Hurafe

Erdoğan geceleri yatmadan önce manda yoğurduna, kestane balı, Mekke hurması ve yulaf katıp yedikten sonra uyuyormuş. Bu yöntemi herkese tavsiye ediyor. Kimse tavsiyeye uymasa bir zararı yok. Ama muhtemelen ciddi sayıda taraftarı bu tavsiyeye uyacak. Tıpkı “faiz sebep, enflasyon neticedir” görüşü ile verdiği zarar gibi, bu tavsiyesi ile de, o kadar olmasa da, bazı insanlara zarar verecek.

Doktorlar Erdoğan’ın tavsiye ettiği yönteme şiddetle karşı çıkıyorlar. Uyumadan en az iki saat önce bir şey yemeyin diyorlar. Akşam saat 19.00’dan sonra bir şey yemeyin, akşam saat 22.00 civarında uyuyun, o saatten sonra vücudu tamir eden hormonlar salgılanır, yemek yiyip yatarsanız mide çalışacağı için vücudun tamir faaliyeti iyi yapılamaz diyorlar. Reflü, şekerin yükselmesi falan da cabası.

Hoca, tarikat ilişkilerinde böyle binlerce hurafe vardır. Bir zaman birisi kendi tecrübesine dayanarak böyle bir görüş ileri sürer, sonra bu görüş kişiden kişiye, kuşaktan kuşağa aktarılır. Hatta, bazen, bu görüş bir dini motifle süslenir, Peygamber de böyle yaparmış denir ve yanlış, bu kesimin doğrusu olur.

Bilime inanmazlar. Bilim insanlarını sevmezler. Giderlerse gitsinler derler. Hiçbir işe yaramayan yandaşlarına iki üç şirketin yönetim kurulunda görev verip, onlara on binlerce lira maaş bağlarken, can kurtaran, bilim irfan sahibi doktorlara 9 bin lirayı çok görüp gitsinler derler. Bir zamanlar, Menderes’ in söylediği “Ben gerekirse orduyu yedek subaylarla yönetirim” sözüne gönderme yaparak, doktorlara gitsinler, ben gerekirse dışarıdan gelecek doktorlarla, asistanlarla sağlık sorununu çözerim derler.

Onlara, bilim insanı değil, her dediklerine inanacak, “bizim durumumuz biraz kötü ama Avrupalıların bizden kötü” dediğinde, bu sözleri tekrar edecek insanlar lazım. Okuyup, öğrenen, bilime değil hurafeye inanan insanlar lazım. Yoksa nasıl iktidar olurlar, nasıl yıllarca iktidarda kalırlar?

Yavaş ilerliyor ama cahil insan yaratma politikalarına rağmen insanlar bu hurafelere inanmaktan yavaş yavaş uzaklaşıyor.

Gençler hurafecileri artık dinlemiyor ya da daha az dinliyor. Okullardan öğrenemese bile, internetten  merak ettiği şeylerin en azından bir kısmını öğreniyor. Her konuda dünya birincisiyiz, herkesin durumu bizden kötü laflarına sadece gülüyor.

Tabii, iktidar yetkililerinin her sözünde keramet bulup halka aktaran yandaş basının da hurafelerin, yalanların yayılmasındaki rolü ayrı bir konu. Komplo teorileri, her gün emeklilere zam yapılacağına dair yayınladıkları yalanlar, saçma sapan sağlık haberleri vs. Onlar da artık eskisi kadar okunmuyor. İktidarın maddi desteği ile ayakta kalmaya çalışıyorlar.

Ama, bu düzen ilelebet devam etmeyecek. Tarih kitaplarına uydurma Gezi masalları anlatsalar da tarihin akışını durduramayacaklar.

Erdoğan'dan kötü bir propaganda kasedi: Çiftçinin talebi "izne", gıda ithalata bağlı!