14 Nisan 2004 21:00
1 Mayıs neden işçi bayramı?
GÜNÜN YAZILARI
Sendikasız ve sigortasız çalıştırılan, hak aramaları ve itiraz etmeleri yasaklanan genç işçiler günde 12-16 saat çalışmaya, zorunlu fazla mesailerle sabahlamalara, hakarete hatta dayağa maruz kalıyor.
Yani birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs'ı var eden koşulların aynısı bugün de yaşanıyor. Ama onlar 1 Mayıs'ı bilmiyor.
Sendika da sendikacı da görmedi Tekstil fabrikasında çalışan Hakim Han, 21 yaşında; tam 10 yıldır işçilik yapıyor. Buna karşılık sadce 28 gün sigortası var. "Sıfıra sıfır elde var sıfır" diyen Hakim, Kıraç ve çevresinde bir iki fabrika dışında sigortalı işçi çalıştırılmadığını söylüyor. Günde 12 sat çalışıyor, cumartesileri de öğlenen kadar. Hakim, 8-9 yaşındaki çocukların bile 12 saat çalıştırıldığını, hakaret ve küfüre maruz kaldığını, dayağı anlatıyor. 1 Mayıs'ın işçi bayramı olduğunu biliyor ama şimdiye kadar hiç 1 Mayıs'a gitmemiş. - Hiç sendikalı bir yerde çalıştın mı? - Hayır. - Hiç sendikacı gördün mü? - Hayır. - Peki hiç değilse sendikalı işyerinde çalışan bir işçi gelip sana bir şeyler anlattı mı? - Hayır. Bir önceki çalıştığı fabrikada eylem yapmışlar. "Paramız verilmeyince herkese makineyi kapattırdım, ödendi. Bir kez daha aynı şey oldu. Anlaştık makineleri kapatalım dedik. Ama tek kapatan ben oldum ve işten atıldım" diyen Hakim, yaşadığı bu deneyim üzerinden "İşçiler birlik olmalı" diyor.
'Onların sigortasına güvenilmez' İzzet de tekstil işçisi, günde 11 saat çalışıyor. Aldığı ücreti sorunca "Sigortasız 400 milyon lira" diyor. Sigorta talebi yok. "Patronların sigortasına güvenilmez. Sigorta için az para alırsın sonra bakarsın pirimler yatırılmamış. Tazminat alamazsın, hiçbir şey alamazsın" diyen İzzet, 50-100 milyon lira daha fazla para almayı tercih ediyor. İzzet, hiç 1 Mayıs'a gitmemiş. Bu yıl Emeğin Partisi ile gidecek. Hakkını aramayan işçileri "yalaka" olmakla suçlayan İzzet, "Bir ay, bir hafta boyunca evine gitmeyen işçileri tanıyorum. Sabah lavabo sırasına giriyorsun akşam saat 18.00'da sıra geliyor. Buna karşı birlik olalım harekete geçelim diyorum kimse gelmiyor, yalnız kalıyorsun" diye yakınıyor.
Bu fabrika iyi! Bir tekstil fabrikasında, ayda 400 milyon lira ücret karşılığında, günde onbuçuk saat çalışan Ali Seyhan, 20 yaşında. Sigorta primi ödenen Ali, sırf bu yüzden hakkını aldığını düşnüyor. "Aldığın para aileyi geçindirmeye yeter mi?" sorumuzu "O ayrı! Ama çevredeki fabrikalara göre iyi" diye yanıtlayan Ali de şimdiye kadar hiç sendikacıyla karşılaşmamış. Fabrika dışında bir şey yapamadığını söyleyen Ali, 1 Mayıs'tan habersiz. Liseden ayrıldıktan sonra bir vida fabrikasında çalışmaya başlayan İlhan Kurt, bir yıldır çalıştığı işyeri sendikalı olmasına rağmen henüz sendikalı değil. Sendikacılar da şimdiye kadar yanına gelmemiş. Birleşik Metal-İş Sendikası'nın örgütlü olduğu fabrikada günde 9 saat çalışılıyor. "Sigortamız var. 460 milyon lira da maaşım var. Ancak cumartesi pazar da çalışıyoruz. İki aydır izin yapmadım. İki aydır çalışmak dışında hiçbir şey yapmadım" diye anlatan İlhan, 1 Mayıs'la ilgili kendilerine hiç bir şey anlatılmadığını söylüyor.
