11 Ocak 2015 03:30

Sonrası çamur insan oluncaya dek

Eylül, kız kardeşim. Tutup ellerinden, “Gitme” demek isterdim sana. Bu kocaman dünyada hepimize yer olduğunu haykırmak isterdim. Benim gibi düşünen öyle çok insan var ki arkanda. Keşke görebilseydin bizi. Keşke gösterebilseydik kendimizi sana. Suçluyuz.

Paylaş

Mehtap MERAL*

Kar yağıyor. Ben bir filmi tekrar tekrar izliyorum. LİSTAG eşcinsel dayanışma örgütünün beş ailesinin katılımıyla hayata geçirilen bir belgesel: “Benim Çocuğum.” İzleyenleriniz vardır mutlaka. Bu belgeselde gey, lezbiyen, biseksüel ve transgender çocuklara anne babaların gözünden bakılmasının hikayesi anlatılmış. Homofobi ve transfobi, LGBT olarak yaşamanın zorluğu ama bu zorluklara rağmen çocuklarının cinsel kimlik ile yönelimini kabul eden aileler… Onlar kabul etmişler. Çocuklarını anlayıp yanında olmuşlar. Ama kocaman dünyaya onları sığdıramayanlarımız var,  kabul edemeyen aileler… dış dünya. Dayanamayıp kendini öldüren Eylül Cansın var. Öldürülenler… Betül Dünder’in çok güzel bir dizesi vardır Yazgısı Zar şiirinde. Çok severim. “Uçmak için bir bana mı dar geldi evren” der. Dünyayı dar ettiklerimizin vebalini nasıl ödeyeceğiz bilmiyorum. Kanatları kocaman, uçmak için çıldıran kuşların kanadını kesen canavarlar yetiştiriyoruz bir yandan. Öyle ya “Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi” Tezer Özlü’nün dediği gibi… Üstelik her gün biraz daha çok.
“Anne!” diyor Eylül Cansın geride bıraktığı videoda. Yakarır gibi “Anne” diyor. Oysa bu dünyanın hepimize ait ve hepimizin annesi olması gerekmez mi öncelikle? Daha 1992 doğumlu. Gencecik bir insan. “İzin vermediler, çalışamadım, mağdur ettiler” diye haykırıyor videosunda. Fuhuş yapmaktan başka bir hak tanımadığımız bu insanlara borcumuzu nasıl ödeyeceğiz ? İki yüzlülüğümüzün faturası daha ne kadar bu insanlara kesilecek? Eğlence sektöründe görmekten mutlu olduğumuz, seviştiğimiz bu insanlara daha ne kadar gündüzleri cehennem azabı yaşatacağız? Daha ne kadar birbirimize benzeyeceğiz? Bize benzemeyen, farklı olan her şeyi ne kadar yaralayacağız, koparıp ufaltacağız yok edene kadar?

EYLÜL DELİ DEĞİLDİ, BİZ VELİ OLMAYI BAŞARAMADIK

İşte birini daha yok ettik. Eylül Cansın kendini öldürmedi, onu biz öldürdük. Ya Eylül sizin kızınız, kardeşiniz olsaydı? Eylül üst kat komşunuz olsaydı ne yapardınız? Onu sevsek, gülümsesek, Eylül kendini serin sulara bırakır mıydı? Sanmam. “Dünyayı sevenler veli değildir-Canı terk edenler deli değildir” demiş Sümmani bir türküsünde. Eylül deli değildi ve biz veli olmayı hiç başaramadık.
Eylül, “Anne köpeğim sana emanet” diyor videosunda. “Eve hiç çişini, kakasını yapmaz, ona sakın kızma, ona baktıkça beni hatırla.” Hırpalanmış bir çocuk, hırpalanmış bir kadın Eylül. Kimseye kötülük yapmamasına rağmen bağırılmış, dışlanmış, hor görülmüş. Bu yüzden geride bıraktığını korumak istemesi, zararsız olduğunu vurgulaması belki bu yüzden. Onu evinde hayal ediyorum. Köpeğine sarılışını, ona “tek dostum” diye seslendiğini duyuyorum mesela. Öptüğünü, sarıldığını. Bu dünyanın ona vermediği sevgiyi onun köpeğine verdiğini biliyorum.

ÖLÜM VARSA BU DÜNYADA ZULÜM VAR

Kış geldi. Kar yağıyor. Bugün çocuklar evde. Bugün yüzlerce çocuk herkese benzemediği için azarlanıyor, dışlanıyor, şiddet uygulanıyor. Bugün bir yerlerde sizin inadına erkek olmaya zorladığınız biri kendini kadın hissediyor. Bir kadın erkek. İnanmaya zorladığınız biri inançsız, kafasını zorla kapattığınız kadın aynada saçlarını tarıyor durmadan, ırklar siz baskıladıkça kendini doğuruyor, herkes insan olmaktan başka her yerde buluşuyor bu yüzden. Peki sizin geride bıraktığınız kim var? Eylül bizi Allah’a emanet etti giderken. Ama Allah bizi bu dipsiz kuyuda unuttu belki. Bu kadar kötülüğün içinde iyiliğe yer açacak kimler var? Eylül, kız kardeşim. Tutup ellerinden, “Gitme” demek isterdim sana. Bu kocaman dünyada hepimize yer olduğunu haykırmak isterdim. Benim gibi düşünen öyle çok insan var ki arkanda. Keşke görebilseydin bizi. Keşke gösterebilseydik kendimizi sana. Suçluyuz. “Ölüm varsa bu dünyada zulüm var” diyor türkü… Hiç birimiz beyaz değiliz artık. Kar yağıyor, ölüm de kalıyor altında. Zulüm de. Sonrası çamur, insan oluncaya dek.

*Müzisyen/Şair

ÖNCEKİ HABER

Sevgili izleyiciler!

SONRAKİ HABER

232 | 11.713 | 5.007

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...