16 Aralık 1999 22:00

Üç çocuğa 77 yıl hapis

Gaziantep'te aç kaldıkları için baklava çalan üçü 18 yaşından küçük dört çocuğa 6 ile 9 yıl arasında değişin hapis cezaları veren "adalet sistemi" tıkır tıkır işliyor.

Paylaş
Üç çocuğa 77 yıl hapis
İzmir'de 2 tişört ve 400 bin lira para gasp ettikleri gerekçesiyle yargılanan çocuklara, toplam 77 yıl 9 ay 10 gün ağır hapis cezası verildi. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu 'sanıklar' Ayhan Olcay (20), Serkan A. (17) ve Anter B. (16) hazır bulundu.
İfadelerini değiştirdiler
Tevfik Kelen (19) ve Engin Yıldız'dan (17) 400 bin lira para ve 2 tişört gasp ettikleri gerekçesiyle yargılanan çocuklar, suçlamaları kabul etmediler. Karakolda verdiği ifadeyi mahkemede değiştirerek, kendi rızasıyla pazardan aldığı 2 tişörtü sanıklara verdiğini belirten Engin Yıldız, "Sanıkları, aynı mahallede oturduğumuz için tanıyorum. Olay günü, Tevfik Kelen ile pazardan dönüyorduk. Sanıklar bizi yanlarına çağırdı. Konuşmaya başladık. Elimdeki tişörtü beğenip istediler. Ben de verdim" dedi. Engin Yıldız, karakolda verdiği ifadede, çocukların 400 bin lira ile kendisinden 2 tişörtü zorla aldıklarını anlatmıştı.
Tevfik Kelen de, karakoldaki ifadesinde, cebindeki 400 bin liranın zorla alındığını söylemesine karşın, mahkemede parayı kendi rızasıyla verdiğini belirtti.
'Aç kalmıştım...'
İddianamedeki suçlamaları kabul etmeyen Ayhan Olcay, Engin Yıldız'ın elindeki tişörtü çok beğenip istediğini ve Engin'in tişörtü kendisine verdiğini kaydetti. Serkan A. da, aç olduğunu söyleyerek Tevfik Kelen'den para istediğini, bunun üzerine Kelen'in, cebinden 400 bin lira çıkarıp kendisine verdiğini bildirdi. Anter B. ise suçlamaları kabul etmeyerek, olayda jilet kullanmadığını, tişörtü ve parayı, mağdurların kendi istekleriyle verdiklerini anlattı.
Mahkeme, sanıklardan Anter B. için 33 yıl 4 ay, Serkan A. ile Ayhan Olcay hakkında ise 22'şer yıl 2'şer ay 20'şer gün ağır hapis cezası verdi. Çocuklar, daha sonra Buca Cezaevi'ne gönderildiler. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Sistematik işkencenin kanıtı
Grup Kutupyıldızı elemanı Şeyda Gergin'in kaçırılarak önce işkenceye, ardından tecavüze maruz kalması hem sanatçı arkadaşlarının hem de İHD İstanbul Şubesi'nin tepkisine neden oldu. İHD'de dün düzenlenen basın toplantısında, Türkiye'de işkencenin sistematik olarak uygulandığının Şeyda Gergin örneği ile tekrar kanıtlandığı vurgulandı.
Suç duyurusunda bulunacak
Grup Kutupyıldızı elemanı Mehtap Kuruçay, Müzisyen Şanar Yurdatapan, İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, Alınterimiz gazetesi çalışanı Makbule Türk ve avukatları Göksel Aslan ile Sevim Akat'ın katıldığı basın toplantısında, Gergin'e yapılan işkence protesto edildi. Avukat Aslan, Gergin'in 3 gün önce yaşadığı kaçırılma olayını ve gördüğü işkenceyi anlattı. Gergin'in, polis olduklarını belirten kişiler tarafından Yapı Sanatevi'nden çıktıktan sonra Okmeydanı Çevre Yolu üzerinde kaçırıldığını söyleyen Aslan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu açıktan bir polis sorgulamasıdır. Tecavüz artık şüpheye yer vermeyecek şekilde ortadadır." Aslan Adli Tıp Kurumu'ndan alacakları raporlar doğrultusunda bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını da açıkladı.
'Tehdit ediliyorduk'
İHD Şube Başkanı Avukat Eren Keskin, Gergin'in uğradığı saldırı ve işkence ile ilgili olarak, "Bu bilinen bir sorgu yöntemidir" dedi. Keskin, Başbakan Bülent Ecevit'in "İşkence sistematik değildir" sözlerine, Gergin örneğini göstererek, "Bu tip olaylar bireysel değil sistematik" karşılığını verdi. Müzisyen Şanar Yurdatapan da, sorumlulardan hesap sorulmasını istedi. Grup Kutupyıldızı elemanı ve Gergin'in arkadaşı olan Mehtap Kuruçay ise, grup olarak bir buçuk ayı geçkin bir süredir tehdit edildiklerini açıkladı. Kuruçay, AGİT Zirvesi nedeniyle gözaltına alındıklarında polislerin kendilerine, "Sizin ayağınızı yerden keseceğiz" dediklerini aktardı.
Polislerle tartışma
Basın toplantısının ardından Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden gelen polisler ile toplantıya katılanlar arasında tartışma yaşandı. Polisler, "kanıtlanmamış bir olay nedeniyle zan altında bırakılamayacaklarını" iddia ettiler. İnsan hakları savunucuları ise, Sendikacı Süleyman Yeter'in gözaltında gördüğü işkenceler nedeniyle öldürüldüğünü hatırlattılar ve kendilerinin kamuoyu aracılığıyla Gergin'e işkence yapan ve tecavüz eden kişiler hakkında basın açıklaması yoluyla suç duyurusunda bulunduklarını, bunun en doğal hakları olduğunu söylediler.
ÖNCEKİ HABER

BM 'Barış Gücü' 6 ay daha Kıbrıs'ta

SONRAKİ HABER

Deprem konulu iki sergi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...