23 Ocak 2004 23:00
'Sendikal birliğe ihtiyaç var'
DİSK'in düzenlediği 1. Ulusal Sosyal Politika Kongresi Ankara'da devam ediyor. Kongrenin "Günümüzde Sosyal Politikanın Açılımları" başlıklı oturumunda, toplumun en büyük kesimini oluşturan çalışanlar ve ailelerinin her tür korumadan yoksun olduğu belirtildi.
Oturuma katılan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Zeki Erdut, kapitalist üretim ilişkilerinin kamu hizmeti mantığını gerilettiğini dile getirdi. İşçi sınıfının sosyal korumanın sağlanması için politika üretmesi gerektiğini söyleyen Erdut, sendikaların doğru ve yeni stratejiler geliştirmesi, işçiyle sendikasının bütünleştirilmesi ve sendika içi demokrasinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti. Erdut, sendikaların 25 yıldır içinde bulunduğu sıkıntıları aşmak için birliğe ve dayanışmaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.
TİSK'in anayasası 1980 sonrası politikaların "anti sosyal" olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mesut Gülmez de '82 Anayasası'nın ise çalışanların hakları açısından bakıldığında TİSK'in Anayasası görünümünde olduğunu vurguladı. "1982 anayasası 24 Ocak ve 12 Eylül'ün ürünü bir anayasadır" diyen Gülmez, '82 Anayasası ile grev hakkını düzenleyen 54'ncü maddenin TİSK tarafından halen savunulduğunu, bu maddeye dokunulmazlık uygulandığını ifade etti.
Temel haklar gasp ediliyor Kongrenin "Sosyal Politika ve İnsan Gereksinimleri" başlıklı oturumunda ise sosyal politikaların terkedilmesiyle birlikte çalışma hakkı, eğitim hakkı gibi en temel hakların ortadan kaldırıldığı kaydedildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Hacer Ansal, ilk kez Marx'ın, insanın kendisini gerçekleştirmesi için emek kavramını koyduğunu dile getirdi. Ansal, "bireyin kendini gerçekleştirmek için çalışması gerektiğini ancak günümüzde çalışma koşullarının ve üretim ilişkilerinin buna izin vermediğini" dile getirdi. Çalışma Bakanlığı'ndan Dr. Bülent Piyal da sağlığın, temel haklar kapsamında sayılabilecek tüm hakların kullanılabilmesinin koşulu olduğunu belirtti. Çalışanların sağlık problemlerinin çoğunlukla çalışma koşullarına ve ortamına bağlı olduğunu söyleyen Piyal, son dönemde "psiko-sosyal hastalıklar" olarak adlandırılan iş ve geçim stresine bağlı şikayetlerin arttığına dikkat çekti.
TİSK'in anayasası 1980 sonrası politikaların "anti sosyal" olduğunu belirten Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mesut Gülmez de '82 Anayasası'nın ise çalışanların hakları açısından bakıldığında TİSK'in Anayasası görünümünde olduğunu vurguladı. "1982 anayasası 24 Ocak ve 12 Eylül'ün ürünü bir anayasadır" diyen Gülmez, '82 Anayasası ile grev hakkını düzenleyen 54'ncü maddenin TİSK tarafından halen savunulduğunu, bu maddeye dokunulmazlık uygulandığını ifade etti.
Temel haklar gasp ediliyor Kongrenin "Sosyal Politika ve İnsan Gereksinimleri" başlıklı oturumunda ise sosyal politikaların terkedilmesiyle birlikte çalışma hakkı, eğitim hakkı gibi en temel hakların ortadan kaldırıldığı kaydedildi. İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Hacer Ansal, ilk kez Marx'ın, insanın kendisini gerçekleştirmesi için emek kavramını koyduğunu dile getirdi. Ansal, "bireyin kendini gerçekleştirmek için çalışması gerektiğini ancak günümüzde çalışma koşullarının ve üretim ilişkilerinin buna izin vermediğini" dile getirdi. Çalışma Bakanlığı'ndan Dr. Bülent Piyal da sağlığın, temel haklar kapsamında sayılabilecek tüm hakların kullanılabilmesinin koşulu olduğunu belirtti. Çalışanların sağlık problemlerinin çoğunlukla çalışma koşullarına ve ortamına bağlı olduğunu söyleyen Piyal, son dönemde "psiko-sosyal hastalıklar" olarak adlandırılan iş ve geçim stresine bağlı şikayetlerin arttığına dikkat çekti.
Evrensel'i Takip Et