3 Eylül 2022

Seçim sürecinin ilerlemesi emek mücadelesi için de koşulları daha elverişli hale getirecek

Fotoğraf: Evrensel

Eylül ayı, ülkemizin de içinde bulunduğu iklim kuşağında tatillerin, yaz rehavetinin bittiği, sanayiden hizmete, eğitimden yargıya çalışmanın yeniden başladığı bir aydır.

Yaz aylarında bile rehavete kapılmadan festivaller ve konser yasaklarıyla, çevre yağmasına ara vermeyen Erdoğan’ın tek adam yönetiminin, “yeni çalışma” dönemi olan eylül ayında da; artık bir tek adam klasiği haline gelen zamlarla devam edeceği görüldü.

Eğitim yılının açılmasına günler kala iktidar, taleplerini ifade etmek için bakanlık önünde basın açıklaması yapmak isteyen özel okul öğretmenlerini gazlayıp yerlerde sürükleyip göz altına alarak,… zamcı, yasakçı, biat etmeyenleri ezmek için her yolu denemede karalılığını sürdüreceğini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, 1 Eylül günü 20 bin sözleşmeli öğretmen atamasının yapıldığı toplantıda bu polis şiddetine sahip çıktı. Basın açıklaması yapmak isteyen öğretmenleri; “Siz eğitim-öğretim mimarı mısınız, yoksa çapulcu olarak dolaşanlardan mısınız? Bize yavrularımızla haşır neşir olacak öğretmenler lazım” diyerek, Gezi direnişine katılanlardan sonra taleplerini ifade etmek isteyen öğretmenleri de çapulculukla suçladı!

TEK ADAM YÖNETİMİ ‘ZAMLARA DEVAM’ EDECEĞİNİ DE GÖSTERDİ

Ama eylül ayı aynı zamanda, iktidarın 85 milyon T.C. vatandaşın sofrasına elini uzatmasının doğrudan ifadesi olan elektrik ve doğal gaza yaptığı zamlarla başladı.

1 Eylül günü iktidar doğal gaza ve elektriğe konutlarda yüzde 20 zam yaptı.

EPDK’den yapılan açıklamada konut ve tarımsal faaliyetler abone grupları için yüzde 20, kamu ve özel hizmetler sektörü ile diğer aboneler grubu için yüzde 30, sanayide ise yüzde 50 artış yapıldığı duyuruldu.

BOTAŞ ise, konutlarda kullanılan doğal gaza yüzde 20.4, küçük ve orta ölçekli İşletmelerde kullanılan doğal gaza yüzde 47.6, sanayide kullanılan doğal gaza ortalama yüzde 50.8 ve elektrik üretimi için kullanılan doğal gaz fiyatına da yüzde 49.5 zam yapıldığını açıkladı.

Burada “Konutlarda yüzde 20 zam yapıldı” denilerek sanki vatandaşın cebinde sanayide yapılan yüzde 50’lik elektrik ve doğal gaz zammından dolayı yüzde 15-20’lik bir zam daha yansıyacak gibi görünse de gerçek öyle değil. Çünkü sanayiye verilen doğal gaz ve elektriğe yapılan yüzde 50’ye varan zam sanayide üretilen her mala zam olarak yansıyacağı için halkın tüketeceği tüm mallara yansıyacak ve bu sanayiye yapılan yüzde 50’lik elektrik ve doğal gaz zammı da vatandaşa yüzde 15-20 dolayında “ek zam” olarak yansıyacaktır.

Son bir yılda doğal gaza yapılan zam yüzde 120’yi, elektriğe yapılan zam ise yüzde 100’ü bulmuştur. Ama elektrik ve doğal gaza yapılan zamların bitmeyeceği de görülüyor. Tersine verileri izleyen ekonomistler ve enerji uzmanları, yılın sonuna doğru enerjide yeni zamlar yapılacağını belirtiyorlar.

SEÇİM SATHI MAİLİNDE EMEK MÜCADELESİNİ YENİLEME İHTİYACI

İstanbul Ticaret Odası İTO, 1 Eylül günü ağustos ayı İstanbul enflasyonunu yüzde 2.29, yıllık enflasyonu da yüzde 99.91 olarak açıkladı! Bu yüzde 100’e dayanan yıllık enflasyon İstanbul’da 25 yılın rekoru!  

Siz bu yazıyı okurken muhtemeldir ki TÜİK’in ağustos ayı enflasyonu da açıklanmış olacak. Dolayısıyla TÜİK enflasyonunda da ağustos ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 80’i aşacak!

Ekonomideki mevcut veriler ve gelişmelerin eğilimi açıkça göstermektedir ki, iktidar cenahından yapılan “Enflasyonun kontrol altına alındığı”, “Seçime doğru enflasyondaki iyileşmenin halkın hayatına da yansıyacak düzeye geleceği”ne dair iddiaların boş laftan ibaret kalacağını göstermektedir.

Bu yüzden de 1 Eylül’le başlayan yaz rehavetinden kurtulma adımları; demokrasi mücadelesi güçlerinin olduğu gibi işçi sınıfı ve emek mücadelesi güçleri için de yeni adımların, en azından daha önce atılmış adımların dersleri ışığında yenilenmesinin olacağı bir dönem olmak durumundadır.

EMEK MÜCADELESİ İÇİN KOŞULLAR DAHA DA ELVERİŞLİ HALE GELECEK

Seçim sathı mailinde hayli ilerlenmiş olması ve siyasi gündemdeki gelişmelerin daha çok seçimle bağlantılı olacağı dikkate alındığında;

  • Zamlara karşı mücadele zamların etkilediği bütün halk kesimlerinin “Zamlara hayır” deme ve “Zamların geri alınması” mücadelesine çekilmesi,
  • İşçilerin ve emekçilerin “ek zam” talepleri doğrultusundaki girişimlerinin sendikalı işyerlerinde de yaygınlaşma ihtimalinin arttığı dikkate alınarak gerekli girişimlerin yapılması,
  • Asgari ücretle ilgili olarak; asgari ücretin belirlenmesinin Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK)’ye bırakılmaması, asgari ücretin ne olması gerektiğinin işçiler arasında şimdiden tartışmaya açılması ve asgari ücretin asgari ücretli işçilerin temsilcilerinin doğrudan muhatap olduğu, asgari ücretli işçiye grev hakkı tanınmasıyla da birleşen talepler etrafında bir mücadele için adımların atılması,
  • TİS’lerin, TÜİK enflasyonuna bağlanmasına son verilmesi ve işçilerin, kamu emekçilerinin gerçekten enflasyona ezdirilmediği bir TİS mücadelesi çizgisine geçilmesi,

Bu taleplerin seçim sürecinde gündeme geldiği ve taleplerin muhatabının tek adam rejimi ve arkasındaki sermaye güçleri olduğu dikkate alındığında, sadece demokrasi ve özgürlükler alanında değil emek mücadelesinde de tek adam yönetimiyle geniş halk yığınlarının karşı karşıya gelmesini amaçlayan bir mücadele çizgisinin hayata geçirilmesi hayati önem kazanmaktadır.

Bugün koşullar böyle bir mücadele için hayli elverişlidir. Gelişmelerin seyri seçim süreci ilerledikçe koşulların daha da elverişli hale geleceğini göstermektedir.

Evrensel'i Takip Et