17 Ağustos 1999 21:00
Bosna-Hersek yolsuzluk batağında
GÜNÜN YAZILARI
Bosna-Hersek yolsuzluk batağında
Bosna'nın Müslüman, Hırvat ve Sırp milliyetçi liderlerinin, uluslararası yardım projeleri ve kamu fonlarından bir milyar doları "hortumladığı" iddia edildi.
ABD hükümetine bağlı bir yolsuzlukla mücadele birimi tarafından yapılan araştırmanın sonucuna göre, Bosna Savaşı'nda halkların birbirine kırdırılmasında büyük payı olan milliyetçi-faşist politikacıların büyük bir çoğunluğu, açılan davalara rağmen, halen iktidarlarını koruyor. Yardım örgütleri ve büyükelçilikler ise, yolsuzlukları bilmelerine rağmen, uluslararası "bağış"ların azalmaması için konuyla ilgili bir girişimde bulunmuyorlar.
Yılda dört kat boya
Bu yolsuzluklardan birinde, 10 yabancı ülke büyükelçiliği ve uluslararası yardım kuruluşu tarafından bir Bosna bankasına yatırılan 20 milyon dolar, daha sonra "kayboldu". Ancak parayı yatıranlar, kredibilitelerini yitirme korkusuyla konuyu kamuoyu gündemine taşımadılar.
Tuzla şehrinin bütçesinden de, son üç yıl içinde 500 milyon doların "kaybolduğu" açıklandı. Tuzla'daki okulların, çıkar çevrelerine rant yaratmak amacıyla sadece geçen yıl dört kez boyandığını vurgulayan rapora göre, bu tip işler için rayiç bedelin iki-üç katı para ödendi. Ayrıca, yardım paralarıyla alınan boyalar da piyasada satıldı. Tuzlalı öğrenciler ise, ısıtma sistemi bile olmayan "boyalı" okullarda okumaya devam ediyorlar.
Paralar at yarışına
Savaşta büyük hasar gören Sanski Most şehrine akıtılan uluslararası fonların da, bir at yarışı hipodromunun inşa edilmesi için kullanıldığı öğrenildi. ABD raporunda, şehrin belediye başkanı Mehmed Alagiç, 358 ayrı yolsuzlukla suçlandı. Bu suçlamalar arasında, Suudi Arabistan'dan gelen 450 bin doların gaspedilmesi de bulunuyor. Gıda yardımı ve tarım malzemesi alımında kullanılması gereken bu para, belediye başkanının kurduğu bankaya sermaye oldu.
BiH dosyası
Rapordaki en "hassas" dosya ise, Saraybosna'daki Bosna-Hersek Bankası (BiH)'nı konu alıyor. İddiaya göre, bankanın yardım kuruluşları ve 10 büyükelçilikten aldığı onlarca milyon dolar, hayali şirketlere veya banka sahiplerinin yakın arkadaşlarına "kredi" olarak verildi. BiH, bir süre önce iflas etmişti.
Batılı diplomatlar, Bosna'daki 50 bankadan sadece 6'sının borçlarını ödeyebilecek durumda olduğuna dikkat çekiyorlar. Aynı çevrelere göre, Uluslararası Kalkınma Ajansı (AID), bu bankada 4 milyon dolar bulunduruyordu. Banka sahipleri tarafından peşkeş çekilen toplam 20 milyon doların yarısının, altyapı projeleri için tahsis edildiği öğrenildi.
AID, 10 milyon doları aşkın borçlarını ödeyemeyen 19 Bosnalı şirkete karşı da dava açtı.
ABD öfkeli
New York Times gazetesinde dün yer alan habere göre, yolsuzlukları soruşturan birim, halen 220 dosyayı inceliyor. Birimin bulguları ise, kamuoyuna açıklanmayan 4000 sayfalık bir rapora yansıdı. Bu rapora göre, aralarında BM ve USAID (ABD Uluslararası Kalkınma Örgütü)'nün de bulunduğu bir dizi Batılı kurum, onlarca milyon dolar kaybetti.
İç savaş sonrasında Bosna'yı fiilen ellerine geçiren Batılı emperyalistler, bölgeye, "yardım" adı altında 5.1 milyar dolar yatırmış bulunuyor. Bu paranın, uluslararası sermayenin Bosna'ya çekilmesi için kullanılmasını isteyen ABD ve diğer batılı emperyalistler, oluşturdukları kukla yönetimlerin "haddini aşan" yolsuzluklarına öfkelenmiş görünüyor.
Tekellerin istekleri
Batılı uzmanlar, "uluslararası toplum"un bölgede "daha zorlayıcı" olması gerektiğini söylüyorlar. Bu sözler, ABD'nin Bosna'daki hegemonyasını daha da pekiştirecek yeni tedbirler alabileceğini gösteriyor. Nitekim, rüşvetçilik ve "devletin müdahalesi"nden şikayet ederek bölgedeki yatırımlarını terkeden McDonalds (ABD), Aluveneto (İtalya) ve Gluck Norm (Almanya) gibi uluslararası tekeller, "daha fazla hareket serbestisi" talep ediyorlar.
