25 Haziran 2022 04:55

Bin Selman ve Erdoğan: Birbirine verecek bir şey olmadığı konularında tam anlaşma sağlamış!

Muhammed bin Selman (solda) Tayyip Erdoğan (sağda)

Muhammed bin Selman (solda) Tayyip Erdoğan (sağda) | Fotoğraf: Ali Balıkçı / aa

Paylaş

Suudi Arabistan (SA) Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Ankara’ya gelmesiyle gitmesi bir oldu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından protokol gereği Saray’ın kapısında karşılanan bin Selman, vücut hareketleriyle memnuniyetini ifade etti. Erdoğan’la 2 saat “baş başa” görüşüp, Arapça müzik eşliğinde yenen yemekten hemen sonra bu sefer protokol gereği olmayan biçimde Erdoğan tarafından “Çok özel önem verilen bir kardeş ülke lideri” muamelesi yapılarak uçağının kapısına kadar götürülerek uğurlandı!

Erdoğan-bin Selman görüşmesinin arkasından beklenen, bu tür görüşmelerin rutini olan iki liderin medyanın karşısına çıkarak, görüşmeler hakkında bilgi vermesi, gazetecilerin sorularını yanıtlamasıydı. Ancak bu ziyarette bu rutin atlandı. Basına kısa bir bilgi metni verilmekle yetinildi!

Ve tabi bu rutinin atlanması karşısında herkesin aklına, Saray’ın tedrisinden geçmiş gazetecilerden böyle bir şey beklenmese de birisinin tutar da Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili bir soru sorarak ziyaretin bütün büyüsünü bozar ihtimalini ortadan kaldırılmak istenmesi geldi, gelmiş olmalı!

Çünkü bin Selman, Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğunda Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın vahşice katledilmesinin emrini veren kişi olarak ilan edilmiş, bu cinayetin baş sorumlusu olduğu bizzat Erdoğan tarafından ilan edilmiş, yandaş medyada yıllardan beri “Katil Prens” manşetleriyle hedef olmuştu!

2 SAATTE ERDOĞAN VE BİN SELMAN NELER NELER KONUŞMUŞ!

Bin Selman’ın 4-5 saatlik Ankara ziyareti, mayıs ayında Erdoğan’ın Riyad’a yaptığı iki günlük ziyaretin de “iadesi”ydi. Üstelik Erdoğan’ın ziyaretinde karşılıklı kardeşlik, ezeli dostluk, ekonomik ve diplomatik ilişkilerin geliştirilmesinden söz edilmiş ama sonrasında somut hiçbir adım atılmamıştı. Hele de Erdoğan’ın en azından bir “swap anlaşması” beklentisiyle ilgili bir sonuç çıkmamıştı.

Bu yüzden bin Selman’ın Ankara ziyaretinde Erdoğan, bir “swap anlaşması”, hatta Varlık Fonunda fiyatları üç otuz paraya düşmüş firmalardan birkaçını alması bekleniyordu. Ama görüşmenin ardından yayımlanan Türkiye-Suudi Arabistan ortak bildirisinde, tıpkı Suudi Arabistan’daki görüşmede olduğu gibi somut bir adım atıldığına dair hiçbir şey söylenmedi. Tersine; “Taraflar, bölgenin geleceğine hizmet etmek için tarihi kardeşlik temelinde iş birliğini geliştirerek sürdürme kararlılığını vurgulamışlardır” gibi “suyuna tirit” bir girizgahla başlayan ortak bildiride, “Yeni bir iş birliği döneminin başlaması” vurgulandı. Ama bildirinin en dikkat çekici yanı herhalde; “Tarafların, enerji alanında, enerji verimliliği, elektrik, yenilenebilir enerji, inovasyon, hidrokarbon kaynakları için temiz teknolojiler, hidrojen de dahil, düşük karbonlu yakıtlar alanlarında iş birliği beklentilerini, enerji sektörü ve ilgili tedarik zincirlerinin yerelleştirilmesi… yapay zeka, dijital teknolojiler ve akıllı şehirler alanlarında üretim ve yatırım ortaklıklarının geliştirilmesi konularında görüş birliğine varıldığı da vurgulandı” denmesiydi. Böylece iki tarafın birbirine verebileceği hiçbir şeyin olmadığı konular alt alta yazılarak “Ne çok konuda anlaşılmış” havası verilmeye çalışılmıştır!

