18 Ocak 2022 04:58

Çin, Kazakistan, Ortadoğu

Mevlüt Çavuşoğlu (solda)

Körfez ülkelerinin, Türkiye’nin ve İran’ın dışişleri bakanları Çin dışişleri bakanıyla görüşmek için Güney Çin’deki sanayi kenti Wuxi’ye gitti | Fotoğraf: AA

Paylaş

Uluslararası ilişkilere sadece devletlerin hareketleri olarak bakmak, devletlerin hareketlerine, yani dış politikaya da, iç politikadaki dengelerden, ekonomiden, sermayenin amaçlarından, toplumsal odaklardan bağımsız, ülkenin içinde ne olursa olsun, ondan bağımsız planlanan ve icra edilen bir satranç oyunu olarak bakmak, indirgemeci bir yaklaşım olur. Hele Çin için; çünkü, Çin dış politikası her zaman Çin’in kalkınmasını desteklemek ya da devletin güvenlik meselesi olarak gördüğü konuları çözmek için kullanılır. Kendini küresel bir güç ilan ettiği ve ABD’nin hegemonyasını neredeyse doğrudan hedef aldığı günümüz Xi Jinping iktidarında bile Çin’in dış ilişkilerini iç dinamiklerini inceleyerek anlamak mümkün.

Yeni yıl Çin’in batı komşuları için olaylı başladı. Kazakistan’daki halk ayaklanması Çin sınırından uzakta yaşandığı için Çin, ilk etapta sınırdaki eyaleti Xinjiang’daki dengeler için endişelenmedi. Ama elbette, kamuoyunda ve devlet ödenekli başında bunun ABD kışkırtmalı bir ‘renk devrimi’ olduğu yönünde yorumlar yapıldı. Resmi kamuoyunun halk ayaklanmalarına karşı ilk tepkisi genelde bu oluyor. Ama resmi söylem kamuoyunu ele geçirmeden önce, halk ayaklanmalarının toplumsal nedenlerine dikkat çeken ve Çin’le karşılaştırmalar yapan yorumlar her zaman ilk çıkanlar. Çin’in geleneksel ‘Müttefiklerinin iç işlerine karışmama’ söylemi şimdi de geçerli olsa da, Kazakistan’da Çin yanlısı Masimov’un casusluk suçlamasıyla tutuklanmasından sonra Çin’in bu ülkedeki yatırımları, sınır güvenliği gibi konularda eskisi kadar rahat hareket edip edemeyeceğini göreceğiz. Ayrıca, Rusya’nın Kazakistan’a Çin’in dahil olmadığı bir bölgesel örgüt vasıtasıyla müdahale etmiş olmasıyla Nazarbayev-Masimov koalisyonunun düşmesi birlikte düşünülünce bunun bölgede ABD karşıtı Çin-Rusya iş birliğine bir darbe olup olmadığı sorusunu da izleyip görmek lazım. ABD’deki kanaat önderlerinin çizmeye çalıştığı ‘yeni Soğuk Savaş’ resmine rağmen, Çin ve Rusya gibi ülkeler kendilerini Soğuk Savaş-vari katı blokların içine hapsetmeye niyetli değiller.

Kazakistan’da Nazarbayev ve devamındaki hükümetlerin Çin’le arasının iyi olmasının, Çin için, Xinjiang eyaletindeki azınlıkların sınır ötesi ticaretini güçlendirmek, Afganistan ve Suriye iç savaşı sonrası sınır güvenliğini sağlama, Kazakistan’ı Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında KİT’ler için bir yatırım hedefi haline getirme, doğal gaz akışını güvenceye alma, diğer Orta Asya müttefiklerini Çin’le iş birliğine teşvik etme gibi faydaları var. Benzer şekilde, Çin’in Ortadoğu hamlesi sadece ABD’ye bir gözdağı değil; bölge, özel şirketlerinden KİT’lerine, Çin’in yerli sermayesinin yeni yatırım odağı.

Geçtiğimiz hafta, Körfez ülkelerinin, Türkiye’nin ve İran’ın dışişleri bakanları Çin dışişleri bakanıyla görüşmek için güney Çin’deki sanayi kenti Wuxi’ye gitti. Wuxi kenti, yüksek düzeydeki diplomatik görüşmeler için şaşırtıcı bir yer seçimi. Omikronu ne pahasına olursa olsun Çin’den, özellikle kış olimpiyatlarını ağırlamaya hazırlanan başkent Pekin’den uzak tutmaya çalışan hükümet için güneyde bir kentte ‘kapalı döngü’ bir toplantı yapmak, ve bu sırada Wuxi’de yaşayan sıradan insanların dahi kuzeye doğru yolculuk yapmasını engellemek pandemiye bağlı bir yer seçimi olduğunu gösteriyor. Öte yandan, Wuxi, Çin’in ve Doğu Asya’nın finans merkezi Şanghay’a çok yakın ve kendisi de Çin’in yenilenebilir enerji, özellikle güneş enerjisi teknolojisi yatırımlarının merkezi. Ortadoğu da Çin’in ‘Yeşil Kuşak ve Yol” politikasının uluslararası merkezi. Körfez bölgesi, İran’la birlikte Çin’in başat petrol kaynakları olmasının yanı sıra, ironik olarak, ‘Yeşil Kuşak ve Yol’un da pilot bölgesi. Dubai gibi kentler, petrol kaynaklarının tükendiği bir geleceğe hazırlanmak için kendilerini “eko-kent” olarak yeniden ‘markalaştırıyorlar’. Bu eko-kentlerin finansmanı Çinli şirketlerden geliyor. Örneğin, birikim fazlası sorununu atıl kalmaya mahkum Adana-Hunutlu gibi termik santralleri yaparak aşan Shanghai Electric adlı KİT, Suudi Arabistan’ın elektrik şirketi ACWA’yı satın aldı ve ACWA şimdi hem Birleşik Arap Emirlikleri’nde hem Mısır’da devasa güneş enerjisi yatırımları yapıyor. Körfez ülkelerinin Wuxi’deki toplantısında sermaye gruplarının temsilcileri var mıydı, bilmiyoruz ama sonuç açıklamasının ana odağı bölgede Çin para biriminin geçerli olacağı bir serbest ticaret bölgesi kurulması gibi ekonomik kararlardı. Benzer şekilde, İran dışişleri bakanıyla yapılan toplantıdan uzun soluklu petrol garantisi, İran’a  teknoloji ve tarım alanlarında destek gibi ekonomik kararlar çıktı. Türkiye’yle yapılan görüşmeye ise Xinjiang damga vurdu. Her iki tarafın açıklamaları kendisinin muhatabını uyardığı yönünde, sonuç ise Türkiye’nin Çin’in Ortadoğu/Doğu Akdeniz tahayüllünden dışlanmış olduğu.

Çin, uzun süre, Türkiye’yi Suriye iç savaşı sırasında muhalifler tarafından eğitilen Uygurlara sahte pasaport verip geri dönmelerine yardımcı olmakla itham etti. Şimdiyse, Suriye Kuşak ve Yol’a resmi olarak katıldı. Irak Kuşak ve Yol’a resmi olarak katılmadığı için, Çin’in Süez Kanalı’na alternatif bir hat açma projesi henüz tamamlanmış değil, ama Suriye’yi dahil etmenin uzun vadede sonucu Türkiye’nin bu yeni bölgeselleşmeden biraz daha dışlanması olacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa