25 Ekim 1999 21:00
Karadeniz öldürülüyor!
Son dönemde Fırtına Deresi'ne yapılması planlanan santralle gündeme gelen Karadeniz doğası giderek yok oluyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim üyeleri, denizdeki kirlenmenin balıkçılığı bitirmesine ve rant sağlamak amacıyla kıyı şeridinin doldurulmasına karşı önlemlerin alınmasını istiyor.
Karadeniz öldürülüyor!
Bitki örtüsü ve deniziyle önemli doğa özelliklerine sahip olan Karadeniz'de hem deniz hem de bitki örtüsü öldürülüyor. Karadeniz'de son yıllarda hızla artan kirlenme oranı balıkçılığı bitirirken, sahil doldurularak yapılan karayolunun da denizi ve ormanları tehdit ettiği bildirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim görevlileri, durumdan duydukları kaygıyı dile getiriyor.
Doğa rant aracı oluyor
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi ve Çevre Kolu Akademik Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Tüfekçi, Karadeniz'de yeşil ile maviyi birleştiren kıyılar yok edilerek doğa katliamı yapıldığını belirtti.
Tüfekçi, 50 yıl önce büyük oranda deniz doldurularak yapılan sahil karayolunda sürdürülen genişletme çalışmaları yüzünden, çok az kalan doğa güzelliklerinin de yok edilmeye başlandığını bildirdi. Tüfekçi, AA'ya yaptığı açıklamada, Karadeniz sahilinde doğa katliamı yapıldığını belirterek, şunları söyledi: "Yol genişletilmesi adına çok az kalan kumsal ve koylar da artık tarihe karışıyor. ÇED raporları hazırlanmadan kara ile deniz arasına adeta Çin Seddi çekiliyor. Zararın neresinden dönülürse kârdır diyerek bu uygulamadan vazgeçilmelidir."
Doç. Dr. Tüfekçi, sahil bandında yer alan kentlerin yerel yönetimlerinin önemli bir bölümünün sahilleri yok edip denizi doldurarak arazi kazanma yoluna gittiklerini kaydetti. Tüfekçi,
"Yerel yönetimler kıyıları doldurarak rant sağlamaktan vazgeçsinler. Bu, kimseye fayda sağlamaz. Karadeniz'in en büyük özelliği olan kıyılar, sadece bugün yaşayanların değildir. Gelecek kuşakların sahilsiz bir yörede yaşamasına yol açmaya kimsenin hakkı yoktur" dedi.
Balıkçılık öldürüldü
Öte yandan, Karadeniz'de balıkçılık da ölme noktasına geldi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Karaçam, Türkiye'nin, dünya balık üretiminde 29'uncu sırada bulunduğunu belirterek, sahip olunan imkânlar açısından istenilen yerde bulunmadığını söyledi.
Karaçam, dünyanın en verimli denizleri arasında yer alan ve balıkçılığın da yüzde 70'inin yapıldığı Karadeniz'de, son 30 yıldır yaşanan aşırı kirlenme ve avlanmanın balık stok ve türlerini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Türkiye'nin balık üretiminde Avrupa'da ise 6. sırada yer aldığını ifade eden Karaçam, "Oysa mevcut imkânlarımız değerlendirildiğinde ilk 2-3 sırada olmamız gerekirdi. Kaldı ki, denizlerin yanı sıra sahip olduğumuz zengin iç su kaynaklarını da değerlendiremiyoruz. Balık üretiminde olduğu gibi tüketiminde de çok gerilerdeyiz" diye konuştu.
Türkiye'de denizler ve iç sularla ilgili kuruluşların dağınık bir durumda olduğunu anlatan Karaçam, şöyle dedi: "Merkezi organizasyon yeterli değil. Denizlerimiz ve balıkçılıkla ilgili kuruluşların bir çatı altında toplanması gerekir. Su ürünleri politikamız olmadığı için iç sular da yeterince değerlendirilemiyor. Bilgi eksikliği mevcut. Tüm bunların giderilmesi için üniversiteler ve ilgili kuruluşlar ile balıkçılar sıkı bir işbirliğine girmelidir."