ANLAŞILAN TEK SOMUT ŞEY ‘YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLADIĞI’ İDDİASI! 

Özetle açıklanan bildiriden anlaşılan iki tarafın hiçbir konuda somut bir anlaşmaya varmadıklarıdır!

Nitekim, görüşmeden sonra yandaş medyada görüşmeye dair haberlerde de “Şu konuda anlaşıldı” diye somut bir şey söylenemediği için; yandaş medyanın bu tarihi görüşme için öne çıkardığı ortak başlık, (Çoğu yandaş gazete haberi manşetten bile vermedi) “Türkiye ve Suudi Arabistan arasında yeni dönem” gibi renksiz, kokusuz ve şekilsiz oldu. Haberin, Suudi medyasında da aynı başlıkla verilmesi elbette ki dikkat çekiciydi!

Oysa bu görüşmeden bir gün önce gittiği Mısır’da Sisi ile görüşen bin Selman’ın, “Kahire ve Riyad yönetimleri arasında imzalanan 7.7 milyar dolarlık ekonomik ve ticari anlaşmadan memnuniyet duydukları” biçimindeki açıklama da dikkate alındığında, bu açıklamada bin Selman’ın Erdoğan’a mesaj verdiğini söylemek herhalde aşırı şüpheci bir yorum olmaz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Riyad ziyareti sonrasında, Suudi üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı analizinde Guardian, Suudi yetkililerin bu ziyaretten duyduğu memnuniyeti aktarırken, Suudi yetkilinin, “Bizim ona ihtiyacımızdan daha çok onun bize ihtiyacı var ve o bizim ayağımıza geldi. Erdoğan bu duruşuyla milyarlarca dolarlık gelir kaybına uğradı. Bu yüzden ticaret koşullarını biz belirleyeceğiz” değerlendirmesi de Türkiye-Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin bugünkü halinin en açık ifadesidir.

SUUDİ-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ NATO ZİRVESİNE NASIL YANSIYACAK?

Nitekim Erdoğan ve yönetimi, bin Selman’ın ziyaretinden 5-10 milyar dolarlık bir “swap anlaşması” ve ekonomik konularda, örneğin Suudi Arabistan’ın Türkiye’den yapılan ithalata koyduğu fiili engellerin kaldırılması gibi somut adımlar bekliyordu. Ancak Suudi tarafı, tam tersine ayak sürümeyi, ağırdan almayı tercih eden bir tutum izliyor; Erdoğan’ın daha da sıkışarak bölgede atacağı adımlarda Suudi Arabistan’ın gözüne bakmadan adım atmayacağı bir çizgiye çekilmesini amaçlıyordu.

Kaldı ki bu ziyaretle bin Selman, temmuz ayında Riyad’a gelmesi beklenen ABD Başkanı Biden’a, “Bakın, ben bölgede en büyük sorun yaşadığım Türkiye ile bile işleri yoluna soktum. Sizin stratejiniz doğrultusunda girişimlerde bölgenin lider ülkesi olmak için hazırız” diyecek bir imkanı yakalamıştır!

Kısacası bin Selman, gelinen aşamada bölgede kendisini güçlendirecek her şeyi elde ederken, bunu Türkiye’ye hiçbir şey vermeden yapmayı başarmıştır!

Bin Selman’ın ziyaretiyle Suudi Arabistan’dan ekonomik destek beklentileri boşa çıkan Erdoğan ise, 28-30 Haziran’da toplanacak NATO Madrid zirvesine acil sıcak para ihtiyacı had safhaya çıkmış olarak gidecektir.

NATO zirvesinde Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini “veto” etme kararlılığını gösterecek mi yoksa bu vetosuna bir “fiyat” mı biçecek bunu da önümüzdeki hafta içinde göreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...