10 Ocak 2015 04:23

'Ayağa kalkıp hayır demeyi bilmeli, sesimizi yükseltebilmeliyiz'

Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı, 1970'li yıllarda, politik tutukluların hakları hareketinin sembolü olan, ABD'li insan hakları savunucusu, filozof, hümanist ve yazar Angela Davis’i konuk etti.

Paylaş

"Ulusaşırı Dayanışmalar: Irkçılık, Soykırım ve Yerleşimci Sömürgeciliğe Direnmek" başlıklı konuşmasında insan hakları, kölelik ve ırkçılık konularında dikkat çekici açıklamalarda bulunan ünlü aktivist Angela Davis, Hrant Dink’in 8. Ölüm yıldönümünde, eşitlik, adalet ve barış mücadelesinin daha da güçlü şekilde devam ettiğini belirterek, “Dünyanın her yerinde insanların söylediği gibi: Ben Hrant Dink’im diye konuştu”.

Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü, Sosyoloji Bölümü ve Tarih Bölümü ev sahipliğinde her yıl düzenlenen Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı, 1970'li yıllarda, politik tutukluların hakları hareketinin sembolü olan, ABD'li insan hakları savunucusu, filozof, hümanist ve yazar Angela Davis’i konuk etti. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Gülay Barbarosoğlu ve Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’in de birer konuşma yaptığı konferansta, eşitlik, adalet ve barış mesajları verildi.

Konuşmasına “Hrant Dink sömürgecilik ve soykırım ve ırkçılığa karşı yürütülen mücadelenin güçlü bir sembolü olmaya devam ediyor” diyerek başlayan Davis, “Hrant Dink’in eşitlik, barış, adalet hayalini ortadan kaldırabileceğini düşünmüş olan kişiler zannediyorum artık farkındalar sayısız hrank dink yarattılar aslında. Dünyanın her yerinde insanların söylediği gibi: Ben Hrant Dink’im. Biz Hrant Dink’in eşitlik ve adalet mücadelesinin devam ettiğini gayet iyi biliyoruz. Hrant Dink’in ruhu yaşıyor ve daha da güçleniyor” dedi.

“YASIMIZI TUTARKEN ADALETE YÖNELMELİYİZ”

Geçtiğimiz günlerde Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıyı da değerlendiren Davis, “Bizler burada Paris’te öldürülmüş olan 12 gazeteci ve polis memurunun aile ve sevdiklerine taziyelerimizi iletirken öç alma tutumuna düşmemeliyiz. Ben bu şüphelilerin, bu genç adamların yüzlerine baktığım zaman sadece terörün yüzünü görmemeye çalışıyorum. Yanlış yönlendirilmiş gençlerin yüzlerini görmeye çalışıyorum. Gelecekteki imkanlardan yoksun bırakılmış gençleri görmeye çalışıyorum. İntikam ve cezalandırma etkilerinden kendimizi mümkün olduğunca özgürleştirmeli ve arındırmalıyız. Yasımızı tutarken adalete yönelmeliyiz” dedi.

Davis ayrıca Türkiye’de yaşayan insanların kendi sömürgeci emperyal geçmişleriyle nasıl yüzleşeceklerini söyleyemeyeceğini belirterek “Ancak Hrant Dink’ten ve diğerlerinde öğrendiğim kadarıyla özgürce konuşabilmelisiniz. Yunanlılar, Suriyeliler, Ermeniler, hepsinin tabi tutulduğu şiddet hakkında özgürce konuşabilmeliyiz. Aynı şekilde Kürtlerin yaşadıklarını özgürce konuşabilmeliyiz “dedi.

Uluslararası etkileşimin gücüne değinen Davis, kendisinin de bir zamanlar tutuklandığını hatırlatarak, “Belki de sizin anne-babalarınız ya da büyükanne ve büyükbabalarınız benim özgür bırakılmam için sokaklarda yürümüştür. O dönemde muazzam bir uluslararası kampanya yürütülmüştü ve bu kampanya sayesinde her şeye rağmen biz kanmıştık. O dönemde imkânsız görülen bir başarıydı bu, Amerika’daki gücün alt edilemeyeceği düşünülüyordu ancak bu kampanya sayesinde bugün sizlerin huzurunuzdayım” dedi. Ferguson’da yaşanan olayları da ele alan Davis, insanların toplumsal şekilde bir beyanatta bulunduğunu belirterek, ırkçı söylemlere kesinlikle rıza göstermiyoruz diye haykırdıklarına dikkat çekti.

Davis,“Rutin polis eylemlerine, valilik savcılık ve polis arasındaki işbirliğine rağmen siyah hayatların önemeli olduğunu ve bu uğurda sokaklara çıkacaklarını, değişim meydana gelene kadar seslerini duyurmaya devam edeceklerini söylediler “ dedi.

Son dönemde meydana gelen olayların liderlerinin, manifestolarının ya da taleplerinin olmadığının söylendiğine dikkat çeken Angela Davis, Stuart Hall’un bir sözünü hatırlatarak, “Sonuç ve etkiyi ayrıştıralım. Sonuç başka etki başka şey. Belki de çoğu kişi bu hareketlerin başarısız olduğunu düşünüyor. Ama hayır, bu yenilikçi hayal gücü yüksek anların değerini düşünerek nasıl bir etki ortaya konduğunu anlayabiliriz. Polisi aramadan bir takım şeylere çözüm bulduklarını düşünürsek, bize bir ilham kaynağı olmalı diye düşünüyorum. Bizim olağan dışı eylemlerde ve büyük çabalarda bulunmamız gerekiyor. Ilımlı olmamalıyız; yeri geldiğinde ayağa kalkıp hayır demeyi bilmeliyiz, sesimizi yükseltebilmeliyiz” diye konuştu.

“BU KONFERANS HER YIL DAHA BÜYÜK ANLAM KAZANIYOR”

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Gülay Barbarosoğlu, Hrant Dink’in ölümünün üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen suçluların hala bulunamadığını dikkat çekerek, “Bu süre içinde cinayetin suçlularının adaletle yüzleşmesi günlük siyasetin çalkantılarına feda edildi. Hrant Dink’in kaderi Türkiye için şiddetle arzuladığımız demokratikleşmenin kaderiyle birleşti’’ diye konuştu. Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı’nın her yıl daha büyük ve farklı bir anlam kazandığını belirten Barbarosoğlu, iki gün önce Paris’te meydana gelen vahşeti üniversite olarak koşulsuz kınadıklarının altını çizdi. (İSTANBUL)

SONRAKİ HABER

Fuat Avni: MİT kanlı eylem yapacak, Cemaat'e mal edilecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...