'FETÖ'nün tasfiyesi
Fotoğraf: Olcay Düzgün/DHA
Son bir hafta basında en çok tartışılan konu 15 Temmuz darbe girişimi. AKP resmi propagandacıları dışında darbe girişimi konusunda herkesin kuşkuları var. Bir gün gerçekler elbette ortaya çıkacak. Ama şimdiden tartışılmayacak kadar açık olan bir şey var ki; o da bu darbe girişimi olmasaydı ‘FETÖ’nün tasfiyesi bu kadar kolay olmazdı.
Bir gecede binden fazla hakim ve savcının HSYK tarafından meslekten çıkarıldığına ve çatı davası isimli davada çok sayıda subayın darbe girişimi öncesi iddianamede ismi olduğuna ve daha sonraki süreçte OHAL KHK’si ile on binlercesi memuriyetten ihraç edildiğine göre AKP iktidarı tarafından ‘FETÖ’ üyelerinin büyük bir bölümü ismen biliniyordu.
Peki, darbe girişimi olmasaydı bunlar nasıl tasfiye edilecekti?
Hukuk devleti koşullarında çok zordu. Hatta imkansızdı.
Düşünün 3-4 bin hakim ve savcının Fethullah Gülen Tarikatı üyesi ya da sempatizanı olduğunu biliyorsunuz, bunları meslekten hangi gerekçeyle çıkaracaksınız? Ya da binlerce subay ve generalin Fethullahçı olduğunu biliyorsunuz, hangi gerekçeyle ordudan ihraç edeceksiniz?
Bugün de orduda, poliste, Sağlık Bakanlığında, adliyede binlerce tarikat mensubu olduğu yazılıyor, hatta isimleri veriliyor, hatta bazı bakanların hangi tarikat mensubu oldukları yazılıyor; bunları ihraç edebiliyor musunuz? Edemiyorsunuz. Şimdi belki etmek istemediğiniz için öyle ama farz edelim ki tasfiye etmek istiyorsunuz, nasıl yaparsınız?
Ordudakileri Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantılarında bir bahaneyle yükseltmez ve emekli edersiniz. Polistekileri kötü ve etkisiz yerlerde görevlendirir, bir punduna getirdiğinizde ihraç ya da emekli edersiniz. Bakanlıklardaki ya da adliyedeki personeli de öyle…
Bu da on yıllar alır. Düşünsenize 250-300 bin tarikat üyesinden söz ediliyor.
O zaman, Cumhurbaşkanının da söylediği gibi; darbe girişimi AKP iktidarı için Allah’ın bir lütfudur. Bu darbe girişimi sayesinde Fethullahçılar eli kanlı terör örgütü olarak nitelenmiş ve on binlercesi kısa bir süre içinde derdest edilmiş, devletten ihraç edilmiş, siyasi etkileri kısa sürede sıfırlanmıştır.
İşin özü budur.
Geri kalan lafügüzaftır.
Erdoğan’ın darbeyi eniştesinden öğrenmesi; MİT başkanının darbe sırasında Diyanet İşleri başkanı ile MİT Kampüsü’nde yemek yemesi; Genelkurmay başkanının darbeciler tarafından rehin alınması; bütün kuvvet komutanlarının aynı anda, aynı düğünde toplanması; Adil Öksüz’ ün yanlışlıkla salıverilmesi; tankların egzosuna tişörtlerini sokanlar; uçaklara kafa atanlar işin hikaye kısmı.
Tabii, bir de ölenler, yaralananlar, maddi ve manevi onarılamaz zararlar görenler var. Onlar da işin ciddi kısmı.
Gerçekler elbette ortaya çıkacaktır. Böyle büyük çapta bir olay uzun süre sır olarak kalamaz.
- Barış ne zaman gelecek? 16 Nisan 2024 04:47
- Sosyalistlerin seçim çalışması nasıl olmalıdır? 09 Nisan 2024 04:42
- Seçim dersleri 02 Nisan 2024 04:47
- Moskova katliamı 26 Mart 2024 05:38
- Büyük Birader bizi gözetliyor 19 Mart 2024 04:39
- Küçülemeyen devlet 12 Mart 2024 04:52
- Etkisiz hale getirmek 05 Mart 2024 04:48
- Her şey rant için 27 Şubat 2024 08:49
- Hem yasa koyucu hem yürütücü hem de hakim 20 Şubat 2024 04:48
- İşkenceyi ve işkenceciyi aklamak 13 Şubat 2024 04:40
- Böyle demokrasi olmaz 06 Şubat 2024 04:46
- Seçim sonrası için hazırlık 30 Ocak 2024 04:45