13 Kasım 2014 01:08

Öldüren zihniyette değişen bir şey yok

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ağırlığını madenlerin oluşturduğu tehlikeli işlerle yönelik iş güvenliği paketini açıkladı. “Zihniyet değişikliği şart” diyen Davutoğlu’nun paketinde iş cinayetlerine neden olan rödovans, taşeronlaştırma, özelleştirme ve işçi sağlığı iş güvenliği denetimlerinin piyasalaştırılması konusunda ise bir adım yok. Açıklanan pakette sermayeye yeni rant alanları yaratılırken, madenlerde tekelleşmenin ve büyük firmaların önü açıldı.

Paylaş

Başbakanın açıkladığı paketi değerlendiren Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel, pakette yer alan maddelerin ölümlere neden olan sistemi engellemediğini ifade etti. İşyerlerinde çalıştırılan işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarının ücretlerinin patron tarafından yatırıldığını, hangi koşullarda çalışacağının patron tarafından belirlendiğini hatırlatan Tezel, “Parasını benim vereceğim kişi beni şikayet edebilir mi? Böyle yaparsa ben onunla çalışır mıyım? Çalışıp çalışmayacağı işverenin iki dudağı arasında olan biri nasıl denetlesin?” diye konuştu.  

Hayat sigortasının da işçiyle değil işverenle ilgili olduğunu kaydeden Tezel, şöyle devam etti: “Ölümlerde, patron geride kalanlara kan parası ödemek zorunda. Hayat sigortası yaptırırsa bu parayı sigortaya ödettirecek. Bu yaşaması için ödüyorum değil bu işçiler için değil işverenin cebinden çıkacak parayı sigorta şirketine aktarıyor. Bu sigortayı yatıran kişi maliyet artıyor diyebilir ama işçi için değişen bir şey yok.”

RÖDOVANS KALKMALI

Üretim baskısının azaltılmasına ilişkin ifadeleri de değinen Tezel, madenlerdeki bu baskının asıl nedeninin rödovans olduğuna dikkat çekti. Kazaların en büyük nedeninin taşeronlaştırma ve rödovans uygulaması olduğuna işaret eden Tezel, açıklanan pakette rödovans süresinin 5 yıldan 15 yıla çıkarıldığını belirtti. Tezel şunları söyledi: “Rödovansla ne kadar üretirsen üret belli bir yüzdesini alıyorsun. Yani ne kadar üretirse o kadar kâr edecek. 5 yıldan 15 yıla çıkarsan ne olacak? Süre uzayınca üretim azalmıyor. Sürekli para kazanmak için hep daha fazla üretim isteyecek. Ölümleri engellemek istiyorsan rödovansı kaldırmadan olmaz.”  Ödül-ceza sistemini de eleştiren Tezel, 3 yıl içinde iş kazası olmayan çok tehlikeli işler için işsizlik sigorta priminin yüzde 2 yerine yüzde 1’e düşürülmesinin etkisinin olmayacağını söyledi. Tezel, iş kazası için tedbir almanın, elde edilecek gelire göre daha maliyetli olduğunu anlattı.

Alınan kimi önlemlerin ölümlerde kısmi azalmaları sağlayabileceğini ancak bu Türkiye’nin iş cinayetleri konusundaki Avrupa birinciliği ve dünya ikinciliği sıralamasını değiştirmeyeceğine dikkat çeken Tezel, “Sistem değişmedikçe her yıl 1500-1600 arkadaşımız ölmeye devam edecektir” uyarısında bulundu.

MADDE VAR YAPTIRIMI YOK

Çalışma Ekonomisi Doktoru Avukat Murat Özveri de “Başbakanın açıkladığı iş güvenliği paketinde alınması düşünülen önlemleri yeterli değildir. Yetersiz de olsa olumlu adım olarak görülebilecek bir kaç değişikliği de işverenlere uygulatacak güvenceyle donatılmış denetim organları ele alınmamıştır. Paket bu haliyle kağıt üzerinde kalmaya mahkum görünmektedir” dedi. İş güvenliği paketinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin işyeri içerisinden etkili bir denetime tabi tutulmasını sağlayacak önlemlerin düşünülmediğini ifade eden Özveri, “Pakette, işçi sağlığı iş güvenliği uzmanlarının, işyeri hekimlerinin iş güvencesi, gelir güvencesi sağlayacak düzenlemeler ele alınmamıştır” diye konuştu.
176 sayılı ILO sözleşmesinin iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerine iş ve gelir güvencesinin sağlanması zorunluluğu getirdiğini hatırlatan Özveri, şöyle devam etti: “Bu güvencenin sağlanması için 176 sayılı ILO sözleşmesinin onaylanmasını beklemeye gerek yoktur. Pakette işveren otoritesini etkili bir şekilde sınırlandıracak olan sendika hakkının önündeki engellerin ortadan kaldırılması akla dahi getirilmemiştir. Etkili bir denetim sistemi öngörmeyen paketteki yaptırımlarda ancak kaza olup işçiler ölünce devreye girecek, ölümlü iş kazası olana kadar işverenin önlemlere uyup uymadığı bilinemeyecektir.”