'İşçilere en çok zam yapıldığı zamanmış' Serdar Aslan, 23 yaşında bir tekstil işçisi. Diğer fabriklara göre kısmen daha iyi şartlarda çalıştığını söyleyen Serdar, ayda 380 milyon lira ücret alıyor. "Bu iyi başka yerlerde asgari ücret veriyorlar" diyor. - Fabrika dışında kendine zaman ayırabiliyor musun? - Tabi ayırıyorum. - Ne yapıyorsun? - Kahveye geliyorum. Sonra eve, sonra işe sonra yine kahveye. Böyle gidiyor. - Yani kendine zaman ayırman kahveye gitmen mi? - Evet. - Sence işçilerin yaşadığı Kıraç niye böyle bakımsız ve çamurlu. - İstanbul yedi tepe. Bunu herkes biliyor. Kıraç da çamur içinde. Bunu da herkes biliyor ama gelmiyorlar. - 1 Mayıs'ın ne anlama geldiğini biliyor musun? - İşçi bayramı. - Neden bayram olduğunu biliyor musun? - Herhalde işçiler en fazla zam yapıldığı zamanmış. Bayram ilan etmişler. Gerçi Kurban ve Şeker bayramları da işçi bayramı. Çünkü o zamanlar tatil yapıyoruz. - İşçilerin durumu iyiye mi gidiyor kötüye mi? - Yukarıdakilere göre iyiye, ortadakilere göre ortalama, aşağıdakilere göre kötü. Bence kötü. Yukarıdakiler de Sabancı'yı kaybetmenin acısını yaşıyor. Baksana Başbakan bile 'Sana ağa diyebilir miyim?' diye sormuş.
Birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs 1886'da ABD'de, kitlesel bir grev dalgası yaşandı. Sekiz saatlik işgünü talebiyle yapılan grevlere ve gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Grevler bazı yerlerde ertesi gün de devam etti. 3 Mayıs'ta, McCormick'e ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler bir miting yaptılar. Miting alanı fabrikanın çok yakınındaydı ve miting sona ermek üzereyken McCormick fabrika düdüğünü çalarak içerdeki grev kırıcıları dışarı çıkarttı. Grev kırıcıları protesto etmek için bir grup işçi fabrikaya yöneldi, çıkan kargaşada polis işçilere ateş açtı; 4 işçi öldü, onlarcası yaralandı. Bu saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs'ta Haymarket alanında bir miting yapıldı. Miting tam dağılırken, kürsünün önüne bir bomba atıldı ve bir polis öldü, 70 polis yaralandı. Bombayı kimin attığı belli değildi, ancak bu olay nedeniyle yüzlerce işçi tutuklandı. Tutuklanan işçilerden Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel ve Louis Lingg ölüme mahkum edildi. Bu düzmece yargılamaya ve ölüm cezasına tepkiler ve protestolar, ulusal sınırları aştı. Ve idamdan bir gün önce 10 Kasım'da Vali Oglesby, Fielden ve Schwab'ın cezaları ömür boyu hapse çevrildi. Parsons, Engel, Spies ve Fischer 11 Kasım 1887'de idam edildi. 13 Kasım Pazar günü yaklaşık yarım milyon kişinin katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi. İkinci Enternasyonal, 1889'da Paris'te yaptığı toplantıda, 1 Mayıs'ı, bütün işçilerin sermaye sınıfına ve emperyalizme karşı birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlama kararı aldı.
Sendika da sendikacı da görmedi Tekstil fabrikasında çalışan Hakim Han, 21 yaşında; tam 10 yıldır işçilik yapıyor. Buna karşılık sadce 28 gün sigortası var. "Sıfıra sıfır elde var sıfır" diyen Hakim, Kıraç ve çevresinde bir iki fabrika dışında sigortalı işçi çalıştırılmadığını söylüyor. Günde 12 sat çalışıyor, cumartesileri de öğlenen kadar. Hakim, 8-9 yaşındaki çocukların bile 12 saat çalıştırıldığını, hakaret ve küfüre maruz kaldığını, dayağı anlatıyor. 1 Mayıs'ın işçi bayramı olduğunu biliyor ama şimdiye kadar hiç 1 Mayıs'a gitmemiş. - Hiç sendikalı bir yerde çalıştın mı? - Hayır. - Hiç sendikacı gördün mü? - Hayır. - Peki hiç değilse sendikalı işyerinde çalışan bir işçi gelip sana bir şeyler anlattı mı? - Hayır. Bir önceki çalıştığı fabrikada eylem yapmışlar. "Paramız verilmeyince herkese makineyi kapattırdım, ödendi. Bir kez daha aynı şey oldu. Anlaştık makineleri kapatalım dedik. Ama tek kapatan ben oldum ve işten atıldım" diyen Hakim, yaşadığı bu deneyim üzerinden "İşçiler birlik olmalı" diyor.
'Onların sigortasına güvenilmez' İzzet de tekstil işçisi, günde 11 saat çalışıyor. Aldığı ücreti sorunca "Sigortasız 400 milyon lira" diyor. Sigorta talebi yok. "Patronların sigortasına güvenilmez. Sigorta için az para alırsın sonra bakarsın pirimler yatırılmamış. Tazminat alamazsın, hiçbir şey alamazsın" diyen İzzet, 50-100 milyon lira daha fazla para almayı tercih ediyor. İzzet, hiç 1 Mayıs'a gitmemiş. Bu yıl Emeğin Partisi ile gidecek. Hakkını aramayan işçileri "yalaka" olmakla suçlayan İzzet, "Bir ay, bir hafta boyunca evine gitmeyen işçileri tanıyorum. Sabah lavabo sırasına giriyorsun akşam saat 18.00'da sıra geliyor. Buna karşı birlik olalım harekete geçelim diyorum kimse gelmiyor, yalnız kalıyorsun" diye yakınıyor.
