04 Ekim 2022 04:18

Darbeler

Dodurga seçiminde oy verme işlemi

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ülkemizin tarihi bir darbeler tarihidir. Bunların bir kısmı silahlı ve kanlı, bir kısmı başarısız, bir kısmı emir komuta zinciri ile kimisi silahsız ve sözde yasalara uygun olarak yapılmıştır. 15 Temmuz darbe girişimi ise ilginçtir. Hâlâ tartışılıyor. Gerçeğin ne olduğu AKP-MHP koalisyonu iktidardan uzaklaştığında belki ortaya çıkacaktır. 28 Şubat’a postmodern darbe adı verilmiştir ama üç darbe daha vardır ki, onlara daha isim konulmamıştır. Darbe olup olmadıkları hakkında da henüz bir görüş birliği yoktur.

Bunlardan birincisi, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası seçim sonuçlarının Anayasa’ya aykırı olarak yok sayılması ve CHP’ye hükümeti kurmak için Cumhurbaşkanının yetki vermemesi ve seçimin yenilenmesi ve terör ortamı yaratılarak ve sandık başında hileler yapılarak 7 Haziran sonuçlarının zor yoluyla değiştirilmesidir.

İkincisi, 20 Temmuz 2015 OHAL ilanıdır. OHAL 2-3 ay için ilan edildi ama 7 kez 3 ay uzatılarak 2 sene sürdü. Memleket neredeyse 50 senedir OHAL ve sıkıyönetimlerle yönetiliyor. OHAL ve sıkıyönetim olmayan dönemler, olanlardan az. Bu OHAL döneminde yüz binden fazla kişi devlet memurluğundan herhangi bir yargı kararı olmaksızın ihraç edildi. Tıpkı 12 Eylül Darbesi’nden sonraki gibi. O zaman sıkıyönetim komutanlıkları kararı ile yine yaklaşık aynı sayıda memur ve işçi ihraç edilmişti. Bu OHAL döneminde tıpkı 12 Eylül gibi üniversitelerdeki solcu, demokrat akademisyenleri tasfiye ettiler. Gazeteler, dergiler, yayınevleri, radyolar, televizyonlar kapatıldı. Gösteriler yasaklandı vs.

Ve üçüncü darbe, 16 Nisan 2017 Anayasa halk oylaması ve sonrasında ilan edilen tek adam yönetimidir. Bu son darbe süreci hâlâ devam ediyor.

Cumhuriyet gazetesinin dünkü manşet haberi, bilineni ifşa ediyor. Gazeteci Necati Özkan bir araştırmayı haberleştirmiş. Araştırma Polimetre Şirketi tarafından yapılmış.

Polimetre 7 Haziran 2015 genel seçimleri ile 16 Nisan 2017 anayasa referandumu sonuçlarını sandık sandık karşılaştırmış. 104 ilçede sonuçlar anormal çıkmış. Bu ilçelerde bazı sandıklarda daha önce CHP ve HDP’nin aldığı oylarda çok büyük oranda düşme (Bu iki partinin taraftarları referandumda hayır oyu verdiği için hayır oyları diyoruz) olmuş. Yani 2015 de CHP’ye oy verenlerden iki milyondan fazla seçmen referandumda “hayır” yerine “evet oyu” vermiş. Bu birinci veri.

İkinci veri; bu 104 ilçenin çoğu AKP’li belediyeler ya da kayyumlar tarafından yönetiliyor.

Ve üçüncüsü; 104 ilçenin 4 bin 659 mahallesinde bulunan sandıklarda CHP ve HDP’nin gözlemcisi ya hiç yokmuş veya yetersizmiş. Anlaşılan, bu sandıklardaki muhalefet oyları büyük oranda “evet”e dönüştürülmüş.

2015 seçimlerinden sonraki doğu ve güneydoğu bölgelerinde asker ve polislerin müdahale ettikleri konusunda da çok şikayet olduğunu da biliyoruz.

Tabii, AKP-MHP seçim operasyonuna Yüksek Seçim Kurulu da katıldı. Seçim Kanunu’nda açıkça mühürsüz zarf ve oyların geçersiz sayılması gerektiği yazılı olduğu halde; kanuna aykırı olarak iki buçuk milyon mühürsüz oyun geçerli sayılmasına karar verdi. Hem de sandıkların kapatılmasına çok az bir zaman kala. Belli ki AKP’li sandık başı görevlilerinden gelen bilgilerle referandumun kaybedildiği anlaşılmıştı ve bu yolu kullandılar.

CHP ve HDP’li gözlemcilerin olmadığı sandıklarda “hayır” oylarının bir kısmını yırtıp atıp yerine mühürsüz oyları koydular. Ya da seçim sandığı başında aldıkları mühürlü oyu verip yerine kendilerinin para karşılığı mühürsüz oyu sandığa atanların oyları da bu karar sonrası sayıldı.

Bir de mühürsüz kullanılan oylara sandıklar açıldıktan sonra mühür vurulması var. Urfa’dan bir video görüntüsünde bu açıkça görülüyordu.

2015 seçimlerinden sonra sandık başında yapılanlar seçim hilesi falan olarak değerlendirilemez. Bir isim vermek gerekirse buna da “seçim darbesi” denilebilir. Ve sorumluları da Seçim Kanunu’na aykırılıktan değil, darbecilikten yargılanmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...