24 Aralık 2021 04:12

Fotoğrafın sanatla ilişkisi

Hasta bir kadının başında bekleyen iki kadın ve camdan dışarıya bakan bir erkek.

Fotoğraf: ‘Veremli Kız’, Henry Peach Robinson
tarafından beş negatiften yapılmış kompozit-1858

Paylaş

 Fotoğrafın icadı sanat kavramının içeriğinin değişmesine yol açmıştır.

  • İlk icat edildiğinde fotoğrafın sanatla olan ilişkisi dönemin birçok ressam ve sanatçıları tarafından alaya alınmıştır…
  • Fotoğrafçılık 1839’dan sonra resmi öldürmese de ilerleyen dönemlerde ucuz minyatür portre gibi kimi işlevsel resim türleri iyice gözden düştü ve hatta neredeyse tamamen ortadan kalktı.
  • 1840-1880 arasında dünyanın dört bir yanındaki profesyonel ve amatör fotoğrafçılar, hızlı gelişen kağıtlar, objektifler ve mekanizmaları deneyerek milyonlarca imge ürettiler.
  • Görünenleri kaydetmenin yarattığı bu coşku arasında bazı fotoğrafçılar güzel sanat statüsüne göz diken resimler çekmeye çalıştılar.
  • Fotoğrafın bir sanat olup olmadığı konusunda baş gösteren tartışmanın her iki tarafı da aynı şekilde modern sanat söylemindeki kutuplaşma çerçevesinde yürüyordu:
  • Güzel sanat ve zanaat ayrımı akıl ve mekanikçilik ayrımına; sanatçı ve zanaatçı ayrımı hayal gücü ve teknik beceri ayrımına; estetik ve araçsal ayrımı ise sadece kendisi için seyredilen tekil eser ile kullanım ya da eğlencelik olarak yapılan çoklu kopyalar ayrımına dönüştü.

Fotoğrafın bir güzel sanat olduğu yolundaki iddialara karşı itirazlar:

Kusursuz röprodüksiyonun fotoğrafçılığın apaçık erdemlerinden biri olduğunu fotoğrafçılığın, resmi en nihayetinde taklitten kurtarabileceğini ancak

  • Bu durum fotoğrafçılığı güzel sanat yapmaya yetmezdi.
  • Sanatçı “zeki varlığın özgür iradesi”ni kullanıyor, fotoğrafçı ise sadece  “makine”ye itaat ediyordu.
  • Fotoğrafçılığın güzel sanat olamamasının ikinci bir sebebi pratik amaçlara hizmet etmesiydi
  • Sanat “esas itibarıyla sanat için icra edilmeli”ydi.
  • Fotoğrafçılığın güzel sanat değil de ticari bir mal olduğunun kesin işaretlerinden biri de fotoğrafçının çoğaltılan matbu resimler üretmesiydi; halbuki sanatçı tekil eserler yaratırdı.
  • Tam da “bu çağ”a yakışıyor çünkü “Bu çağda sanat arzusu küçük bir azınlığın; ucuz, hazır ve hatasız olgulara heves ise geniş kitlelerin niteliğidir.”

(Eastlake [1857] 1981, 98).

Baudelaire, sanatın “doğanın aynen taklidi” ve “fotoğrafçılığın da mutlak sanat” olduğuna inanan “pespaye kitle”nin “bir metal kırıntısının üzerindeki bayağı imgesini Narcissus gibi seyre koşması’ ile alay ediyordu.

Sonraki 70 yıl boyunca bu itirazlara: 

Fotoğrafçılar ve eleştirmenler işin temelindeki güzel sanat ve zanaat kutuplaşmasını hedef almayıp, sadece bazı fotoğraf türlerinin fotoğrafın “sanat” yönüne ait olduğunu iddia ettiler.

Alfred Stieglitz’e göre fotoğrafçılık “mekanik değil plastik bir süreç”tir. “Tıpkı sırf kopya resimler yapan birisinin ellerinde fırçanın mekanik bir vasıtaya dönüşmesi gibi, zanaatçıların elinde de mekanikleşebilir” idi.

“Fotoğrafçılığı soylu kılmak. Yüksek sanat karakterine ve konumuna büründürmek”

*Sıradan fotoğraflardan ayrılan baskılar üretmek

Julia Margaret Cameron: Planlı bir kostüm ve ışık çalışmasıyla ruh gibi flu bir görüntü oluşturarak portre öznelerini idealize etti

Oscar Rejlander ve Henry Peach Robinson ise,  özenle ayarlanmış simgesel ya da anlatısal sahnelerin çok sayıda negatiflerini kullanarak Raphael (Raffaello Sanzio) öncesi resimlerin çağdaş örnekleri gibi görünen fotoğraflar üretmeye çalıştılar.

Fotoğrafçılığın bir güzel sanat aracı ve fotoğrafçının da bir sanatçı olduğu iddialarına saygınlık kazandırmada en başarılı olan akım:

İzlenimci hafif flu ve estetize pozlarıyla yüzyılın sonundaki resimselci [pictorialist] hareketti.

XIX. yüzyıl sonlarında fotoğrafçılığın güzel sanat olduğunu savunanların çoğunun kullandığı kilit argüman, ifade ve özgünlüktü.

Stieglitz, “Mesele, ne söylemek istediğiniz ve bunu nasıl söylediğiniz”dir.

“İster şiirde, ister fotoğrafçılıkta, isterse de resimde olsun bir sanat eserinin özgünlüğü, ifade edilen şeyin ve ifade ediş tarzının özgünlüğüyle ilgilidir”

Sanat ve zanaat kutuplaşmasının fotoğrafçılığa uygulanması, yeniden resim sanatını etkileyebiliyor ve fırça darbelerindeki el izlerinin yeniden önem kazanmasını doğuruyordu.

Richard Shiff’e göre fotoğrafçılık, artık çok fazla fotoğrafik resimler üreten bir klasisizmin reddini kolaylaştırıyordu.

Bir zamanlar sanatçıyla zanaatçı arasındaki fark, sanatçıyı centilmenler sınıfına terfi ettirebilmek uğruna, zihinsel iş ve el işi ayrım çerçevesinde tanımlanıyordu.

(Devam edecek)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...