğini hatırlatan Gencay, Başbakan'ın "Parasını verdiğim üniversitelere müdahale ederim" sözünü eleştirdi. Gürsoy, Sosyal Güvenlik sisteminin son kalan iki ayağı olan sağlık ve eğitimin AKP iktidarı ile ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyledi. 1980 sonrasından YÖK'ün kurulmasının ardından bilimsel makale sayısının artığının ancak nitelikte ibe düşüş yaşandığını dile getiren Prf. Dr. Reşat Apat da konuşmasında üniversitelerde hiyarerşik dikta yönetimini oluşturulduğuna değinerek, " 12 Eylül yönetimi üniversitelere sadakat dışında hiç bir görev vrmemiştir" dedi.
Ticarethane gibi Dün, Bursa Uludağ Üniversitesi'nde kütüphanesi önünde toplanan öğrenciler, sloganlar atarak Mediko Sosyal binasına kadar yürüdüler. "YÖK Karşıtı Öğrenciler" adına açıklama yapan Dilek Demirel adlı öğrenci, YÖK'ün; sorgulamayan ve düşünmeyen, tek tip öğrenci ve akademisyen yarattığını belirtti. Önceki gün öğle saatlerinde Ankara'da Sakarya Caddesi'nde toplanan Bağımsız Gençlik Hareketi (BAGEH) ve DEHAP Gençlik Kolları üyeleri de, YÖK'ü protesto etmek için 5 Kasım'da Sakarya Caddesi'nde olacaklarını duyurarak, tüm gençleri 8 Kasım'a kadar üniversiteleri boykot etmeye çağırdılar. İstanbul'da ise bir grup öğrenci, YÖK'ü protesto etmek amacıyla 5 Kasım Cuma günü Beyazıt Meydanı'nda buluşma çağrısında bulundu. Önceki akşam TMMOB'de basın toplantısı düzenleyen öğrenciler, YÖK'ün çeyrek asırdır bir karabasan gibi üniversitelerin üzerine çöktüğünü söylediler. Toplantıya katılan şair Ruhan Mavruk da, öğrencilere destek vererek, YÖK'e karşı hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Emek Gençliği üyeleri de 5 Kasım Cuma günü Beyazıt Meydanı'nda olacaklarını duyurdular.
Öğretim üyeleri YÖK'ü tartıştı Eğitim-Sen 6 No'lu Üniversiteler Şubesi tarafından İstanbul Üniversitesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen "YÖK ve Üniversiteler" konulu panelde YÖK öncesi ve sonrası üniversitelerin sorunları tartışıldı. Osmanlı İmpartorluğu döneminden bugüne yüksek öğretim sürecini özetleyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, 'post modern' dönem olarak tanımladığı günümüzde gelen sürecin üniversiteleri tamamen tasfiye etme olduğunun altını çizdi. 1980 darbesi ve 1982 Anayassı ile 'ABD sistemine uydurulduğu' iddia edilen üinversitelerin sermayeye devrinin kapılarının açıldığını söyleyen Hatemi, Bu süreci başlatmak için bilinçli olarak YÖK'ün başına belli baskı gruplarının temsilcisi getirildiği.İlk defa özel üniversiteler kanunda yer aldı" dedi. Prof. Dr. Gencay Gürsoy ise bugün üniversitede yaşanılan sorunların 1980 darbesinin armağanı olduğunu belirttiği konuşmasında, YÖK Başkanı ve Başbakan'ın eğitimle ilgili sözleri üzerinde durdu. YÖK Başkanı'nın üniversiteleri devlet iktidarını oluşturuan kurumlardan biri olarak tarif ettiğini hatırlatan Gencay, Başbakan'ın "Parasını verdiğim üniversitelere müdahale ederim" sözünü eleştirdi. Gürsoy, Sosyal Güvenlik sisteminin son kalan iki ayağı olan sağlık ve eğitimin AKP iktidarı ile ortadan kaldırılmaya çalışıldığını söyledi. 1980 sonrasından YÖK'ün kurulmasının ardından bilimsel makale sayısının artığının ancak nitelikte ibe düşüş yaşandığını dile getiren Prf. Dr. Reşat Apat da konuşmasında üniversitelerde hiyarerşik dikta yönetimini oluşturulduğuna değinerek, " 12 Eylül yönetimi üniversitelere sadakat dışında hiç bir görev vrmemiştir" dedi.
Evrensel'i Takip Et