‘Onlar devrimci ahlakın temsilcileriydi’
Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşen paneli Haşim Aydıncak yönetti. Panelde “Pratiğe Adanmış Teori; Mahir Çayan” başlıklı sunumunu Mehmet Ali Yılmaz, “Devrimci Kararlılık; Deniz Gezmiş” sunumunu Aydın Çubukçu, “Gelenekten ve Resmi İdeolojiden Kopuş; İbrahim Kaypakkaya” sunumunu Erşat Akyazılı ve “Sosyalist Mücadelenin Çınarı; Hikmet Kıvılcımlı” sunumunu Sait Kıran yaptı.
Mehmet Ali Yılmaz, Mahir Çayan’ın teorilerinin kendinden sonra gelen gençleri de etkilediğini bildirdi. Çayan’ın 1970’lerin Türkiye ve dünya tahlilleri ile siyasi örgütlenme modelinin özgün olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Çayan Mark ve Engels okuyor, onların eserlerini tartışmaya açıyordu. O günün koşulları için orijinalitesi olan görüşlerdi. Varolan yapılanmalar evrimci bir çizgide mücadeleyi sürdürme taraftarıyken, o devrimci düşünceyi savunmuştu, bu anlamda da ilkti” dedi.
DEVRİMCİ KARARLILIK
Gazeteci-yazar Aydın Çubukçu ise Deniz Gezmiş’in siyaset teorileri üretmediğine dikkat çekerek, “Mahir Çayan broşürler yazarken Denizler kır ve kent gerillasını kurmaya çalıştılar. Pratik içinde parti ve teorinin daha sonra kurulacağını düşünüyorlardı” dedi. Çubukçu, siyasete bakışları birbirinden farklı dört devrimci Hikmet Kıvılcımlı, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve Deniz Gezmiş’in sahip oldukları devrimci ahlaka dikkat çekerek, “bu dört devrimciyi ölümsüz yapan devrimci mücadeleye son ana kadar bağlı kalmaları, devrimci kararlılıklarıdır” diye konuştu.
BİLİNÇ VE ÖZGÜRLÜK TUTKUSU
Çubukçu sözlerine şöyle devam etti: “Devrimci kararlılık, bilinç ve özgürlük tutkusundan beslenir. Özgür olmak ise yabancılaşmanın tüm etkilerinden kurtulmak, eylemlerinin nedenleri ve sonuçları arasındaki unsurları ayıklamak demektir. Devrimcinin eylemlerinin sonuçlarını denetlemesi ve yaptığı işin sorumluluğunu alabilmesi, yani haklı olduğuna inandığın her adımın takibini yapabilmek. İşte bu dört önderde bu özellikleri kristalize olmuş görürüz. Yaptıkları işin sorumluluğunu almasalardı sonuna kadar götüremezlerdi. Onların kararlılığını besleyen şey ise tarihsel iyimserliktir. Er geç ezilenlerin kazanacağına güvenmek. Kendiyle ilgili değil, yaptığın işin boşa gitmeyeceğine inanmak ve güvenmek. Bunu bilmek, bilgiyle ve teoriyle kavramak onların eylemlerini sonuna kadar götürmelerini sağladı”.
‘KAYPAKKAYA GELENEKTEN KOPUŞTUR’
Erşat Akyazılı ise İbrahim Kaypakkaya’nın da Mao Zedung’dan etkilendiğini ve Zedung’un fikirlerini Türkiye’ye uyarladığını söyledi. Sosyo-ekonomik tahliller yapan Kaypakkaya’nın dönemin siyasi tartışmalarına da katıldığını bildiren Akyazılı, “Kaypakkaya’yı en iyi anlatan cümle ‘gelenek ve resmi ideolojiden kopuş’udur. Kendinden önce gelen Türkiyeli komünistlere göre o ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunmuş, Kürt halkının ulus olduğunu vurgulamıştır. Kürtlerin ayrılma hakkını kayıtsız, şartsız kabul etmektedir” dedi.
Hikmet Kıvılcımlı’nın eserleri ve siyasi mücadelesiyle Türkiye devrimci hareketinde önemli bir birikimi temsil ettiğini ifade eden Sait Kıran ise, Kıvılcımlı’nın Kurtuluş Savaşı’na çocukken katıldığını, emperyalist işgali daha çocuk yaşında yaşamış olduğunu belirtti. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et