14 Ocak 2023 04:03

Bu kez rastgele değil!

Aİ (EO) filminden bir sahne

Aİ (EO) filminden bir sahne | Eser sahibi: Skopia Film

Paylaş

Godard’a göre bir buçuk saate sığdırılmış yaşamın ta kendisi olan, Robert Bresson’un 1966 tarihli filmi “Rastgele Balthazar” (Au Hasard Balthazar) bir eşeğin doğumundan ölümüne kadar olan süreci gösterir izleyiciye. Sahibi olan ailenin çocukları tarafından vaftiz edilip Balthazar adını alan eşek, hayatı boyunca birçok sahip değiştirir. Her biri farklı kişilik özelliklerine sahip olan, Balthazar’a kimisi kötü, kimisi iyi davranan bu sahipler aracılığıyla da insanlığa dair bir hikaye anlatır Bresson.

Aynı zamanda koyu bir Katolik olduğu için, Balthazar’ın çilesi üzerinden dini bir mesaj da vermek istemiştir yönetmen. Sadece on dört film çeken Bresson sinemanın en büyük isimlerinden birisi olmasının yanı sıra iyi de bir ressamdır. Bu durum, 2022’nin en çok konuşulan filmlerinden Aİ’nin (EO) Yönetmeni Polonyalı usta Jerzy Skolimowski’nin tercihini daha iyi anlamamıza neden oluyor. Baştan sonra “Rastgele Balthazar”a bir saygı duruşu olan Aİ, iki yönetmen arasındaki ortaklıkla da dikkat çekici. Jerzy Skolimowski de tıpkı Bresson gibi ressam aynı zamanda. Tahmin edileceği üzere filmin de hayranı.

Usta yönetmen yedi yıl aranın ardından bir başka eşeğin gözünden Avrupa’ya bakıyor. Aynı zamanda insanlığın hallerini masaya yatırıyor. Polonya’da bir sirkte doğan Aİ, hayvan hakları savunucularının protestolarının ardından oradan ayrılmak zorunda kalıyor. Ama asıl olarak bakıcısı Kasandra’dan ayrılması onu daha çok yaralıyor gibi. Aİ, tıpkı Balthazar gibi hüzünlü bir canlı. Finale kadar birçok insanla karşılaşıyor, olaylara tanık oluyor. Bir futbol maçının ortasına düştüğü için kazanan takımın maskotu haline geliyor, Avrupa’nın yasa dışı mal taşımacılık ağının içine düşüyor vb.

Skolimowski, meslektaşı Bresson’dan ayrılıyor kuşkusuz belli noktalarda. Çünkü bambaşka bir dönemdeyiz artık. Film bir yandan insan soyunun türlü hallerini anlatırken, kahramanı olan eşeğin bir canlı olarak varlığını da yüceltiyor. Yönetmen bir söyleşisinde “hayvanların iyiliği için bir şeyler yapma ihtiyacı hissettiğini” söylüyor. Bu film biraz da böyle bir yapım. Ama kesinlikli bir “sosyal sorumluluk projesi” değil. Karakterinin dünyasını anlamaya ısrarla çabalıyor kamera. Bunu muhteşem yorumladığı anlar da var ki sinema zevki doruklara çıkıyor o anlarda. Örneğin Aİ’nin kaçıp ormanda kaybolduğu bölüm. Bu bölümde tam bir evcil hayvan olan eşeğin, doğadaki diğer varlıklar karşısındaki tedirginliği, korkusu, endişesi muhteşem resmediliyor. Bu noktada Polonya’nın göz alıcı görüntü yönetmenleri ekolüne taze soluk getiren Michal Dymek’i de not düşelim.

Görüntüden söz açılmışken, Skolimowki’nin kırmızı rengi baskın olarak kullandığını da belirtelim. Kendisinin niyeti tam olarak neydi bilinmez ama şiddete ve kana dair bir görsel dünya inşası olarak anladım ben. Kırmızı filmin her yerine her tonuyla sızıyor çünkü. 

Oscar ödüllerinde Polonya adına yer alan “Aİ”, 15 filmlik kısa listede kendisine yer buldu. İlk beşe kalması da sürpriz olmayacaktır. Skolimowski, bir eşeğin peşine taktığı kamerasıyla kısa bir Avrupa turuyla insan halleri koyuyor önümüze. Sınıflar arası bağlantıyı da ihmal etmeden. Ama asıl olarak eşeğin dünyasını anlama niyeti, onun tedirginliğini ve yaşam arzusunu resmetme gayreti filmi yüceltiyor.

Yılın en iyilerinden…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...