04 Şubat 2023 04:44

AKP için asıl ‘kıyamet alametleri’ işçi ve emekçiler arasında mayalanıyor

Adana Geçinemiyoruz Platformu açıklam a yaptı

Fotoğraf: MA

Paylaş

AKP’li milletvekillerinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tüm arkadan itmelerine karşın, sorulacak sorulara yanıt vermeyeceklerini bildiklerinden halkın arasına gitmekten imtina ettiklerini duyuyorduk. Ama meğerse vekiller artık Meclisteki genel kurul toplantılarına da gitmiyorlarmış. Ki, bu durum Erdoğan’ın kulağına kadar gitmiş!

Nitekim çarşamba günü toplanan AKP Meclis grup toplantısında Erdoğan esti gürledi: “Grubumuzun toplantılara katılmada sıkıntı yarattığını öğrendim. Bu millet kendi kesesinden maaşı veriyor. Genel kurulda yoklamalarda bulunmazsanız bu millet hakkını size helal etmez. Ben de onlara hakkımı helal etmiyorum. Aldığınız maaşlar haramdır!”

Ancak Erdoğan’ın “Hakkımı helal etmiyorum” dedikleri vekillerden ibaret olmadı.

Önceki gün Anayasa Mahkemesi (AYM) başkanını seçti. Zühtü Aslan yeniden 15 üyenin 8’inin oyunu alarak başkan seçildi.

Ama Saray’ın AYM başkanlığına yakıştırdığı Aslan değil İrfan Fidan’dı. Üstelik Saray Fidan’ı AYM başkanlığına sadece yakıştırmamış üyelere telefon açmış, “yakın” üyelere Saray’a çağırılıp telkinde bulunmuştu. Ama buna karşın Fidan AYM üyelerinden (Ki, çoğu Erdoğan tarafından özenle seçilmişti) sadece 5 oy alabildi!

Ana fıtratı “Biat ettirmek” ve “liderin ağzından çıkanın yasa” kabul edilmesi olan tek adam rejiminde, yasama ve yargının en üst kurumlarından çıkan “lidere direnç”in, tam da seçim kapıya dayanmışken tek adamın karizmasına “derin iki çizik” attığı tartışılmazdır. Ama bu “derin çizikleri” AKP’de kopacak “kıyametin alametleri” olarak görüp vekillerinden “toplu istifalar”, yargıdan yeni “direnç kararları” bekleyenlerin sayısı da az değil. Ama bu derin çizikler gelişmeleri oralara kadar götürür mü, bunu yakında daha iyi göreceğiz.

TÜİK ENFLASYONU DA SARAY’IN SÖZÜNÜ DİNLEMEYENLERDEN

TÜİK dün, ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı.

TÜİK’in hesaplarına göre tüketici enflasyonu (TÜFE) yıllık bazda yüzde 57.68 olarak gerçekleşti. Aylık enflasyon ise yüzde 6.65 oldu!

Enflasyon verileri beklentilerin üzerinde gerçekleşti. AA’nın enflasyon anketlerinde yıllık enflasyonun yüzde 53, ocak ayı enflasyonunun ise yüzde 3 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin ediliyordu. Ancak TÜİK enflasyonu 5.74 olan İTO enflasyonunu aşarak 6.65 olarak gerçekleşti. Yıllık enflasyon ise yüzde 53’lük beklentiyi boşa çıkararak yüzde 57.68 olarak gerçekleşti.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da ocak ayı enflasyon verilerini açıkladı. ENAG’a göre tüketici fiyat endeksi ocak ayında yüzde 9.26 arttı. Enflasyondaki 12 aylık artış ise yüzde 121.62 olarak gerçekleşti.

Okuyucularımız ENAG’ın verilerinin halkın yaşadığı gerçek enflasyona çok daha yakın olduğunu biliyorlar. Ama biz bu yazıda tartışmamızı TÜİK enflasyonu üstünden sürdüreceğiz.

Çünkü TÜİK’in beklentileri aşan enflasyon verisi; büyük marketler ve giyimden ayakkabıya çeşitli sektörlerde “Fiyatları bir ay süreyle sabitliyoruz” denmesine ve akaryakıt ve doğal gaz fiyatlarında nispeten de olsa yapılan indirimlere rağmen böyle yüksek düzeyde açıklanmıştır.

Çünkü TÜİK, çok uzun zamandan beri ilk kez İTO’nun İstanbul enflasyonundan çok daha yüksek bir enflasyon açıklamakla kalmamış, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Nebati’nin baz etkisini kullanarak “Enflasyon düşüyor” üstünden bir aydan fazladır sürdürdükleri gürültülü propagandanın çanına ot tıkayan bir rakam açıklamıştır.