Bosna Cumhurbaşkanı Alia İzzetbegoviç ve diğer gerici liderler ise, yolsuzluk iddialarını reddettiler. İzzetbegoviç, ülkede çeşitli yolsuzluklar yaşandığını kabul ederken, 1 milyar dolar gibi bir rakamı fazla abartılı bulduğunu söyledi. Yerel basına verdiği demeçte "Bosna'nın savaştan yeni çıkmış bir ülke olduğu unutulmamalı" diyen Cumhurbaşkanı, "Bu ülkenin sınırları belli değil, ortak kurumlar hâlâ işlemiyor ve en az iki ordu ile iki polis gücü var" sözleriyle, Bosna'da kurulan "devlet"in niteliğini de itiraf etti.
Bakir İzzetbegoviç
Bu arada, yolsuzlukların çoğunun arkasında, "Bosna'nın en güçlü adamı" olarak bilinen Bakir İzzetbegoviç'in bulunduğu bildirildi.
Cumhurbaşkanı İzzetbegoviç'in oğlu olan Bakir, Saraybosna'daki 80 bin apartmanın işgaliye hakkını elinde tutuyor. Savaş öncesinde Sırplara veya Hırvatlara ait olan bu binalar, iktidardaki Sosyal Demokrat Parti'nin yönetici ve üyelerine peşkeş çekildi.
İzzetbegoviç'in, işgaliye hakkı karşılığında daire başına 2 bin dolar ücret aldığı söyleniyor.
Bakir İzzetbegoviç, devlet hava yolları Bosnia Air'in de yüzde 15'ine sahip bulunuyor. ABD raporunda, İzzetbegoviç'in, Saraybosnalı mafya çetelerinin haraçlarından yüzde aldığı da iddia edilmekte.
Dayton'un getirdikleri
1995 yılında, Bosna savaşını kışkırtan güçlerden biri olan ABD tarafından dayatılan Dayton Anlaşması; Bosna'daki Müslüman, Hırvat ve Sırp tarafların çatışmalarına görünürde son vermişti.
Dayton'a göre, tek bir devlet kurulacak ve bölgeden kaçan 2 milyon göçmen geri getirilecekti. Ancak bu şartların ikisi de gerçekleştirilmedi. Aksine, Bosna, bir yanda Sırpların, diğer yanda ise Müslümanlar ile Hırvatlar arasında kurulan "federasyon"un yer aldığı parçalara bölündü.
Bosna'nın Müslüman, Hırvat ve Sırp milliyetçi liderlerinin, uluslararası yardım projeleri ve kamu fonlarından bir milyar doları "hortumladığı" iddia edildi.
ABD hükümetine bağlı bir yolsuzlukla mücadele birimi tarafından yapılan araştırmanın sonucuna göre, Bosna Savaşı'nda halkların birbirine kırdırılmasında büyük payı olan milliyetçi-faşist politikacıların büyük bir çoğunluğu, açılan davalara rağmen, halen iktidarlarını koruyor. Yardım örgütleri ve büyükelçilikler ise, yolsuzlukları bilmelerine rağmen, uluslararası "bağış"ların azalmaması için konuyla ilgili bir girişimde bulunmuyorlar.
Yılda dört kat boya
Bu yolsuzluklardan birinde, 10 yabancı ülke büyükelçiliği ve uluslararası yardım kuruluşu tarafından bir Bosna bankasına yatırılan 20 milyon dolar, daha sonra "kayboldu". Ancak parayı yatıranlar, kredibilitelerini yitirme korkusuyla konuyu kamuoyu gündemine taşımadılar.
Tuzla şehrinin bütçesinden de, son üç yıl içinde 500 milyon doların "kaybolduğu" açıklandı. Tuzla'daki okulların, çıkar çevrelerine rant yaratmak amacıyla sadece geçen yıl dört kez boyandığını vurgulayan rapora göre, bu tip işler için rayiç bedelin iki-üç katı para ödendi. Ayrıca, yardım paralarıyla alınan boyalar da piyasada satıldı. Tuzlalı öğrenciler ise, ısıtma sistemi bile olmayan "boyalı" okullarda okumaya devam ediyorlar.
Paralar at yarışına
Savaşta büyük hasar gören Sanski Most şehrine akıtılan uluslararası fonların da, bir at yarışı hipodromunun inşa edilmesi için kullanıldığı öğrenildi. ABD raporunda, şehrin belediye başkanı Mehmed Alagiç, 358 ayrı yolsuzlukla suçlandı. Bu suçlamalar arasında, Suudi Arabistan'dan gelen 450 bin doların gaspedilmesi de bulunuyor. Gıda yardımı ve tarım malzemesi alımında kullanılması gereken bu para, belediye başkanının kurduğu bankaya sermaye oldu.
