22 Ocak 2015 14:12

'Turp Gibi' Olmak Zor

Tarım işçilerinin sorunlarının çözülmesi için bir kurum ya da dernek kurabileceklerini ve tarım işçilerinin kendi içinden bir milletvekili çıkarması gerektiğini ancak işçilerin öyle kurtulabileceğini dile getiriyor son sözlerinde...

Paylaş

Emre AYDIN
Adana

Kadirli ilçesi Osmaniye’ye bağlı olup Adana’ya 100 km, Osmaniye’ye 45 km uzaklıktadır. Kadirli halkı da; İzmir/Karşıyaka, Hatay/İskenderun, Kocaeli/Gebze, Malatya/Darende, Adana/Ceyhan örneklerindeki gibi memleketleri sorulduğunda ilçelerinin adını söylerler. Kadirli halkının büyük bir kısmı geçimini tarım işçiliğinden sağlar. Kadirli’de turp üretimi 5 bin kişinin iş dolayısıyla en az 30 bin kişinin gelir kaynağıdır.

Tarım işçileri sabah gün doğmadan kamyon ve pikap gibi açık araçlara tıklım tıkış doluşur, tarlanın yolunu tutar. Turp ve ıspanak kış bitkisidir. Ne kadar soğuk vurursa, zorla üretilirse ürünün üreticisine o kadar faydası olur. Üretici kaymağını, tarım işçisi ayazını yer. Daha tarlanın başında bir de araç çamura batarsa tarım işçisi yürür kilometrelerce yolu.

Kadınlar, erkekler, çocuklar, gençler ve mülteci işçiler... Tarlalarda ıspanak ve turp hasadı onları bekler. Sabahın soğuğunda ateş yakıp başlarında beklerken çavuş da onların başında ‘hadi’ler. Turpun iyi geldiği; öksürük, boğmaca, bronşit, eklem yerleri iltihabı, taş dökme gibi tüm hastalıkların sahibi olurlar zamanla, çoraplarının içine giydikleri ya da şalvarlarına çektikleri naylon fayda etmez.

 Ayaklarında Savrun’un soğuk suyu akarken yağmur da düşer bazen başlarına. Çetindir   hava, ‘turp gibiyim’ demek zordur. Akşam eve gelince kadınları ev işleri bekler, gençleri okul hazırlıkları. Yaşları 16 olan Oğuzhan, Enes, Mehmet, Sami bunlardan sadece birkaçı. Meslek lisesi öğrencisi olan bu gençler üniversiteli olmak, iyi yerlere gelmek, aile ekonomisine destek olmak gibi arzularının yanında; tarım işçilerinin de şartlarının iyileştirilmesini, haklarının verilmesini istiyor.

GÜN IŞIMADAN MESAİ BAŞLIYOR

Tarlaların para kazanmak için zor olduğunu söyleyen ve tarlada ıspanak toplamaya gelen Enes Evlice, okul harçlığını çıkarmak için cumartesi ve pazarları 34 liraya emeğini satan genç bir tarım işçisi. Sabah gün ışımadan kalkıp akşam güneş batımında eve dönüyorlar. Sabahları havanın soğuk olduğunu, su birikintilerinin buz tuttuğunu, yollarda araba çamura batınca yaşta çamurda yürüklerini anlatıyor. Enes, ‘Mecburuz tarlaya gelmeye, para kazanmazsak malamat oluyoruz okulda’ diyor. Pazarları tarladan eve akşam yedide gidebiliyorlar. Yemeğin akşam dokuzda ancak hazır olduğunu, pazartesileri okul olduğu için yemekten sonra hemen uyuduğunu ama uykusunu alamadığını söylüyor.

İki yıldır tarlalara gidip harçlığını çıkaran Mehmet Çinkara ise endüstri meslek lisesi öğrencisi.
Üniversiteye gitmek istiyor o da, okul harçlığı için işe geliyor. ‘Okul ve tarım işçiliği zor oluyor ama dayanmak lazım’ diyor iç çekerek.

İÇİMİZDEN BİR MİLLETVEKİLİ ÇIKARMALIYIZ

Sadece pazarları tarla işlerine giden Oğuzhan Kuşçu’nun annesi haftanın her günü tarla işinde çalışan emekçi bir kadın. Oğuzhan, ticaret meslek lisesinde üçüncü sınıf muhasebe bölümü öğrencisi; bankacılık, sigortacılık, lojistik gibi meslekleri istiyor. Gelecekten beklentisi insanların maddi sıkıntılar çekmediği bir dünya. Teknolojinin gelişmesine bağlı olarak tarım işçilerinin koşullarının iyileştirilmesini, daha modern şartlarda çalışmayı, kapalı araçlarda işe gitmeyi istediğini ifade ediyor.

Tarım işçilerinin sorunlarının çözülmesi için bir kurum ya da dernek kurabileceklerini ve tarım işçilerinin kendi içinden bir milletvekili çıkarması gerektiğini ancak işçilerin öyle kurtulabileceğini dile getiriyor son sözlerinde...


10 YAŞINDAN BERİ TARIM İŞÇİSİYİM

Evin en küçük çocuğu Sami Tıraş, anne-baba mesleği tarım işçiliği. Şimdilerde babası inşaat başta olmak üzere her işi yapıyor gurbette. Annesi 10 yıldan fazladır tarım işçisi, turp sökmüş yıllarca, şimdilerde ise Savrun’da turp yıkayıp torbalıyormuş. Kendisi 10 yaşından beri turpa geliyor, yazları da yağmurlama, çevirme, çapa yapıyor. Muhasebe ikinci sınıf öğrencisi. Düzce’de fındık da toplamış. 34 lira yevmiyeye çalışıyor, yağmurlamanın yevmiyesiyse 65 lira. Turpun çekmesinin, yıkamasının daha zor olduğunu bu yüzden turpun yevmiyesinin 50 lira olması gerektiğini söylüyor son olarak.

ÖNCEKİ HABER

Sen De Gel Arkadaş

SONRAKİ HABER

Düzenleme yapılırsa ölümler artar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...