29 Ekim 2022 04:10

Bebeğinizi nasıl alırsınız!

Bebek Servisi filminden bir kare.

Fotoğraf: Bebek Servisi tanıtım fotoğrafı

Paylaş

Bazı yaratıcıların, ortaya çıkardığı ürünler öngörülebilir olur kimi zaman. Bu öngörülebilirlik, yaratıcının önceki ürünlerine bakarak oluşturulan ortaklıklar sayesinde gerçekleşir. Hangi temaları ele alıyor, konuya nasıl yaklaşıyor, nelere dikkat ediyor, birbirini tekrar eden şeyler neler vb. sorulara verilmiş ortak yanıtlar her yeni sanat eseri üzerinde test edilir ve yaratıcının ‘Kendini tekrar edip etmediği’ tespit edilir.

Peki, bu her zaman bir ‘kendini tekrar’ mıdır? Yoksa bir dili giderek daha da geliştirme, derinleştirme çabası mıdır? Yaratıcı işin kolayına kaçmış ve en iyi bildiği yoldan gitmiş mi demeliyiz? Yoksa defalarca deneyip mükemmelleştiremediği mevzuların üzerine bir kez daha gitmekten çekinmemiş mi? Belki bütün bunlar değildir de, yaratıcı insanların eserleriyle kurduğu bağı/ezberi bozmak istemiyor, bunun devamını tercih ediyordur.

Bu kadar çok cevapsız sorunun nedeni, bir ürün/eser ortaya çok kolay çıkıyormuş ya da yaratıcı oraya hasbelkader gelmiş gibi “Kendini tekrar etmiş”, “O da hep aynı şeyleri yapıyor” kolaycılığındaki değerlendirmelere kılçık atmak biraz da.

Bu hafta vizyona giren “Bebek Servisi”nin (Beurokeo) Yönetmeni Hirokazu Koreeda’nın sineması da yazının girişinde bahsettiğim kategorize edilebilir, öngörülebilir yapımlardan. Japon yönetmen (Filmin parasını orada bulduğu için belki de) Kore’nin büyük kentlerinden Busan’da başlayıp Seul’e kadar uzanan bir hikaye anlatıyor bu kez. Film genç bir kadının kilisenin ‘bebek kutusu’na çocuğunu bırakma sahnesiyle açılıyor. So-young çocuğunu bırakırken iki göz de onu izlemektedir. Dedektifler Soo-jin ve Lee.

Öte yandan kilisede gönüllü olarak çalışan Sangh-yeon ve Dong-soo adlı iki adam Woo-sung adlı bırakılan bebeği iyi bir fiyata satmak için çalarlar. Ama genç anne bir noktada pişman olur ve bu iki adamla yolları kesişir. Üçlü çocuk için iyi bir aile bulmak üzere yollara düşerler. Dedektifler de onların peşi sıra… Hikayeye bir de cinayet karışında ahlaki ikilemler de dökülür ortaya.

Yukarıda da belirttiğim gibi Koreeda, gündelik yaşamın basit yanlarından çarpıcı anlar ve hikayeler çıkarmayı başaran ve belki de bu yüzden her defasında aynı yere dönen bir isim. Kanımca anlatının tekrarını göze almak pahasına hayatın renkliliğini, hikayelerin zenginliğini önemsiyor. Çünkü yönetmenin sinemasına dair ana temalar burada da fazlasıyla mevcut. Bunlardan ilki aile… Koreeda sinemasında aile kan bağıyla değil, bir hikayeyi paylaşan bireylerden kurulur. Burada da Sangh-yeon, Dong-soo, So-young ve ekibe sonradan dahil olan Hae-jin’in bir kan bağı yoktur. Onları bir araya getiren şey aile olma hayali bile değildir üstelik. Pek de iyi olmayan bir amaç, çocuk satışı, için bir araya gelmişlerdir aslında. Ama yol onları bir aile haline getirir. Hatta dedektifler de giderek bu çekirdeğin içine doğru çekilirler. Filmin hissiyatı, ‘gerçek’ bir ailenin yolculuğunu anlatan 2006 tarihli şahane film “Little Miss Sunshine”ı (Küçük Gün Işığım) hatırlattı bana izlerken.

Yönetmenin vazgeçemediği temalardan ikincisi çocuklar. Bu filmde de hem bebek Woo-sung hem de elinde futbol topuyla varlığını kabul ettiren Hae-jin hikayenin merkezinde yer alıyor. Ama yönetmen, daha önceki filmlerinde olduğu gibi onlara yetişkin gözüyle bakmıyor. Kendi gerçeklikleri içinde resmediyor. Bir başka Koreeda imzası olarak ‘an’lardan bahsedilebilir. Dong-soo - So-young, Sangh-yeon ve Hae-jin ikililerinin ayrı ayrı dönme dolapta oldukları küçük anların hissini yükseltmeyi başarıyor usta yönetmen bir kez daha…

Cannes, Venedik gibi festivallerde defalarca yer almış. Hemen her ödülü kazanmış bir yönetmen olarak Koreeda’nın en iyilerinden birisi değil kuşkusuz “Bebek Servisi”. Ama onun sinemasını sevenlerin memnun ayrılacakları kesin. Üstüne bir de Song Kang-ho (Parazit, Kar Küreyici, Kan Arzusu, Haklı İntikam, Cinayet Günlüğü) ve Bae Doona (Kırallık, Sense8, Jüpiter Yükseliyor, Bulut Atlası, Yaratık, Haklı İntikam) gibi iki büyük oyuncu da eklenince haftanın en önemli seçeneği olarak dikkat çekiyor film.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...