TPI Composite işçileri, tüm işçi ve emekçiler için örnek olacak bir direniş başlattı

Fotoğraf: TPI işçileri
Uzun bayram tatilinin sonuna geliyoruz. Ama ülkenin çeşitli yerlerinde işçiler, bayramı direnişlerde geçirdiler. Öyle görünüyor ki, bayramdan sonra da bu direnişler, muhtemelen yeni direnişlerin katılımıyla artarak sürecek.
Çünkü patronlar bayram seyran demeden işçiyi daha çok sömürmek için çalışma yasaları, işçi sağılığı ve iş güvenliği kuralları, işçilerin geçim koşullarının hazla ağırlaşması gibi gelişmeleri umursamadan işyerlerini cehenneme dönüştürmekten imtina etmiyor. Üstelik patronlar, işçinin en yasal hakkı olan sendikalaşma girişimlerini de engellemek için İş Yasası’nın patrona “Tazminatsız işten atma” hakkı tanıyan 25/2 maddesini kendisi için silaha dönüştürüyor.
Son günlerde, patronların hak-hukuk tanımaz uygulamalarına karşı yaygınlaşan hoşnutsuzluklarını ete kemiğe bürüyerek direnişe dönüştüren Kocaeli’de Asen Alüminyum, Bursa’da Acarsoy Tekstil, Eskişehir’de Atışkan Alçı, Manisa’da Termokar, Çorlu’da Lila Kağıt, İzmir’de Lezita ve TPI Composite… gibi fabrikalardan binlerce işçinin bayramı direnişte geçirdiklerini gazetemizden izledik, izliyoruz.
Ancak patronların çalışma koşullarını ağırlaştırmada dur durak tanımamaları ve tanımayacakları, dizginsiz artan enflasyon karşısında “ek zam” taleplerine yanaşmama ya da işçilerin taleplerinin çok altında teklif yapmaları… karşısında direnişler de eksik olmuyor.
Öyle anlaşılıyor ki, bayramdan sonra bu direnişlerin bazıları şu ya da bu biçimde bitse de direnişlerin yaygınlaşacağı görünüyor.
İŞÇİLER BAĞITLANMIŞ TİS’İN TALEPLERİNE YANIT VERMEDİĞİNİ GÖRDÜ
Ancak bugün bu köşede bu direnişlerin ortak özelliklerinden çok rüzgar santrallerine kanat imal eden Amerikalı TPI Composite’in Menemen ve Çiğli’de kurulu bulunan ve toplamda 3 bin 600 işçinin çalıştığı iki fabrikasında bayramdan hemen önce başlayıp, bayram içinde yapılan toplantıda işçilerin “devam” kararı verdiği ve bayram boyunca da patronların envaitürlü baskılarına karşı devam eden direnişi tartışacağız.
TPI Composite fabrikalarındaki direnişin başlıca özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
- Direniş, “yüzde 30 + enflasyon farkı” biçiminde, yine işçilere sorulmadan bağıtlanan TİS’in gereği olarak yapılması gereken “zam” için patronun yüzde 5’lik zam teklifi karşısında işçilerin “yüzde 30 ek zam” talep etmesiyle başlamıştır.
- İşçilerin iş bırakarak direnişe geçmesi karşısında patronlar 100 işçiyi işten atmış, bayram izninde olmalarına karşın işçileri çalışmaya çağırmış, bu arda iki temsilciyi daha işten atmıştır.
- Bu gelişmeler sırasında Petrol-İş İzmir Şube Başkanı Orhan Zengin ve Türk-İş bölge temsilcisinin katıldığı bir toplantıda; Türk-İş temsilcisinin, patronun ek zam teklifini yüzde 9’a çıkarmasıyla yetinilmesini istenmesine karşın işçiler ücret zam taleplerini yüzde 20’ye çekerken atılan bütün işçilerin geri alınmasını “kırmızı çizgi” olarak gördüklerini dile getirmişlerdir.
