Türkiye halklarının ulaştığı siyasi bilinç iktidarın olduğu gibi AYM'nin de oyunlarını bozacak

Fotoğraf: MA
Anayasa Mahkemesi (AYM), HDP’nin “Kapatma davasında kararın seçim sonrasına bırakılması” için yaptığı başvuruyu reddetti. Karar oy birliği ile alınmış!
Başvuruyla ilgili görevlendirilen AYM raportörü, “Mahkemenin gündeme hakim olduğu, kapatma davası dosyasının da yeterince hacimli olduğu” gerekçesiyle başvurunun reddedilmesini istemişti.
Hukukçular, raportörün “Dosyasının yeterince hacimli olduğu” ifadesinin; “Kapatma için yeteri kadar kanıtın olduğu” anlamına geldiğini belirtiyorlar.
Kaldı ki, raportörden bir gün önce, salı günü partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP’nin kapatma ile ilgili kararının seçimden sonraya ertelenmesi talebinin AYM’nin gündeme almasına bile tepki göstererek; “Bu neyin görüşmesi, neyin arayışı, neyin hazırlığıdır? HDP kapatılmalıdır, hem de vakit kaybetmeksizin, hukuken defteri dürülmeli, kapısına kilit asılmalıdır… AYM’nin zamana oynama teşebbüsü terörün değirmenine su taşımaktır” diyerek AYM’yi tehdit etmişti!
Bahçeli’nin bu açıklamasından sonra herkes AYM’nin HDP’nin isteğini reddedeceğini bekliyordu.
BAHÇELİ EZBERİNİ KONUŞUYOR AMA AYM ÇOK STRATEJİK DAVRANIYOR!
Bahçeli, Doğu Perinçek’ten devraldığı “HDP kapatılsın” repliğini her vesileyle yineliyor. Kaldı ki, Bahçeli elindeki tek alet “çekiç” olduğu için her gördüğü engeli çivi sanarak çekiçle saldırıyor. Nitekim son birkaç yıldır sürekli “TTB kapatılsın” demeyi de diline pelesenk edindi.
Şu gerçek ki son yıllarda iktidar, yargıyı “FETÖ’yü yargıdan temizleme” bahanesiyle adım adım ele geçirip partizanlaştırırken, AYM iktidarın istemediği bazı kararlara da imza attı. Ama son aylarda AYM’nin de tamamen iktidarın gözüne bakarak karar veren bir kuruma dönüştüğünü görüyoruz.
HDP’nin kapatma davasında ise AYM’nin değme siyaset stratejistlerine şapka çıkarttıracak bir strateji izleğinde tanık olduk, oluyoruz. Öyle görünüyor ki önümüzdeki dönemde AYM daha da ince “taktik” adımlar atacak!
AYM’nin HDP’yi kapatma davası süresince aldığı kararlara baktığımızda şunları saptayabiliyoruz:
- Bugünden bakıldığında, 2021’in mart ayında açılan davanın, 2023 seçimlerinde HDP’yi seçime sokmamak ama, yerine geçecek bir parti kurulmasını da önleyecek biçimde takvimlendirildiğini görüyoruz.
- Kapatma isteminin 450 HDP yöneticisinin siyaset yasağını da kapsayacak biçimde genişletilmesiyle; kapatılacak HDP’nin yerine kurulacak partinin kurulamaması ya da HDP’nin başka bir patinin çatısı altıda seçime girerken aday bulmasının zorlaştırılması hesaplanmıştır. Daha HDP kapatılmamışken YSK Başkanı, İmamoğlu’na verilen “siyaset yasağı” ile ilgili konuşurken (ihsası rey yaparken), eğer siyaset yasağı alan kişinin cezası kesinleşirse kişi seçilse bile YSK’nin kendisine mazbata vermeyeceğini açıklayarak, 450 HDP’li yöneticinin seçimde aday olması (HDP kapatılmasa ve 450 kişi hakkında siyaset yasağı verilmemiş bile olsa), seçime girmesinin engellenmesi amaçlanmıştır. Yani böylece, HDP resmen kapatılmasa bile fiiliyatta kapatılmış kadar engellenmiş olacaktır.
