03 Haziran 2015 00:42

Bağcılar'da deri işçilerinin gündemi: Asgari ücret ve HDP

Bağcılar’da büyük deri fabrikalarının bulunduğu Güneşli bölgesinde, öğle yemeğinde işçilerle yaklaşan seçimleri konuştuk. Yaşları 35-45 arasında olan deneyimli deri işçileri, seçimlerin fabrika içerisinde de çok tartışıldığını anlattı. İşçiler, en çok da partilerin asgari ücret vaatlerinin ve HDP’nin barajı geçip geçemeyeceğinin tartışıldığını söyledi.

Paylaş

Ümit KARTAL
İstanbul

Bağcılar’da büyük deri fabrikalarının bulunduğu Güneşli bölgesinde, öğle yemeğinde işçilerle yaklaşan seçimleri konuştuk. Yaşları 35-45 arasında olan deneyimli deri işçileri, seçimlerin fabrika içerisinde de çok tartışıldığını anlattı. İşçiler, en çok da partilerin asgari ücret vaatlerinin ve HDP’nin barajı geçip geçemeyeceğinin tartışıldığını söyledi.

Kendilerini ‘sağ seçmen’ olarak tanıtan işçiler, Fazilet Partisinden DYP’ye, MHP’den AKP’ye kadar birçok partiye oy vermiş. Son seçimde Bilal Duruşkan dışında hepsi AKP’ye oy vermiş. Bu seçim ise sadece Hamza Kazan “durmak yok, AKP’yle devam” diyor. Tercihini MHP ya da Saadet Partisinden yana değiştirenlerin yanında, “Bu kez barajı geçsin diye HDP’ye oy vereceğim” diyen de var.

‘ADAŞIM BİLAL’İN GEMİCİK FİLOSU’

“Çocukluğumdan bu yana çalışıyorum. Sadece müstakil bir evim var. Onu da kendi imkanlarımla yaptım. Ama adaşım Bilal’in bu yaşında gemicik filosu var” diyen Bilal Duruşkan, eğilimini şöyle ifade ediyor: “Ben hiçbirini kırmıyorum, hepsine veriyorum. Bundan önce de öyle yaptım. Tüm partilere ayrı ayrı mührü bastım.” Siyasetçilere güvenmediğini, hepsinin menfaati için uğraştığını ifade eden Duruşkan, “Zaten birbirlerine karşı saygısızca konuşmalarından da bu belli. Çünkü dertleri memleket değil, kendi menfaatleri” diyor.

Yaşları nedeniyle çok seçim gördüklerini ama uzun zaman sonra ilk defa ekonomik sorunların konuşulduğu bir seçim görmekten mutlu olduklarını ifade eden işçiler, bu seçimin iki önemli gündemi olduğunu düşünüyor: Asgari ücret ve HDP’nin barajı geçip geçemeyeceği.

Hepsi asgari ücretin seçim gündeminde olmasından memnun. “Bu insanların derdi mini etek de değildi, sakal da değildi, türban da değildi. Ne oluyordu, seçim zamanı asker muhtıra veriyordu. Bir adres belirliyorlardı ve o parti birinci çıkıyordu. Şimdi gerçek gündemimize geldik” diyen işçiler, yine de asgari ücretin 1800 lira olacağına inanmıyor.

KAFALAR KARIŞIK

“Şimdi asgari ücret bin lira olsa, sonra dolar yükselse devalüasyon olsa da maaşlar kuşa dönse, ülke IMF’den yeniden borç ister hale gelse bir anlamı var mı? Biz bunları da yaşadık. O yüzden devletin asgari ücreti yükseltmesi değil sorun, asıl bizim patrondan söke söke almamız” diyen Hamza Kazan, bu nedenle CHP ve HDP’nin asgari ücreti yükseltme vaadini anlamlı bulmadığını söylüyor. Kurulduğundan bu yana AKP’ye oy verdiğini bu sefer de AKP’ye vermeyi düşündüğünü ifade eden Kazan, fikrinin değişmemesine sebep olarak da diğer partileri inandırıcı olmamasını gösteriyor.

