18 Mart 2015 16:18

Başka Varsa Anlatayım Abi

800 TL maaş ile günde 10-12 saat, toplamda 41 kişinin çalıştığı atölyenin kesimhane bölümünde çalışıyor, çıkan parçaları aşağı kata indiriyor. Sürekli ayakta çalıştığı için şikayetçi, "Belim tutuluyor, ayaklarım ağrıyor." diyor

Başka Varsa  Anlatayım Abi

Vedat Balık 20 yaşında genç bir işçi. 2 senedir İstanbul'da yaşıyor, daha önceleri memleketi Muş'taymış. Çalışmak için İstanbul'a gelen Vedat'la Esenler'in işçi mahallelerinden olan Namık Kemal'de bir kıraathanede görüşüyoruz. İçeri girer girmez; "Abi size çay ısmarlayacaktım ama cüzdanı evde unutmuşum." diyerek oturuyor masaya.

Vedat 8. Sınıfta bırakmış okulu ama pişman okumadığı için. Babasıyla konuşup İstanbul'a gelmiş sonra çalışmaya. 7'si erkek, 4'ü kız 11 kardeşler. İstanbul'da evli abisinin yanında 6 kişi kalıyorlar. 1-2 ay çorapta çalışmış, sonra tekstilde işe girmiş, şimdi ise bir çanta atölyesinde çalışıyor. 2 işte de  sigorta yapacağız deyip yapmamışlar, o da işi bırakmış. Sigorta neden bu kadar önemli diye sorunca; "Annem, babam benim sigortam üzerinden hastaneye gidiyorlar, aileden birinin sigorta yaptırması lazım." diyor. Şimdi çalıştığı yerde de sigorta için 2-3 ay oyalamışlar Vedat'ı ama peşine düşmüş, yaptırmış sigortayı.
800 TL maaş ile günde 10-12 saat, toplamda 41 kişinin çalıştığı atölyenin kesimhane bölümünde çalışıyor, çıkan parçaları aşağı kata indiriyor. Sürekli ayakta çalıştığı için şikayetçi, "Belim tutuluyor, ayaklarım ağrıyor." Toplamda 15 dk'dan 2 çay molası, 30 dk'dan da bir yemek molası var. Sadece Cuma günleri 1 saatmiş mola, o da namaz için. Vedat, 5 vakit namaz kılıyor, elinden geldiğince de dinin gereklerini yerine getirmeye çalışıyor. Bazen çalışmanın verdiği yorgunluktan sabah namazını kaçırıyormuş.

İSTANBUL'A GELEN ARKADAŞLARIMA ÖZENDİM

Aldığı paranın 50-60 TL'sini kendine ayırıyormuş yalnızca, geri kalanını ise abisi nişanlanacağı için ona veriyor. E yetiyor mu diye sorunca idare ediyoruz diyor. 2 Yıldır 1 kere sinemaya gitmiş, çok nadir de abileriyle gezmeye gidiyormuş. İstanbul'u tehlikeli bir şehir olarak görüyor Vedat, mahallede de kimseyle takılmazmış, işten eve evden işe. 1 kere sevgilisi olmuş Vedat'ın, o da köyde. İstanbul'a gelince beni bekleme demiş, o da 1-2 ay sonra nişanlanmış, adının Sema olduğunu söylüyor. Şu an ise öyle bir hayali yok, önce mesleğimi oturtma derdinde. "Bizim oralarda erken evlenir kız çocukları zaten okumalarına da izin vermezler." diye devam ediyor. Kız kardeşleri okumamış mesela, babaları izin vermemiş. Çalışmazmış da aynı zamanda kadınlar, "kötü şeyler öğrenirler" diyormuş babası. Sen niye okumadın sorusuna, "Aram yoktu, 1-2 hafta liseye gittim sonra bıraktım, İstanbul'a gelen arkadaşlarıma özendim." cevabını veriyor. Aradığı güzelliği bulamamış İstanbul'da 'Paso çalışıyoruz' diyor. Galatasaray'lı Vedat, sosyal medyayla pek arası yok sadece Facebook kullanıyor zaman bulamadığı için. 

"GİRDİĞİN YOL YOL DEĞİL"

Yaklaşan seçimleri soruyoruz Vedat'a, hiç oy kullanmamış henüz. E şimdi deyince 'Ak Parti' diyor. Ailesinin hepsi AKP'liymiş, sadece biri HDP'liymiş. Onu da ikna etmeye çalışıyorlar. "Girdiğin yol yol değil" diyormuş abisine. "Ben de kürdüm onlar da Kürt, Kürt Kürdü öldürmezdi. Dağdakiler öldürüyor." Köyünde 12 kişi öldürülmüş Vedat'ın. Hikayesini o da tam bilmiyor. PKK'lilerin öldürdüğüne inanıyor. 11 yaşındaymış bu olay gerçekleştiğinde, ondan önce de dağa çıkıp PKK'ye katılmayı düşünmüş. Babasına söyleyince kızmış babası. "Babamın bir bildiği vardır" demiş, vazgeçmiş. Çözüm sürecine savaş yok diye olumlu bakıyor, sürecin devam etmesini istiyor.

Kürt olduğun için hiçbir sıkıntı yaşamadın mı diye soruyoruz. Bir kere patronu telefonda Kürtçe konuştuğu için kızmış. "Ben anlamıyorum, konuşma" demiş.  Seçimleri, 'AKP kazanır' diye yorumluyor. Ya diğerleri deyince, "Ben onlara karışmıyorum' diye yanıtlıyor. HDP konusunda ise temkinli Vedat, "Bu gidişle hiçbir şey yapamazlar..." Neden AKP'ye oy verdiğini sorduğumuzda ise, "Adamı seviyorum, huyu iyi. Millete yardım ediyor, fedakar. Demirtaş olsaydı Suriyelileri Türkiye'ye geçirmezdi. Erdoğan bu konuda iyi." diye cevap veriyor. Aynı zamanda köylerine yardım gidiyormuş sürekli, eskiden gitmezmiş. Oyu en çok bu etkiliyormuş zaten. AKP giderse yardımın gelmeyeceğini, kesileceğini düşünüyor.
Vedat 2 yıllık işçi olmasına rağmen hiç sendika kelimesini duymamış, bilmiyor. 15 günlük yıllık izni varmış, o 15 günde de çalışacak büyük ihtimal. Konu yine başa sarıyor. Çalışmaktan bıkmış. İlk hafta çok güzel gelmiş gözüne İstanbul, sonrası çalışma. "Keşke okusaydım, afedersin köpek gibi pişmanım." diye söyleniyor. Bir ara memlekete geri dönmek için otogara gelmiş, abileri geri döndürmüş. İlk defa deniz görmüş Vedat, köprünün üstünden geçerken korkmuş hatta abisine bu göl mü deniz mi diye sormuş. E yeter deyince, başka varsa anlatayım abi diye içindeki birikmişliği dışarı vuruyor. Sonra ayrılıyoruz Vedat'la, bir daha görüşmek üzere. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et