16 Şubat 2004 23:00

İşsizlik korkusuyla

Devlet Tiyatrosu ile Alman Kültür Merkezi, ortak bir çalışma ile çağdaş Alman oyun yazarlarını Türkiye'ye getiriyor. Dört kadın yazarın dört oyununun okuma tiyatrosu olarak sahnelenmesini öngören proje, genç yazar Gesine Danckwart'ın "Ekmek Parası" adlı oyunuyla başladı. İki hafta arayla Aziz Nesin Sahnesi'nde "okuma tiyatrosu" formunda ücretsiz olarak izleyici ile buluşacak oyunların ardından, yazarların da katılımıyla söyleşiler gerçekleştirilecek. "Dört Kadın Dört Dünya" adı verilen projenin ilk konuğu genç yazar Gesine Danckwart'tı. Danckwart'ın da katıldığı etkinlikte, önce Merih Atalay'ın yönetiminde, Merih Atalay, Özden Çiftçi, Özlem Güveli, Levent Güner ve Musa Uzunlar oyunu sahnelediler. Dekor kardeşliği! "Ekmek Parası", bir başka oyunun dekoru (Ayaktakımı Arasında) üzerinde sahnelense de, dekor ile oyunun oldukça uyumluydu. "Ekmek Parası"nın "suyun yüzünde kalma", yani "işini kaybetmeme" mücadelesi veren karakterleriyle; "Ayaktakımı Arasında"nın anlattığı "en aşağıdakiler"in özdeki uyumunu oyun için söylemek pek mümkün değil. Son dönemin "çağdaş tiyatro" diye anılan biçiminin sıkça başvurduğu üzere "monologlar" üzerine kurulu bir oyun "Ekmek Parası". Bu, "bireyin yalnızlığı"nı anlatmanın en kolay yolu olsa gerek ki, sıkça "yalnızlık" ve "iletişimsizlik"i vurgulayan oyunlarda sürekli karşımıza çıkıyor. İşçileri, kol gücüyle çalışanları değil de, daha çok hizmet sektöründe çalışanları ele alıyor oyun.

İşsizlik ve yalnızlık Kent insanının yalnızlığı ve bu yalnızlıktan beslenen korkuları yine oyunun odak noktasında. Kariyer düşkünü bir kadın, sevimli bir öğrenci, bir işsiz, bir bilgisayar uzmanı ve bir garson kadının psikolojik çözümleri var bu oyunda. Yazarı, oyunun ardından yapılan söyleşide de, bu yalnızlık hissine ve işten atılma korkusuna vurgu yapıyor. Ülkesinde de ciddi bir sorun olarak tarif ettiği işsizlik, yazarın deyimiyle "sistemin dışına düşme hali", kent insanının en büyük korkularından biri. Ancak yazarın, bu korkuyu işlerken herhangi bir çıkış aradığını, hatta nedenleri sorguladığını söylemek güç. Oyunun ana gövdesi, işsizlik ve yalnızlığın yarattığı psikolojik sonuçlardan ibaret. Açıkçası, bu tür eksikliklerin farklı ve başarılı bir üslupla kurgulanan oyunu, bir çok açıdan zayıflattığını, güçsüz kıldığını söylemek mümkün.

Devam edecek "Dört Kadın Dört Dünya" adlı etkinlik dizisi, onbeş günde bir sergilenecek oyunlarla Aziz Nesin Sahnesi'nde sürecek. Çağdaş Alman Tiyatrosu'nun son bir kaç yılda öne çıkan oyunlarını tanıtmak amacıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında; borçları nedeniyle herşeyine haciz gelen bir kadının öyküsünün anlatıldığı, "kadın hakları"nı savunan Kertsin Specht'in "Kurbağa Prenses"ini 28 Şubat Cumartesi saat 15.00'de, başrolünde bir sokak köpeğinin yer aldığı ve "kadın erkek ilişkisine köpek gözüyle bakan" Sibylle Berg'in "Köpek, Kadın, Erkek" adlı oyununu 13 Mart Cumartesi saat 15.00'te; yaşlılar yurdunda çalışan hemşireler ve yaşlılar arasında geçen "kuşak çatışması, yaşlılık ve ölüm" konulu Theresia Walser'in "King Kong'un Kızları" adlı oyunu "King Kong'un Kızları", 27 Mart Cumartesi saat 15.00'te Aziz Nesin Sahnesi'nde sergilenecek. Bütün oyunları ücretsiz olarak izlemek mümkün. Ayrıca, her oyundan sonra yazarlarının da katılacağı söyleşiler de yapılacak.

Evrensel'i Takip Et