Ancak Hamza Kazan tartışmaya başka bir açıdan katkı da sağlıyor: “Bursa’daki direnen işçileri gönülden destekliyorum. Onurlu bir duruş. Direndi ve kazandılar. Kim verdi, devlet mi verdi? Direndi ve kendileri aldı. Biz işçi miyiz? Birlik olup mantıklı hareket edelim. O demiş ki 1500 olsun, diğeri demiş ki 1800 olsun, ona buna bakıp bölünmeyelim. Biz ne istediğimizi belirleyip kendimiz alalım.”

İsmail Bekçi, 1500-1800 lira asgari ücretin hayal olduğunu, sanayi gelişmediği için patronların bunu karşılayamayacağını söylerken araya giren Duruşkan, devletin asgari geçim indirimi ücretlerini arttırarak ve asgari ücretten vergiyi kaldırarak işçilerin koşullarını düzeltebileceğini söyledi. Duruşkan, “Bugün memurlar 3 bin lira alıyor. Biz 1000 lira alıyoruz. Bizim de çocuğumuz okuyor, biz de pazara gidiyoruz. Bir denge sağlanması lazım”diyor.

Asgari ücretten vergi alınırken pırlantadan vergi alınmamasını eleştiren Murat Önder, lüks harcamalarda verginin arttırılmasını önerdi. Önder, “Mecburi olandan vergi azaltılmalı, ekmekten, sudan vergi alınmamalı” dedi. Gündem seçim olsa da işçilerin derdi geçim. Asgari ücretle başlayan tartışma canlanarak devam etti. 1200 lira maaş alan birinin kaç yıl taksit ödeyerek ev alabileceğini sohbetimizde hesaplamaya çalışan işçiler, kendilerinden de sadece birinin evi olduğunu onun da hâlâ taksitleri ödemeye çalıştığını söyledi.

DİYANETE LÜKS ARAÇ İSRAF

HDP’nin açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı ve lüks makam araçları tartışmasını da sorduğumuz işçilerden bir kısmı Papa’ya yapılan harcamaları örnek göstererek dine saygı duyulması gerektiğini ifade etti. Uzun ve canlı süren tartışma “Dine saygı ile ne alakası var. Dinimizce bu israf... İsraf da günahtır. İnsanlar zor geçiniyorken sen o arabaya binemezsin. 100 bin liralık arabaya binse dinimiz aşağılanmış mı olur?” a bağlandı.  Diyanet İşleri Başkanının hediye edilen lüks aracı, “Bu dinimizce israf” diyerek geri iade etmesi gerektiğini savunan Murat Önder, “Bunu yapmadığında Muaviye’den farkı kalmaz” dedi.

DEMİRTAŞ’A ÇAĞRI

Yemek molası kısa sürdüğü için “Siyasilere bir çağrınız var mı?” diye son sözlerini almak istedik. Murat Önder “Kimse yerine getiremeyeceği, arkasında duramayacağı sözü vermesin. Meclis açılır açılmaz da bu barajı kaldırsınlar. Seçimde baraj mı olur? Ne barajı bu Keban Barajı mı? Baraj yüzünden hak eden insan Meclise gidemiyor” dedi. MHP’ye de AKP’ye de oy verdiğini, gençliğinde SHP’ye de oy verdiğini söyleyen Murat Önder, “Ben Türk oğlu Türk’üm. Görüyorum ki, HDP’nin barajı geçmesi bütün ülke için hayırlıdır. Bu seçimlerde de ilk defa HDP’ye oy vereceğim. Sırf barajı aşsın diye oy vereceğim. Demirtaş’a çağrım var. Sadece bir bölgeye değil, tüm Türkiye’ye seslenmeye devam etsin. Çünkü o kabiliyeti ve misyonu var” dedi. “Ben bir sağcı olarak HDP’nin barajı aşmasını istiyorum, oy da verebilirim” diyen İsmail Bekçi, “Demirtaş’ın konuştuklarının arkasında durmasını, yürekli durmasını istiyorum. Biz artık kavga dövüş istemiyoruz” diyor.

ÖNCEKİ HABER

HDP Gönüllüleri iş başında

SONRAKİ HABER

Bir Karadenizli olarak benim oyum da HDP’ye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...