ALINMASI İSTENEN ÖNLEMLER

Emek ve meslek örgütlerinin madenler için yıllardır yapılması için talepte bulunduğu ama hükümetin sürekli kulak tıkadığı önlemler ise şöyle:

* Rödovans ve taşeronlaşma uygulamaları acilen iptal edilmeli

* Madenler; kamu yararı öncelikli olarak, mühendislik bilim ve tekniğine, ölçek ekonomisine ve havza madenciliğine uygun olarak planlanmalı ve işletilmeli.

* Ucuz iş gücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmeli.

* İşçi Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin kararların alınmasında, üniversiteler, sendikalar, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının görüşleri alınmalı.

* Ulusal düzeyde karar alma mekanizmasında çoğunluğu emek örgütlerinin oluşturduğu bir yapı oluşturulmalı.

* Bundan önce olduğu gibi “Gerekenler yapılacaktır” gerekçesinin arkasına sığınılmadan gerçek sorumlular belirlenmeli, maden mühendisleri, teknik nezaretçi ve diğer çalışanlar günah keçisi olarak seçilmemeli.

* İşçi sağlığı ve güvenliği mekanizmalarını piyasaya devreden anlayıştan vazgeçilerek çalışanların güvenliğini temel alan bir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası hayata geçirilmeli.

* Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı.

PAKETTE NELER VAR?

Üç aşamalı bir sorun ile karşı karşıya olduklarını ileri süren Başbakan Davutoğlu, bunları zihniyet, süreç yönetimi ve yasal süreç olarak sıraladı. “Ancak her şeyden önce işçi ve işverenlerimizin bir zihniyet dönüşümüne girmesi gerekiyor. Önemli olan vatandaşlarımızın, işçilerimizin can güvenlikleri konusunda bilinçlendirilmeleri” iddiasında bulunan Davutoğlu, düzenlemeleri bu hafta ya da gelecek hafta Meclis gündemine getireceklerini bildirdi. Davutoğlu’nun, konunun uzmanları tarafından eleştirilen iş güvenliği paketinde şu maddeler yer alıyor:

* Çok tehlikeli işlerde çalışan 2 milyon 700 bin çalışana mesleki yeterlilik belgesi gelecek.

* İnşaatlarda şantiye şefine iş güvenliği uzmanı olma şartı getirilecek.

* Çok tehlikeli iş kategorisindeki bir firmada 3 yıl içinde iş kazası yoksa, işsizlik primi, yüzde 2 değil yüzde 1 olarak tahsil edilecek. Ancak ölümlü iş kazası meydana gelen bir iş yerinde yüzde 2 değil yüzde 3 olacak.

* İdari para cezaları artırılacak.

* Yapı denetim firmalarına iş sağlığı ve güvenliliğinde sorumluluk yüklenecek.

* İşverenin ölümlü iş kazasında kusurlu bulunması halinde, Türk Ceza Kanunu’na göre alacağı cezaya ilave olarak iki yıl boyunca kamu ihalelerinden men edilecek.

* Üretim zorlamasının engellenmesine yönelik şart olacak.

* Rödovans  süreleri 15 yıldan az olmayacak şekilde uzatılacak.
-Kamuda rödovans olacak ama bir kere Rödovans işlemi yapıldıktan sonra bütünüyle iş başkasına devredilemeyecek. Özel sektörde ise rödovans  hiç olmayacak.

* Durdurulan bir işyerine çalışmasına devam etmesi halinde hapis cezası verilecek.

* Kömür madenleri için ayrı bir mevzuat hazırlanacak.

* Maden şirketleri, belli bir geçiş süreci içinde işçilere yaşam, hayat sigortası yapacak.

* Maden sahalarının denetimini bağımsız kuruluşlar yapacak.

* Yeraltı maden işletmelerinde çalışanların kaydı ve konumlarının eş zamanlı takibi için bir sistem, çip kurulması zorunlu hale getirilecek.

* Küçük işletmelerin birleşmesini teşvik edilecek.

* Devlet hakkı bedeli dünya maden değerlerine göre yeniden belirlenecek.

* Devlet üretimi biten madeni rehabilite edecek ve işletmeyi borçlandıracak.

* Madende modernizasyon gerekiyorsa devlet bunu yapacak ve işletmeyi faturalandıracak.

* Maden işletme ruhsat talebi sırasında mali yeterlilik şartı getirilecek. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Demokratik Ekonomi Konferansının ardından

SONRAKİ HABER

Sermayedarları aklama paketi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...