BiH dosyası
Rapordaki en "hassas" dosya ise, Saraybosna'daki Bosna-Hersek Bankası (BiH)'nı konu alıyor. İddiaya göre, bankanın yardım kuruluşları ve 10 büyükelçilikten aldığı onlarca milyon dolar, hayali şirketlere veya banka sahiplerinin yakın arkadaşlarına "kredi" olarak verildi. BiH, bir süre önce iflas etmişti.
Batılı diplomatlar, Bosna'daki 50 bankadan sadece 6'sının borçlarını ödeyebilecek durumda olduğuna dikkat çekiyorlar. Aynı çevrelere göre, Uluslararası Kalkınma Ajansı (AID), bu bankada 4 milyon dolar bulunduruyordu. Banka sahipleri tarafından peşkeş çekilen toplam 20 milyon doların yarısının, altyapı projeleri için tahsis edildiği öğrenildi.
AID, 10 milyon doları aşkın borçlarını ödeyemeyen 19 Bosnalı şirkete karşı da dava açtı.
ABD öfkeli
New York Times gazetesinde dün yer alan habere göre, yolsuzlukları soruşturan birim, halen 220 dosyayı inceliyor. Birimin bulguları ise, kamuoyuna açıklanmayan 4000 sayfalık bir rapora yansıdı. Bu rapora göre, aralarında BM ve USAID (ABD Uluslararası Kalkınma Örgütü)'nün de bulunduğu bir dizi Batılı kurum, onlarca milyon dolar kaybetti.
İç savaş sonrasında Bosna'yı fiilen ellerine geçiren Batılı emperyalistler, bölgeye, "yardım" adı altında 5.1 milyar dolar yatırmış bulunuyor. Bu paranın, uluslararası sermayenin Bosna'ya çekilmesi için kullanılmasını isteyen ABD ve diğer batılı emperyalistler, oluşturdukları kukla yönetimlerin "haddini aşan" yolsuzluklarına öfkelenmiş görünüyor.
Tekellerin istekleri
Batılı uzmanlar, "uluslararası toplum"un bölgede "daha zorlayıcı" olması gerektiğini söylüyorlar. Bu sözler, ABD'nin Bosna'daki hegemonyasını daha da pekiştirecek yeni tedbirler alabileceğini gösteriyor. Nitekim, rüşvetçilik ve "devletin müdahalesi"nden şikayet ederek bölgedeki yatırımlarını terkeden McDonalds (ABD), Aluveneto (İtalya) ve Gluck Norm (Almanya) gibi uluslararası tekeller, "daha fazla hareket serbestisi" talep ediyorlar.
Bosna Cumhurbaşkanı Alia İzzetbegoviç ve diğer gerici liderler ise, yolsuzluk iddialarını reddettiler. İzzetbegoviç, ülkede çeşitli yolsuzluklar yaşandığını kabul ederken, 1 milyar dolar gibi bir rakamı fazla abartılı bulduğunu söyledi. Yerel basına verdiği demeçte "Bosna'nın savaştan yeni çıkmış bir ülke olduğu unutulmamalı" diyen Cumhurbaşkanı, "Bu ülkenin sınırları belli değil, ortak kurumlar hâlâ işlemiyor ve en az iki ordu ile iki polis gücü var" sözleriyle, Bosna'da kurulan "devlet"in niteliğini de itiraf etti.
Bakir İzzetbegoviç
Bu arada, yolsuzlukların çoğunun arkasında, "Bosna'nın en güçlü adamı" olarak bilinen Bakir İzzetbegoviç'in bulunduğu bildirildi.
Cumhurbaşkanı İzzetbegoviç'in oğlu olan Bakir, Saraybosna'daki 80 bin apartmanın işgaliye hakkını elinde tutuyor. Savaş öncesinde Sırplara veya Hırvatlara ait olan bu binalar, iktidardaki Sosyal Demokrat Parti'nin yönetici ve üyelerine peşkeş çekildi.
İzzetbegoviç'in, işgaliye hakkı karşılığında daire başına 2 bin dolar ücret aldığı söyleniyor.
Bakir İzzetbegoviç, devlet hava yolları Bosnia Air'in de yüzde 15'ine sahip bulunuyor. ABD raporunda, İzzetbegoviç'in, Saraybosnalı mafya çetelerinin haraçlarından yüzde aldığı da iddia edilmekte.
Dayton'un getirdikleri
1995 yılında, Bosna savaşını kışkırtan güçlerden biri olan ABD tarafından dayatılan Dayton Anlaşması; Bosna'daki Müslüman, Hırvat ve Sırp tarafların çatışmalarına görünürde son vermişti.
Dayton'a göre, tek bir devlet kurulacak ve bölgeden kaçan 2 milyon göçmen geri getirilecekti. Ancak bu şartların ikisi de gerçekleştirilmedi. Aksine, Bosna, bir yanda Sırpların, diğer yanda ise Müslümanlar ile Hırvatlar arasında kurulan "federasyon"un yer aldığı parçalara bölündü.
Evrensel'i Takip Et