HDP’Yİ KAPATMA DAVASI TÜM MUHALEFETİ EZME GİRİŞİMLERİNİN BİR PARÇASIDIR
- Partinin kapatılmasının sonucu olabilecek; yasal olarak hak edilen “Hazine yardımı”nın, daha parti kapatılmadan “bloke edilerek”, HDP’nin rakip partilerle arasında var olan adaletsizlik katmerleştirilmiş olmaktadır. Üstelik bu karar üçte iki çoğunlukla, yani en az 10 üyenin “evet”iyle alınması gerekirken 9 üyenin “evet”iyle alınmıştır. Böylece AYM de tek adam rejiminin öteki “yetkili” kurumları gibi, “Ben hak-hukuk tanımam tek adam ne derse onun istekleri doğrultusunda karar alırım” diyen çizgiye düşmüştür.
- Seçim Yasası’na göre HDP, 619 ilçede 146 bin sandığa birer sandık görevlisi verme hakkına sahiptir. Eğer HDP seçime katılmazsa sandık başlarında AKP ve MHP’li görevliler seçim kurulları tarafından atanan sandık başkanlarıyla birleşerek sandık kurullarında çoğunluğu sağlayacaklardır. HDP’nin seçime katılmaması “sandık güvenliği” konusunda da önemli bir zaafa yol açacaktır. Özellikle de bölgedeki sandıklarda!
Kısacası AYM’nin kapatma davasında kararın seçimden sonraya ertelenmesi talebini reddetmesi elbette en başta HDP’nin seçime girmesini engelleme amaçlıdır. Ama bundan ibaret de değildir. Tersine tüm muhalif güçleri ezerek seçimi götürme stratejisinin bir adımıdır.
AYM’NİN HDP’Yİ ENGELLEME AMAÇLI KARARLARI İŞE YARAMAYACAKTIR!
Gelinen aşamada AYM, aldığı kararlarla daha dava karara bağlanmadan fiiliyatta HDP’nin seçime katılmasını önleyen kararları almış bulunmaktadır.
Çünkü AYM aldığı kararlarla seçimden önce kapatma davasını HDP’nin başının üstüne asılmış bir “Demokles’in Kılıcı”na çevirmiştir.
Böylece AYM, Erdoğan ve yönetiminin seçim stratejisiyle tam uyum içinde karar alacağını göstermiştir. Yani AYM son ana kadar HDP’yi kapatıp kapatmamayı elinde koz olarak tutarken, son anda kapatmak işine gelmezse, HDP’yi kapamaktan bile beter koşullarda tutmayı amaçlamış görünmektedir.
Böylece tek adam yönetimi, HDP’ye oy veren milyonlarca seçmenin belki küçük bir bölümünün kendilerine oy vereceğini düşünüyor; ama geri kalan büyük bölümünü de “Seçtiklerimiz görevden alınıp cezaevlerine atılıyor, yerlerine kayyum atanıyor. Oy verdiğimiz partiler kapatılıyor. Biz de artık bu oyunu oynamıyoruz” diyerek sandığa gitmekten vazgeçirmeyi amaçlıyor.
Tek adam yönetimi, HDP’yi kapatma operasyonu ile bunu umuyor. Yani bunlar Erdoğan yönetiminin hesaplarıdır.
Ancak yakın tarihimiz göstermektedir ki HDP öncülü olan 6 parti kapatılmıştır ama kapatılan her partinin sonrasında kurulan partiler siyasetteki yerlerini öncekinden daha güçlü almışlardır.
Nitekim HDP eş başkanları ve sözcüleri, “Partimiz kapatılırsa B’den Z’ye kadar planlarımız var” diyerek AYM’nin aldığı ve alacağı kararların kendilerinin seçime katılmasını engelleyemeyeceğini açıkça ilan etmektedirler.
Öte yandan Türkiye halklarının siyasal bilincinin sermaye partilerini aştığı 7 Haziran 2015 seçiminden beri her seçimde kendisini daha açıkça göstermektedir. Bu siyasal bilinç de dikkate alındığında, bu mücadeleden HDP ve içinde bulunduğu Emek ve Özgürlük İttifakının daha da güçlenerek çıkacağını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
Evrensel'i Takip Et