Şimdi Erdoğan, TÜİK başkanı ve elemanlarına da “Hakkını helal etmediğini” mi söyleyecek, yoksa bu yöneticileri görevden alıp yerine daha duyarlı “biat”çıları mı atayacak, bu ay bunları da göreceğiz. Büyük olasılıkla tabii!

Ya da TÜİK’in bu çıkışının, bürokrasiden gelen AKP’deki kıyamet alametleri”nden birisi mi olduğu gibi tartışmaların olacağını söylemek de yanlış olmaz.

İKTİDARIN ALDIĞI ÖNLEMLER ONU SEÇİME KADAR GÖTÜREMEYECEK!

Siyaset ve medyada; Meclis ve yargıda olanlar AKP için “kıyamet alameti” olarak gösterilse de AKP için asıl kıyamet fabrikalarda, hizmet kurumlarında, emekçi semtlerinde gençlik ve kadın yığınları içinde oluşmaktadır.

Çünkü;

  • Halk yaşadığı enflasyonu biliyor: Ücret ve maaş zamları maniple edilmiş TÜİK enflasyonuma bağlanmışken, iktidarın “İşçimizi emekçimizi enflasyona ezdirmiyoruz” yalanına artık kimse inanmıyor. Çünkü emekçiler TÜİK’in açıkladığı enflasyona değil çarşı pazarda ihtiyaçların alırken karşılaştıkları enflasyona bakmaları gerektiğini yaşayarak öğrenmiş bulunuyor.
  • Asgari ücret şimdiden açlık sınırının altında: Aralık ayında yüzde 54.5 olarak yapılan ve seçime kadar emekçileri oyalayacağı umulan asgari ücret, daha asgari ücretli ilk zamlı maaşını almadan açlık sınırının altında kaldı. Bu yüzden geçtiğimiz yılda bile nisan mayıs aylarında gündeme gelen asgari ücrete “ek zam” talebi, bu yıl daha şimdiden şubat ve mart aylarında gündeme gelecek görünmektedir.
  • Örgütlü işyerinde bile ek zam talebi var: Geçtiğimiz yıllarda daha çok, hatta hemen tamamına yakını sendikasız işyerlerinde öne çıkan “ek zam” talebi ve bu talep etrafındaki direniş ve grevlerin bu yıl, asıl olarak sendikalarda örgütlü; metal, kimya-petrol, cam gibi nispeten daha yüksek ücrete binlerce işçinin bir arada çalıştığı fabrikalarda hizmet birimlerinde gündeme gelmiş bulunmaktadır. Gazetemizin okurları son haftalarda “ek zam” tartışmasının Ford, Otokar, Arçelik, TÜPRAŞ, LC Waikiki… gibi ülkenin en büyük ve yüksek kârlar açıklayan işletmelerinde yaşandığını izliyorlar. Bu büyük işletmelerin yanı sıra kuryelerin, fırın işçilerinin, kimi tekstil fabrikalarında da ek zam eksenli mücadeleler de gazetemize yansıyor ama bu sektörlerde önümüzdeki aylarda yoğunlaşacağı anlaşılıyor.
  • Sendikalaşma nedeniyle işten atmalara karşı mücadeleler de sürüyor: “Ek zam” talebi yanında işten atmalara karşı ve sendikalaşma talepli mücadeleler de sürüyor.
  • EYT, EPT olarak sorun olmaya devam ediyor: EYT’lilerin yaşa takılması kaldırılacak ama eğer teklif Saray’dan geldiği gibi Meclisten geçerse “EYT, EPT (emeklilikte pirime takılanlar) olarak yakıcı bir sorun olmaya devam edecek.
  • Emekliler asgari ücretlilerden de beter durumda: Emekliler asgari ücretlilerden bile beter durumda. İktidar milyonlarca emeklinin haykırışlarını duymuyor.
  • Barınma büyüyen sorun: Barınma Türkiye tarihinde görülmemiş bir sorun haline gelmiştir. Bu soruna çözüm olarak sunulan TOKİ merkezli kampanyaların, aslında büyük inşaat tekellerine servet aktarma projesi olduğu aradan geçen birkaç ay içinde ortaya çıkmıştır.

İktidar da bunu görmekte ve elindeki bütün imkanları kıyametin seçimden sonra kopması için kullanıyor.

Ancak ortaya çıkan veriler gösteriyor ki; iktidarın bunu başarması çok zor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...