23 Eylül 2015 00:51

Politik romantizm üzerine bir kitap: Romantizmin ‘eksik’ tarihi

Hasan Aksakal’ın “Türk Politik Kültüründe Romantizm” kitabı, gerek ele aldığı isimlere yaklaşımı, gerekse kullandığı ifadeler yönünden tartışılacağa benziyor.

Paylaş

Hakan GÜNGÖR
İstanbul

Hasan Aksakal, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde yazdığı doktora tezini “Türk Politik Kültüründe Romantizm” adıyla kitap haline getirdi. Kitap politik kültürde romantizmin etkisini merkeze alıyor.  Ancak bu yapılırken gerçeğe ne kadar sadık kalındığı şüphe taşıyor.

Kitabın yazarı, Osmanlı’nın son dönemi ve cumhuriyetin ilk döneminde ürün vermiş kim varsa romantikler safına yerleştirivermiş. Bunda pek haksız da sayılmaz hani, Fransız romantiklerinin roman çevirilerinden bu kadar etkilenmiş bir aydın kesiminin farklı türde ürünler vermesi beklenemezdi herhalde. Ancak bir insanı toptan romantik olarak addetmek her koşulda doğru sonuçlar vermeyebiliyor. Bazen bir romancının farklı eserlerinde değişik yaklaşımlar sergileyebildiği gibi, aynı kitabın içinde romantizmden realizme evirilen bir metin de kaleme alabilir. Tabii bununla pek ilgilenmiyor Aksakal, aydınlar havuzundan kürek kürek isim alıp atıveriyor kitabına.

DICKENS’IN KARŞILIĞI FABRİKA KIZI MI?

“Modernleşme” konusuna geliyor yazar. İşçi-emek mefhumlarının edebiyata nasıl taşındığı ile ilgili Aksakal “19. Yüzyıl İngiltere’sinde Charles Dickens’ın kaleme aldığı ‘Zor Zamanlar’a karşılık 20 yüzyıl Türkiye’sindeki sanatçı duyarlılığının ‘Fabrika Kızı’ şarkısından öteye geçememesi sürpriz olmaktan çıkar” diyor. Espriyse tatsız, ciddiyse talihsiz bir ifade. Orhan Kemal, Aziz Nesin, Cevat Şakir Kabaağaçlı ve buraya sığıdıramayacağımz yüzlerce yazarın eserlerinin emek mücadelesi külliyatına kattıklarını görmemek kitap için önemli bir eksiklik olmuş.   Ayrıca işçi edebiyatı konusunda eksikliklerden söz edilebilir ancak kabul edilmelidir ki ‘Fabrika Kızı’nın popüler kültüre kazandırılması da emek mücadelesinin bir yansımasıdır.

Aksakal’ın Ziya Paşa ile ilgili yazdıkları da ilginç. Lirik şiirleri bir yana, toplumsal yanı ağır basan eleştirel eserler veren Ziya Paşa’nın “yetersiz romantizmi” olduğunu söylüyor. Romantizmin yetersizliği nedir ben anlayamadım. Kime yetmemiş, o da ayrı bir tartışma konusu. Ancak görünen o ki yazarı asıl Ziya Paşa’ya karşı öfkelendiren şey “Lamartine ve Hugo, Nef’i gibi kaside tazyin edebilir mi” diye sorması olmuş. Nasıl olur da bir doğulu, batının bu mümtaz şahsiyetleri ile kendi toprağının bir şairiyle kıyaslamış! Anlaşılan yazarımızın Ziya Paşa’dan beklentisi kendi kültürünü aşağılayıp batıya selam durmakmış.

 

KIVILCIMLI’YA ‘KARMAŞIK’  YAKIŞTIRMA

Aksakal, Hikmet Kıvılcımlı’yı da unutmuyor. 1920’de TKP üyesi olan, hayatı boyunca 20 yıldan fazla cezaevinde yatan sosyalist Kıvılcımlı için şunları söylüyor: “Balkan Savaşı’nda muhacir, Milli Mücadele’de direnişçi, İslam terbiyesiyle yetişmiş ve Türk Ocağı müdavimi olmaktan gelen karmaşık ya da özgün kimliğiyle Dr. Hikmet Kıvılcımlı hem teorisyenliği, hem politikacılığıyla nevi şahsına münhasır bir figürdür.” Burada asıl mesele yazarın Kıvılcımlı’nın kimliğini “karmaşık” olarak yorumlaması. Bahsettiği “karmaşıklık” bir kuşağın yaşantısının ta kendisidir. Göç etmek zorunda olması, İslami bir kültür içinde yetişmiş ve emperyalizme karşı direnmiş olması neden karmaşık yapsın Kıvılcımlı’nın kimliğini? Batılı değerlerle doğuya bakan, ön yargılarla yüklü ötekileştirici bakışıyla doğuyu değerlendirmeye kalkışan bir oryantalist bu koşullarda bir “tuhaflık” sezebilir, ancak Kıvılcımlı’nın içinde bulunduğu kuşakta bunları yaşamış olmak bırakın karmaşıklığı, salt gerçekliğin ta kendisidir.
Aksakal’ın kitabı seçtiği konu itibariyle heyecan uyandırıcı. Alıntı ve anekdotlar açısından da zengin bir çalışma. Ancak yazarın tüm bu zenginliği “oryantalizm-şarkiyatçılık” ölçütlerinden kurtulamaması, bu zenginliği fazlasıyla köreltmiş.

ÖNCEKİ HABER

Webo ve Sow’un ardından

SONRAKİ HABER

Ateş düştüğü yeri yakmıyor ben de yanıyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...