- Ücretleri 5-7 bin TL arasında olan işçiler, vergi şampiyonu olmakla övünen firmanın talep edilen ücreti karşılamakta hiç zorlanmayacağını belirtmektedirler.
TPI COMPOSITE DİRENİŞİ METAL, CAM, PETROKİMYA… İŞÇİLERİ İÇİN ÖRNEK
Yukarıdaki saptamalardan açıkça görüldüğü gibi, TPI Composite işçilerinin direnişine konu olan sorun sadece TPI Composite işçilerinin sorunu değildir. Tersine yapıldığı dönemde TÜİK enflasyonuna endekslenmiş bütün sözleşmeler gibi “yüzde şu kadar zam+TÜİK enflasyonu farkı”na bağlanan tüm sözleşmelerin işçilerin ihtiyaçlarına yanıt vermenin çok uzağında kalmış olmalarıdır. Yani TÜİK enflasyona endekslenmiş tüm sözleşmeler TPI Composite sözleşmesiyle aynı sorundan mustariptir.
Eğer bugün metal, cam, petrokimya, tekstil başta olmak üzere başlıca sanayi ve hizmet sektöründe yapılan sözleşmelerin mağduru olan işçiler (ve kamu emekçileri) direnişte değilse bunun nedeni; sendikal bürokrasinin işçileri engellemekte başarılı olması ya da işçilerin bir nedenle talepleri etrafında birleşememiş olmasıdır.
Bu yüzden de TPI Composite işçilerinin direnişi;
- Talepleri etrafında gerekli birliği sağlayarak, kendilerini TÜİK enflasyonuna bağlayan sendika bürokrasinin aşarak,
- İşten atılın arkadaşlarının geri alınmasını görmezden gelen bir uzlaşmayı reddederek,
- Birlik olmalarının önemini fark edip birlik olurlarsa yenilmeyeceklerinin bilincine vararak, dönem için örnek olacak bir direniş çizgisi otaya koyarak,
- Bugüne kadar daha çok sendikasız işyerlerinde gördüğümüz iş bırakarak ek zam talebinde bulunmayı sendikalı ve TİS’i TÜİK enflasyonuna bağlanmış sözleşmeyi, tabiri caizse “delerek” TİS’in sınırlarını aşan her sektörden işçilere ve kamu emekçilerine de örnek olmuşlardır.
DİRENİŞ ÖĞRETİYOR!
Burada, “Henüz direnişin başında böyle sonuçlar çıkarmak ne kadar doğru olur?” diye sorulabilir. Bu yaklaşım ilk bakışta haklı görülebilir ama gerçekte TPI Composite işçileri aslında bir haftayı aşan direniş süreciyle örnek olmayı hak etmiştir. Eğer bu direnişi taleplerini elde ederek bitirmeyi başarırlarsa örnek olmayı da taçlandırmış olacaklardır.
Bu önemli direnişin başlamasından hemen sonra işten atılan işçilerden birisinin gazetemizin dünkü sayısında yansıyan TPI Composite işçisinin çok şey ifade eden sözleriyle bitirelim: “Biz fabrikanın kötülüğünü istemiyoruz, sadece yaşanabilir bir ücret talep ediyoruz. Bir de bizi haksız nedenle attılar. İlk atılanları pazarlık konusu yapmak istediler, insanların gözünü korkutmak için attılar ama öyle olmadı. Sözleşmeden sonra daha iyi anladık bize değer verilmediğini. Bu süreç TPI işçilerinin gerçek bir aile olduğunu, gerçek bir yumruk olduğunu gösterdi. Sadece bizim için değil tüm işçiler için bu birliktelik önemli. Yaşanabilir bir ücret için, sefalete karşı, kapitalizme karşı direniyoruz. İşçilerin birliği, insanların birlikteliği her düzeni yakar. Hak talebinde insanlar birlik olsun her şeyi yener!”
Evrensel'i Takip Et