8 Şubat 2000 22:00
SSK'da kaçak işçi çalıştırmaya
DİĞER HABERLER
SSK'da kaçak işçi çalıştırmaya
yargı engeli
Sultan Özer
SSK Genel Müdürlüğü'nün Etlik'te bulunan depo ve matbaalarında kaçak işçi çalıştırıldığı, yargı kararıyla da doğrulandı. Ankara 7. İş Mahkemesi kaçak çalıştırılan 37 işçiden 20'sinin işten atılması karşısında SSK'yı haksız bularak, işçilerin bugüne kadarki ücretlerinin asgari ücret düzeyinde ödenmesine karar verdi.
SSK Makine İkmal Dairesi Başkanlığı'na bağlı Etlik depolarında 15.11.1993 tarihinden itibaren hizmet akdi ile çalışan 37 işçinin, sigorta bildirimlerinin yapılmadığı ortaya çıkmış, olayın basına yansıması üzerine 28.05 1996 tarihinden itibaren ise 20'sinin işine son verilmişti. Bunun üzerine iş akitleri feshedilen 7 işçi olayı yargıya götürerek, aradaki süre içerisinde çalıştıklarının tespiti ile, sigortalı sayılmaları talebinde bulunmuşlardı.
Hizmet akdi yok savunması
Davalı kurum tarafından yapılan savunmada ise davacı işçiler ile kurum arasında bir hizmet akdi olmadığı öne sürülerek, söz konusu işçilerin kendi ad ve hesabına çalıştıkları, bu nedenle de sigortalı sayılamayacakları öne sürülüp, davanın reddi istenmişti. Bilirkişi raporunun da bu yönde çıkması üzerine dava reddedilmiş, ancak dava temyize götürülmüştü. Avukat Ali Uluk tarafından temyize götürülen dava, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından, 23.9.1997 tarihinde davacı işçiler lehine bozulmuştu.
Ankara 7. İş Mahkemesi, yeniden gönderilen davayı, Yargıtay'ın kararı doğrultusunda sonuca bağladı. 2 Şubat tarihinde sonuçlanan davanın karar metninde, "işçilerin tam gün mesaiye tabi oldukları, işverenin gözetim ve denetiminde ve Etlik Depo tesisleri işyerinde bağımlı ve yevmiyeli olarak çalıştırıldıkları, ayrıca işin ağır ve yoğun oluşu nedeniyle de çalışmalarının sürekli olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı" belirtildi. Davacı ile davalı işveren arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğu, davacının 1475 Sayılı Yasa'nın 1. maddesi kapsamında işçi olduğunun altı çizilen kararda, 506 Sayılı Yasa'nın 2. maddesi uyarınca davacının sigortalanmasının gereği vurgulandı.
Davacı işçilerden Nilgün Özdemir, Nevin Karayünlü, Mahmut Yetim, Ali Köksal, Muammer Koç, Cemal Çağlar ve Hatem Yücel'in çalıştıkları sürelerin hizmet akdine dayalı olduğuna karar veren mahkeme, bu sürede sigortalı sayılmalarını ve karşılığının asgari ücretten değerlendirilmesini de istedi.
Beş yıl sürdü
Yaklaşık beş yıl süren bir hukuk mücadelesi verdiklerini belirten Avukat Ali Uluk, şimdiye kadar işverenlerin sigortasız işçi çalıştırdığına hep tanık olduklarını, ancak işlevi sigortalılık konusunda denetim olan bir kurumun sigortasız işçi çalıştırması karşısında şaşırdıklarını söyledi. Bu tür olayların Türkiye'de idarenin güvenirliliğini sarstığını kaydeden Uluk, bu kararla müvekkillerin tekrar işlerine döndürülmeleri ve mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. Uluk, böylece kurum açısından yapılan hatanın bir nebze de olsa ortadan kaldırılmasının sağlanacağını ifade ederken, kararın dava açmayan diğer mağdurlar için de emsal teşkil edebileceğini söyledi.
yargı engeli
Sultan Özer
SSK Genel Müdürlüğü'nün Etlik'te bulunan depo ve matbaalarında kaçak işçi çalıştırıldığı, yargı kararıyla da doğrulandı. Ankara 7. İş Mahkemesi kaçak çalıştırılan 37 işçiden 20'sinin işten atılması karşısında SSK'yı haksız bularak, işçilerin bugüne kadarki ücretlerinin asgari ücret düzeyinde ödenmesine karar verdi.
