YASOS'luyor muyuz?
Özgecan'ın masumiyetinden kaynaklı tepki gösterdiğini söyleyenler; bizler dışarıda, barda olabiliriz, erkek arkadaşımızla olabiliriz, bunların hiçbirinin tecavüzü aklayamayacağını bilmeleri gerekir

Yunus ALPERGÜN
Yaşar Üniversitesi
İzmir
Üniversite öğrencileri için kültürel ve sosyal etkinliklerin ayağına gelmediğini fark ettiği an; arayışına geçtiği ve sonunda bulduğu, birçok şeyin planlandığı, uygulandığı ve arkadaşlık ilişkilerinin geliştiği yer: Topluluklar...
Bu ilginç başlık Yaşar Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Topluluğu'nun okuldaki stantlarında sürekli gördüğümüz sloganları. Biz de bu topluluğu daha yakından tanımak ve yaptığı projeleri görmek için topluluğun yönetim kurulu başkanı Hazal Nazlı ve başkan yardımcısı Melis Salkım ile konuştuk.
ÖNEMLİ OLAN ÇOCUKLARIN KENDİNİ DEĞERLİ HİSSETMESİ
Yönetim kurulunu Psikoloji öğrencilerinin oluşturduğu YASOS, 2011 yılında kurulmasına rağmen, son zamanlarda kendinden söz ettiriyor. 2014 Şubat'ında 8 kişi olduklarını söyleyen Nazlı: "Bu senenin başında 96 jenerasyonunun gelmesiyle topluluğumuz daha fazla etkinlik yapar hale geldi. Ben toplulukla ilişkiye geçmeden önce hayalim 'Minik Üniversiteliler' projesiydi. Belediyenin 'Abla-Abi-Kardeş' projesinde çalıştıktan sonra kendi üniversitemde de böyle bir projeyi gerçekleştirmem gerektiğini düşündüm. 7-8 aylık rektörlük-valilik-Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki üçgenden sonra ismimizi en çok duyurduğumuz projeyi gerçekleştirmeye başladık." Çocukların (orta okul öğrencilerinin) kendilerini değerli hissettirmek için başlayan projenin başarıya ulaştığını anlatıyor Nazlı. "Her çocuğun, kendilerinin kurayla çektiği birer gönüllüsü var ve bu gönüllüler ilk 1 saat ders çalıştırdıktan sonra çocukların seçtiği bir oyun oynuyor. Okuma oranı düşük olan mahallelerdeki öğrencilerle çalışıyoruz ve bizim için önemli olan çocukların kendini değerli hissetmesiydi. Onlara okul hayalini aktarmak istiyoruz zaten bu süreçte okulun her yanından yararlandılar."
İlk hafta ailelerin tedirgin olduğunu aktaran Salkım şöyle devam ediyor: "İlk geldiklerinde endişeli olan aileler, daha sonra 'umarım bu proje bitmez hep devam eder çünkü çocukları bundan sonra biz evde tutamayız' diyerek ayrıldılar."
ERKEKLİK İSTİSNAİ BİR DURUMDUR
Toplumsal olaylara karşı da bir tutum almak istiyorlar. Çarşamba günü yapacakları 'Cinsiyete Dayalı Şiddet' seminerinin kararını Özgecan Aslan'ın katledilmesinden önce almışlar. Cinsiyetçi söylemlerin yarattığı toplumsal algıyı yıkmak istediklerini söyleyen Nazlı: "Erkeklik İstisnai Bir Durumdur adlı sergimiz okul içinde 3 gün boyunca gösterilecek. Gerçekçi ve ön çalışmasını yaptığımız projeleri sonuna kadar yapmak için zorluyoruz." dedi. Aklına şöyle bir fikrin geldiğini belirtiyor Nazlı: "Mesela okuma oranının düşük olduğu yerlerde kadınlar için yaptığımız küçük ayrımların bile ne anlama geldiğini anlatan seminerler yapsak diye düşünüyorum ama sonra sistemin alanları arasında sıkıştığımızı fark ediyorum."
1 KİŞİ 1 HAYATTIR
Topluluklarının '1 Kişi - 1 Hayattır' ilkesini savunduğunu ve her kararlarını ona göre aldıklarını anlatıyor Salkım ve devam ediyor: "Her olay 1 kişi üzerinden başlar ve bu dalga dalga büyür. Bizler eğitim üzerine bu meselelerin çözüleceğini düşünüyoruz. Üniversitelerde birçok şeyi bilmeyen ve toplumun algısını güçlendiren çok kişi var. 'Erkeklik İstisnai Bir Durumdur' çok radikal bir söylem olabilir ama radikal değişimlere ihtiyacımız olduğu da açık. Öncelikle kendi çevremizi etkilemeye başlayacağız ondan sonra dağılır diye umut ediyorum."
Sınırın aşıldığını ama bir noktayı es geçemeyeceğini söyleyerek noktalıyor sözlerini Nazlı: "Özgecan'ın masumiyetinden kaynaklı tepki gösterdiğini söyleyenler; bizler dışarıda, barda olabiliriz, erkek arkadaşımızla olabiliriz, bunların hiçbirinin tecavüzü aklayamayacağını bilmeleri gerekir. Trans bireyler üzerinde uygulanan şiddete karşıyız biz ancak bugün tacize karşı olduğunu söyleyenler, böyle bir durumda susup kenara çekilebiliyor."
Topluluğun kapısının vicdan muhasebesi yapan, bir şeyleri değiştirmek istediğini söyleyen ve sosyal sorumluluk duygusuna inanan herkese açık olduğunu söyleyerek röportajımızı bitiriyoruz. YASOS'lu günler!
Evrensel'i Takip Et