Bu fabrika iyi! Bir tekstil fabrikasında, ayda 400 milyon lira ücret karşılığında, günde onbuçuk saat çalışan Ali Seyhan, 20 yaşında. Sigorta primi ödenen Ali, sırf bu yüzden hakkını aldığını düşnüyor. "Aldığın para aileyi geçindirmeye yeter mi?" sorumuzu "O ayrı! Ama çevredeki fabrikalara göre iyi" diye yanıtlayan Ali de şimdiye kadar hiç sendikacıyla karşılaşmamış. Fabrika dışında bir şey yapamadığını söyleyen Ali, 1 Mayıs'tan habersiz. Liseden ayrıldıktan sonra bir vida fabrikasında çalışmaya başlayan İlhan Kurt, bir yıldır çalıştığı işyeri sendikalı olmasına rağmen henüz sendikalı değil. Sendikacılar da şimdiye kadar yanına gelmemiş. Birleşik Metal-İş Sendikası'nın örgütlü olduğu fabrikada günde 9 saat çalışılıyor. "Sigortamız var. 460 milyon lira da maaşım var. Ancak cumartesi pazar da çalışıyoruz. İki aydır izin yapmadım. İki aydır çalışmak dışında hiçbir şey yapmadım" diye anlatan İlhan, 1 Mayıs'la ilgili kendilerine hiç bir şey anlatılmadığını söylüyor.
'İşçilere en çok zam yapıldığı zamanmış' Serdar Aslan, 23 yaşında bir tekstil işçisi. Diğer fabriklara göre kısmen daha iyi şartlarda çalıştığını söyleyen Serdar, ayda 380 milyon lira ücret alıyor. "Bu iyi başka yerlerde asgari ücret veriyorlar" diyor. - Fabrika dışında kendine zaman ayırabiliyor musun? - Tabi ayırıyorum. - Ne yapıyorsun? - Kahveye geliyorum. Sonra eve, sonra işe sonra yine kahveye. Böyle gidiyor. - Yani kendine zaman ayırman kahveye gitmen mi? - Evet. - Sence işçilerin yaşadığı Kıraç niye böyle bakımsız ve çamurlu. - İstanbul yedi tepe. Bunu herkes biliyor. Kıraç da çamur içinde. Bunu da herkes biliyor ama gelmiyorlar. - 1 Mayıs'ın ne anlama geldiğini biliyor musun? - İşçi bayramı. - Neden bayram olduğunu biliyor musun? - Herhalde işçiler en fazla zam yapıldığı zamanmış. Bayram ilan etmişler. Gerçi Kurban ve Şeker bayramları da işçi bayramı. Çünkü o zamanlar tatil yapıyoruz. - İşçilerin durumu iyiye mi gidiyor kötüye mi? - Yukarıdakilere göre iyiye, ortadakilere göre ortalama, aşağıdakilere göre kötü. Bence kötü. Yukarıdakiler de Sabancı'yı kaybetmenin acısını yaşıyor. Baksana Başbakan bile 'Sana ağa diyebilir miyim?' diye sormuş.
Birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs 1886'da ABD'de, kitlesel bir grev dalgası yaşandı. Sekiz saatlik işgünü talebiyle yapılan grevlere ve gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Grevler bazı yerlerde ertesi gün de devam etti. 3 Mayıs'ta, McCormick'e ait fabrikadan atılan ve grevde olan işçiler bir miting yaptılar. Miting alanı fabrikanın çok yakınındaydı ve miting sona ermek üzereyken McCormick fabrika düdüğünü çalarak içerdeki grev kırıcıları dışarı çıkarttı. Grev kırıcıları protesto etmek için bir grup işçi fabrikaya yöneldi, çıkan kargaşada polis işçilere ateş açtı; 4 işçi öldü, onlarcası yaralandı. Bu saldırıyı protesto etmek için 4 Mayıs'ta Haymarket alanında bir miting yapıldı. Miting tam dağılırken, kürsünün önüne bir bomba atıldı ve bir polis öldü, 70 polis yaralandı. Bombayı kimin attığı belli değildi, ancak bu olay nedeniyle yüzlerce işçi tutuklandı. Tutuklanan işçilerden Albert R. Parsons, August Spies, Samuel J. Fielden, Michael Schwab, Adolph Fischer, George Engel ve Louis Lingg ölüme mahkum edildi. Bu düzmece yargılamaya ve ölüm cezasına tepkiler ve protestolar, ulusal sınırları aştı. Ve idamdan bir gün önce 10 Kasım'da Vali Oglesby, Fielden ve Schwab'ın cezaları ömür boyu hapse çevrildi. Parsons, Engel, Spies ve Fischer 11 Kasım 1887'de idam edildi. 13 Kasım Pazar günü yaklaşık yarım milyon kişinin katıldığı bir cenaze töreni düzenlendi. İkinci Enternasyonal, 1889'da Paris'te yaptığı toplantıda, 1 Mayıs'ı, bütün işçilerin sermaye sınıfına ve emperyalizme karşı birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlama kararı aldı.
Evrensel'i Takip Et