Bitki örtüsü ve deniziyle önemli doğa özelliklerine sahip olan Karadeniz'de hem deniz hem de bitki örtüsü öldürülüyor. Karadeniz'de son yıllarda hızla artan kirlenme oranı balıkçılığı bitirirken, sahil doldurularak yapılan karayolunun da denizi ve ormanları tehdit ettiği bildirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi öğretim görevlileri, durumdan duydukları kaygıyı dile getiriyor.
Doğa rant aracı oluyor
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi ve Çevre Kolu Akademik Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Tüfekçi, Karadeniz'de yeşil ile maviyi birleştiren kıyılar yok edilerek doğa katliamı yapıldığını belirtti.
Tüfekçi, 50 yıl önce büyük oranda deniz doldurularak yapılan sahil karayolunda sürdürülen genişletme çalışmaları yüzünden, çok az kalan doğa güzelliklerinin de yok edilmeye başlandığını bildirdi. Tüfekçi, AA'ya yaptığı açıklamada, Karadeniz sahilinde doğa katliamı yapıldığını belirterek, şunları söyledi: "Yol genişletilmesi adına çok az kalan kumsal ve koylar da artık tarihe karışıyor. ÇED raporları hazırlanmadan kara ile deniz arasına adeta Çin Seddi çekiliyor. Zararın neresinden dönülürse kârdır diyerek bu uygulamadan vazgeçilmelidir."
Doç. Dr. Tüfekçi, sahil bandında yer alan kentlerin yerel yönetimlerinin önemli bir bölümünün sahilleri yok edip denizi doldurarak arazi kazanma yoluna gittiklerini kaydetti. Tüfekçi,
"Yerel yönetimler kıyıları doldurarak rant sağlamaktan vazgeçsinler. Bu, kimseye fayda sağlamaz. Karadeniz'in en büyük özelliği olan kıyılar, sadece bugün yaşayanların değildir. Gelecek kuşakların sahilsiz bir yörede yaşamasına yol açmaya kimsenin hakkı yoktur" dedi.
Balıkçılık öldürüldü
Öte yandan, Karadeniz'de balıkçılık da ölme noktasına geldi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Karaçam, Türkiye'nin, dünya balık üretiminde 29'uncu sırada bulunduğunu belirterek, sahip olunan imkânlar açısından istenilen yerde bulunmadığını söyledi.
Karaçam, dünyanın en verimli denizleri arasında yer alan ve balıkçılığın da yüzde 70'inin yapıldığı Karadeniz'de, son 30 yıldır yaşanan aşırı kirlenme ve avlanmanın balık stok ve türlerini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Türkiye'nin balık üretiminde Avrupa'da ise 6. sırada yer aldığını ifade eden Karaçam, "Oysa mevcut imkânlarımız değerlendirildiğinde ilk 2-3 sırada olmamız gerekirdi. Kaldı ki, denizlerin yanı sıra sahip olduğumuz zengin iç su kaynaklarını da değerlendiremiyoruz. Balık üretiminde olduğu gibi tüketiminde de çok gerilerdeyiz" diye konuştu.
Türkiye'de denizler ve iç sularla ilgili kuruluşların dağınık bir durumda olduğunu anlatan Karaçam, şöyle dedi: "Merkezi organizasyon yeterli değil. Denizlerimiz ve balıkçılıkla ilgili kuruluşların bir çatı altında toplanması gerekir. Su ürünleri politikamız olmadığı için iç sular da yeterince değerlendirilemiyor. Bilgi eksikliği mevcut. Tüm bunların giderilmesi için üniversiteler ve ilgili kuruluşlar ile balıkçılar sıkı bir işbirliğine girmelidir."
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
