04 Mayıs 2004 21:00

Bir Iraklının yaşadıkları

Hem Saddam döneminde hem de ABD işgali sırasında gözaltına alınan Iraklı Şii Diha el Suveyri, 'Saddam'ın yaptıkları bile, Amerikalılarca aşağılanmaktan daha iyiydi' diyor.

Paylaş
İngiliz ordusu, Iraklılara yönelik korkunç işkenceleri kanıtlayan fotoğrafların "gerçek olmadığını" ileri sürüyor. Amerikalılar, birkaç askeri "kınayarak" işkenceyi "münferit vaka" olarak göstermeye çalışıyorlar. Gerçekleri anlatan Iraklıların sesi ise "duyulmuyor". Diha el Suveyri, iki kez Bağdat'taki Ebu Garib Cezaevi'ne düştü. Biri Saddam Hüseyin iktidarında, diğeri ise Amerikan işgali altında. Suveyri, Saddam'ın işkencelerini bile, Amerikalıların yaptığı aşağılamalara tercih ettiğini söylüyor. 30 yaşında bir işçi olan el Suveyri, Şii lider Mukteda Sadr'ın Mehdi Ordusu'na mensup. Saddam rejiminde tutuklandıktan sonra elektrik işkencesi gördüğünü, dövüldüğünü, askıya alındığını anlatıyor ve devam ediyor: "Ama bunlar, çırılçıplak soyulmanın yarattığı aşağılamadan daha iyiydi. Beni alnımdan vurun, ama bunu yapmayın." Amerikalılar tarafından tutuklanan Iraklılar aylarca, işkence gördüklerini ve aşağılandıklarını söylediler. Ama fotoğraflar ortaya çıkana dek, şikâyetler gözardı edildi. Böylece, işkenceciler teşvik edilmiş oldu.

Utancından anlatamıyor El Suveyri; Iraklıları soyup onlara çeşitli işkenceler yapan Amerikan askerlerinin fotoğraflarını gördüğünde hiç şaşırmadığını belirtiyor. Ekim ayında ABD askerleri tarafından tutuklandığında, "Bir kez ve 15 dakikalığına çırılçıplak soyulduğunu" söylüyor: "Tek tip elbise giymemi istediklerini sanmıştım. İç çamaşırlarıma dek soyundum. Sonra onları da çıkarmamı istediler. İtiraz ettim, ama sonunda onların dediği oldu." Utancından, daha fazla ayrıntıya giremiyor. Kendisi ve diğer altı Iraklının, başlarına kukuleta geçirildiği halde duvara dayandırıldığını ve çömeltildiklerini belirten el Suveyri, "Bizi anlatamayacağım bir şekilde tuttular. Biz öyle dururken incelediler. Bunun bizi aşağılayacağını biliyorlardı. Gururumuzu kırmak istediler. Hepimiz erkeğiz. Beni dövsünler, tamam. Geçer gider. Ama kimse erkekliğini ayaklar altına almak istemez" diye devam ediyor.

Amerikalılardan nefret ediyor El Suveyri, Amerikalıların onu Bağdat'ın Sadr Kent mahallesinde, babası ve kardeşiyle birlikte gözaltına aldığını belirtiyor. Başlangıçta Saddam'ı devirdikleri için Amerikalılara minnet duyduğunu anlatıyor: "Saddam'dan öyle nefret ediyordum ki, Amerikalılar geldiğinde onları kurtarıcı olarak karşıladım. Mutluydum ve onları destekliyordum. Ama kısa süre içinde, kurtarıcı değil işgalci oldukları anlaşıldı. Saddam döneminde biz baskı ve adaletsizliğe boyun eğmedik. Zulme karşı savaşmamız gerekir." El Suveyri, Amerikalılardan kurtulduktan sonra ABD'den nefret etmeye başladığını ve iki ay önce de Mehdi Ordusu'na yazıldığını anlatıyor: "Eğer Seyyid Mukteda dağılmamızı isterse dağılırız. Ölmemizi isterse ölürüz. Yaşamamızı isterse yaşarız. Amerikalılarla hiçbir işimiz olamaz."


Tüyler ürperten rapor ABD'li gardiyanlar ve sorgucuların, Iraklı tutsaklara yaptıkları işkencelerin, fotoğrafların ortaya çıkmasından önce de ordu yönetimi tarafından bilindiği anlaşıldı. The New Yorker dergisinde yayımlanan özel haberde, daha önce Orgeneral Antonio Taguba tarafından yürütülen gizli bir soruşturmada, tutsaklara karşı "savaş suçu" işlendiği belirtiliyordu. Soruşturma raporuna göre tutsaklara şu işkenceler uygulanmaktaydı: Kimyasal ampullerin kırılması ve içindeki fosforlu sıvının tutsakların üzerine dökülmesi, tutsakların sandalye ve süpürge sapıyla dövülmesi, erkek tutsakların tecavüzle tehdit edilmesi, bir tutsağa ampul ve süpürge sapıyla tecavüz edilmesi. İşkence fotoğrafları ortaya çıkana dek Ebu Garib Cezaevi'ni yöneten Tuğgeneral Janis Karpinski, işkencenin "askeri istihbarat subayları" tarafından yönetildiğini anlattı. Karpinski, şimdi ise ordu yönetiminin "suçu kendilerine atmaya çalıştığını" belirterek, "Biz harcanabiliriz" diye konuştu. Bu arada, işkence fotoğraflarını yayınlayan Amerikan CBS televizyonunun, ABD Genelkurmay Başkanı Richard Myers'ın kişisel isteği üzerine haberi vermeyi ertelediği öğrenildi. Kanalın "60 Dakika" programı yapımcısı Jeff Fager, Myers'ın CBS haber spikeri Dan Rather'ı haber yayınlanmadan 8 gün önce arayarak, "kendilerine zaman verilmesini istediğini" söyledi. Kanal, bu talebi kabul ederek fotoğrafları yayınlamayı geciktirdi.

ÖNCEKİ HABER

Rüşvetin belgeleri

SONRAKİ HABER

Guantanamo'da 8 Türk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...