SSK Makine İkmal Dairesi Başkanlığı'na bağlı Etlik depolarında 15.11.1993 tarihinden itibaren hizmet akdi ile çalışan 37 işçinin, sigorta bildirimlerinin yapılmadığı ortaya çıkmış, olayın basına yansıması üzerine 28.05 1996 tarihinden itibaren ise 20'sinin işine son verilmişti. Bunun üzerine iş akitleri feshedilen 7 işçi olayı yargıya götürerek, aradaki süre içerisinde çalıştıklarının tespiti ile, sigortalı sayılmaları talebinde bulunmuşlardı.
Hizmet akdi yok savunması
Davalı kurum tarafından yapılan savunmada ise davacı işçiler ile kurum arasında bir hizmet akdi olmadığı öne sürülerek, söz konusu işçilerin kendi ad ve hesabına çalıştıkları, bu nedenle de sigortalı sayılamayacakları öne sürülüp, davanın reddi istenmişti. Bilirkişi raporunun da bu yönde çıkması üzerine dava reddedilmiş, ancak dava temyize götürülmüştü. Avukat Ali Uluk tarafından temyize götürülen dava, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi tarafından, 23.9.1997 tarihinde davacı işçiler lehine bozulmuştu.
Ankara 7. İş Mahkemesi, yeniden gönderilen davayı, Yargıtay'ın kararı doğrultusunda sonuca bağladı. 2 Şubat tarihinde sonuçlanan davanın karar metninde, "işçilerin tam gün mesaiye tabi oldukları, işverenin gözetim ve denetiminde ve Etlik Depo tesisleri işyerinde bağımlı ve yevmiyeli olarak çalıştırıldıkları, ayrıca işin ağır ve yoğun oluşu nedeniyle de çalışmalarının sürekli olduğu kanaat ve sonucuna varıldığı" belirtildi. Davacı ile davalı işveren arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğu, davacının 1475 Sayılı Yasa'nın 1. maddesi kapsamında işçi olduğunun altı çizilen kararda, 506 Sayılı Yasa'nın 2. maddesi uyarınca davacının sigortalanmasının gereği vurgulandı.
Davacı işçilerden Nilgün Özdemir, Nevin Karayünlü, Mahmut Yetim, Ali Köksal, Muammer Koç, Cemal Çağlar ve Hatem Yücel'in çalıştıkları sürelerin hizmet akdine dayalı olduğuna karar veren mahkeme, bu sürede sigortalı sayılmalarını ve karşılığının asgari ücretten değerlendirilmesini de istedi.
Beş yıl sürdü
Yaklaşık beş yıl süren bir hukuk mücadelesi verdiklerini belirten Avukat Ali Uluk, şimdiye kadar işverenlerin sigortasız işçi çalıştırdığına hep tanık olduklarını, ancak işlevi sigortalılık konusunda denetim olan bir kurumun sigortasız işçi çalıştırması karşısında şaşırdıklarını söyledi. Bu tür olayların Türkiye'de idarenin güvenirliliğini sarstığını kaydeden Uluk, bu kararla müvekkillerin tekrar işlerine döndürülmeleri ve mağduriyetlerinin giderilmesini istedi. Uluk, böylece kurum açısından yapılan hatanın bir nebze de olsa ortadan kaldırılmasının sağlanacağını ifade ederken, kararın dava açmayan diğer mağdurlar için de emsal teşkil edebileceğini söyledi.
Evrensel'i Takip Et