16 Nisan 2003 21:00
Pentagon bizi dinlemedi
GÜNÜN YAZILARI
ABD'deki Chicago Üniversitesi'nde görevli Türk arkeolog Doç. Dr. Oğuz Soysal, Bağdat Müzesi'nden yağmalanan paha biçilmez tarihi eserlerin bir daha bulunamamasından endişe edildiğini söyledi.
Arkeoloji alanında söz sahibi kuruluşlardan Chicago Üniversitesi Eski Ön Asya Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Soysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Amerikan yetkililerinin, arkeolog ve tarihçilerin Bağdat'ın sanat eserlerinin korunması yönündeki uyarılarını dinlemediklerini" belirterek, "müzedeki yağma ve tahribin ardından, oluşan kaybın ölçülemeyecek kadar büyük olduğunu" kaydetti.
Soysal, savaşın başında, Chicago Üniversitesi'nden bir grup arkeologun Pentagon yetkilileriyle birkaç kez görüşerek, özellikle Bağdat Müzesi'yle birlikte Irak'ın diğer korunması gereken arkeolojik ve ören yerlerinin listesini verdiklerini, ancak uyarılarının dikkate alınmadığını söyledi.
Çok önemliydi Bağdat Müzesi'nin Kahire Müzesi kadar değerli eserlere sahip olduğunu belirten Soysal, "bunun Amerikan askerlerinin Kahire Müzesi'nin 50 metre önünde durup, gözlerinin önünde yağmacıların Tutankamun'un mezarını ya da mumyaları götürmeleri gibi bir durum olduğunu" ifade etti. Soysal, yağmacıların, MÖ 8 binden itibaren en eski uygarlıkların beşiği olan Mezopotamya'nın en önemli eserlerinin bulunduğu Bağdat Müzesi'nden ünlü taş üzerine kazınmış Hammurabi Kanunları'nı dahi yağmaladıklarını belirterek, bunun arkeoloji dünyası ve kültürel eserlerin korunması açısından büyük kayıp olduğunu söyledi.
Satmak zor "Ancak bu eserlerin neredeyse tamamının envanterlere geçirilmiş kayıtlı eserler olduğunu" vurgulayan Soysal, Amerikan medyasının bir bölümünün iddia ettiği gibi bu eserleri Avrupa'da ya da ABD'de satmanın pek mümkün olmadığını kaydetti. Soysal, Batı ülkelerinde antik bir eseri satmak için öncelikle bir uzmanın, eserin gerçek olup olmadığını onaylaması gerektiğini belirterek, bu nedenle tüm dünyaca bilinen bu tarihi eserleri satmanın kolay olmadığını belirtti. Arkeolog ayrıca, Bağdat Müzesi'ni profesyonelce ve bilinçli bir biçimde yağmalayanların yanı sıra, bir grup vandalın da tarihi eserleri tahrip etmek için uğraş verdiklerini, özellikle bazı heykellerin kafalarının gövdelerinden kopartılmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Soysal, müzedeki eserlerin büyük bölümünün Batılı ve özellikle Alman arkeologlarca yakından tanındığını belirtirken, Saddam Hüseyin'in buradaki bazı eserleri süsleme amacıyla saraylarına taşıttığı yolunda iddialar bulunduğunu, ancak Bağdat Müzesi'nin 13 yıldan bu yana halka kapalı olması nedeniyle, bu iddiaların doğruluk payının bilinmediğini kaydetti. Bu yağmalanmayı 2 bin yıl önce Mısır'da Büyük İskender tarafından kurulan kütüphanenin tahribine benzeten Amerikan arkeoloji çevreleri, Irak'ın tarihi mirasının gereğince korunmamasından ABD ordusunu sorumlu tutuyor. 1954 Lahey Sözleşmesi ve diğer uluslararası anlaşmalar gereği, işgal edilen ülkenin tarihi ve kültürel mirasının işgal eden ülke tarafından korunması gerektiğine işaret eden arkeoloji çevreleri, ABD'nin gelecekte bu ihmalinden dolayı suçlanabileceğini kaydediyorlar.
Çok önemliydi Bağdat Müzesi'nin Kahire Müzesi kadar değerli eserlere sahip olduğunu belirten Soysal, "bunun Amerikan askerlerinin Kahire Müzesi'nin 50 metre önünde durup, gözlerinin önünde yağmacıların Tutankamun'un mezarını ya da mumyaları götürmeleri gibi bir durum olduğunu" ifade etti. Soysal, yağmacıların, MÖ 8 binden itibaren en eski uygarlıkların beşiği olan Mezopotamya'nın en önemli eserlerinin bulunduğu Bağdat Müzesi'nden ünlü taş üzerine kazınmış Hammurabi Kanunları'nı dahi yağmaladıklarını belirterek, bunun arkeoloji dünyası ve kültürel eserlerin korunması açısından büyük kayıp olduğunu söyledi.
Satmak zor "Ancak bu eserlerin neredeyse tamamının envanterlere geçirilmiş kayıtlı eserler olduğunu" vurgulayan Soysal, Amerikan medyasının bir bölümünün iddia ettiği gibi bu eserleri Avrupa'da ya da ABD'de satmanın pek mümkün olmadığını kaydetti. Soysal, Batı ülkelerinde antik bir eseri satmak için öncelikle bir uzmanın, eserin gerçek olup olmadığını onaylaması gerektiğini belirterek, bu nedenle tüm dünyaca bilinen bu tarihi eserleri satmanın kolay olmadığını belirtti. Arkeolog ayrıca, Bağdat Müzesi'ni profesyonelce ve bilinçli bir biçimde yağmalayanların yanı sıra, bir grup vandalın da tarihi eserleri tahrip etmek için uğraş verdiklerini, özellikle bazı heykellerin kafalarının gövdelerinden kopartılmasının dikkat çekici olduğunu vurguladı. Soysal, müzedeki eserlerin büyük bölümünün Batılı ve özellikle Alman arkeologlarca yakından tanındığını belirtirken, Saddam Hüseyin'in buradaki bazı eserleri süsleme amacıyla saraylarına taşıttığı yolunda iddialar bulunduğunu, ancak Bağdat Müzesi'nin 13 yıldan bu yana halka kapalı olması nedeniyle, bu iddiaların doğruluk payının bilinmediğini kaydetti. Bu yağmalanmayı 2 bin yıl önce Mısır'da Büyük İskender tarafından kurulan kütüphanenin tahribine benzeten Amerikan arkeoloji çevreleri, Irak'ın tarihi mirasının gereğince korunmamasından ABD ordusunu sorumlu tutuyor. 1954 Lahey Sözleşmesi ve diğer uluslararası anlaşmalar gereği, işgal edilen ülkenin tarihi ve kültürel mirasının işgal eden ülke tarafından korunması gerektiğine işaret eden arkeoloji çevreleri, ABD'nin gelecekte bu ihmalinden dolayı suçlanabileceğini kaydediyorlar.
Evrensel'i Takip Et