03 Aralık 2021 04:55

Erdoğan, yönetimdeki ‘son faizci’yi de affetti; faiz ve dolar lobileri çok memnun!

Nureddin Nebati ve Lütfi Elvan

Nureddin Nebati | Fotoğraf: Elif Öztürk Özgöncü/AA, Lütfi Elvan | Fotoğraf: DHA

Paylaş

“İstifası yarın kabul edilecek”, “Yerine getirilecek kişi bulunamadığı için görevden alınamadı”, “Bu hafta mutlaka gider”,… gibi haberlerle günlerdir gideceği gün tartışılan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan nihayet önceki gün gece yarısı görevinden affedildi! Yerine, Elvan’ın görevden alınacağı haberlerinin çıktığı ilk günden beri Elvan’ın yerine bakan bulamayan Erdoğan, sonunda Elvan’ın yerine, “Berat Albayrak’ın adamı” denilen Nureddin Nebati’yi atadı.

Böylece ekonomi yönetiminin başında olan ve Erdoğan’ın “Faiz sebep enflasyon neticedir” biçimindeki artık dünyaca ünlenen “ekonomik doktrini”ne karşı olduğu bilinen son kişi de görevden alınmış oldu!

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Twitter’den yaptığı ilk açıklamasında; “Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsımı layık gördüğü Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini hayırla ifa etmeyi, bize gösterdiği güvene layık olmayı Rabbim nasip etsin inşallah” açıklamasıyla tek sadakatinin kendisini bu göreve getiren Cumhurbaşkanına olduğunu ilan etti!

Peki Hazine ve Maliye Bakanının değişmesinin gidişata bir etkisi olacak mı denirse, bu sorunun yanıtı elbette ki “hayır”dır.

Nitekim havadaki buluttan nem kapan dolar-avro, Hazine ve Maliye Bakanının görevden alındı diye günlük rutin dalgalanması dışında bir tepki vermedi!

Çünkü, Elvan’ın faiz-dolar ilişkisinde karşıt görüşte olmasına karşın pratikte Cumhurbaşkanının dediği olmuştur.

Ancak Lütfi Elvan’ın istifası, daha doğrusu istifa etmek zorunda bırakılmasının pratikte bugün için bir karşılığı yoktur ama böylece Erdoğan, bütün bakanlara ve yüksek bürokrasiye, partisinin içinde ayak sürüyenlere, “Bana karşı çıkan, benim söylediğimin üstüne laf söyleyen, laf söylermiş gibi görünen görevde kalamaz” mesajı vermiştir. Bu nedenle de, “Cumhurbaşkanı ne diyorsa ‘gerçek’ de ‘doğru’ da odur” biçimindeki “tek adam”lık düsturuna bir çivi daha çakılmıştır!

Yani artık, tek adam yönetimin içinden ya da etrafından gidişata, eskisine göre bile daha az itiraz, itiraz edenlerin, ayak sürüyenlerin boynunun vurulmasında da daha az tereddüt edildiğini göreceğiz!

DÖVİZ VE FAİZ LOBİSİ ERDOĞAN KONUŞSUN DİYE DUA EDİYOR OLMALI!

Uzun zamandan beri TL’nin dolar ve tüm yabancı paralar karşısındaki serbest düşüşünü büyük bir aymazlıkla izleyen Merkez Bankası (MB) piyasa dolar satarak müdahale etti.

MB’nin sattığı dolar miktarının 1 milyar dolayında olduğu belirtiliyor.

Bu müdahale ile dolar fiyatı 40-50 kuruşluk bir geri çekilmeye yol açtıysa da Cumhurbaşkanı partisin grup toplantısında konuşmaya başlayıp, “Faiz sebep enflasyon neticedir” biçimdeki tezinin üstünden yükseltilen “yeni ekonomi deneyi”nin övgüsüne geçtiğinde yükselmeye başlayan dolar 1 TL’ye varan değer kazandı!

Son haftalarda Cumhurbaşkanının, “Faiz sebep enflasyon neticedir” tezini savunmak için yaptığı her açıklamada görüldüğü gibi çarşamba günü de aynı tablo geçekleşti.

Doların değerini hızla yukarı doğru yükselten, elbette ki iktidarın ekonomik politikaları bütünüdür. Ama burada da Erdoğan’ın bu politikalardaki belirleyiciliği ve onun konuşmaları koçbaşı rolü oynatmaktadır. Bu yüzden de Erdoğan ne zaman faize, faizcilere, dolara, dolar lobisine saldıran ifadelerle konuşmaya başlasa dolar fiyatları yükselmektedir.

Bu nedenle de dolar ve faiz lobisinin mensupları, Erdoğan’ın kendilerine sövüp saymasını sineye çekerek kasalarını doldurmaya bakmaktadırlar. Çünkü onlar da bilmektedir ki, Erdoğan hangi denklemi kurarsa kursun kapitalizmin yasaları yürürlükte oldukça dolardaki her artışın dönüp enflasyonu artıracağını, bunun da faizlerde yükselişi kaçınılamaz kılacağını bildiklerinden, hem “faiz lobisi”nin hem de “dolar lobisi”nin sabah akşam, Erdoğan’ın daha çok konuşup kendilerine daha çok sövüp sayması için dua ettiklerini söylemek hiç de yanlış olmaz!


ASGARİ ÜCRETTE 'ORTA OYUNUN"NUN 2021 VERSİYONU SAHNEDE!

Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK), 2022 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere 1 Aralık günü toplandı.

Onlarca yıldır sahnelenin oyunun ilk sahnesini tekrar gördük. Çalışma Bakanı, Türk-İş’in temsilcisi ve patronların temsilcileri konuştular. Birbirlerine övgüler düzdüler, asgari ücretin bir an önce tespit edilmesi için çalışacaklarını da deklare ettiler.

Meğerse; Bakanın da, Türk-İş temsilcisinin de, patron temsilcisinin de işçilere daha yüksek asgari ücret vermek için gözlerine uyku girmiyormuş!

İşçilerin temsilcisi olarak komisyona kalan Türk-İş’in Temsilcisi Nazmi Irgat, işçiler adına asgari ücrete ne kadar zam istediklerini ve işçileri zamlar ve hayat pahalılığından korumak için hangi taleplerle masaya oturacaklarını açıklamamada ısrar etti. Çünkü, Türk-İş de, bakan ve patron temsilcileri gibi asgari ücretin kapalı kapılar arkasında yapılacak oldubittilerle tespit edilmesini istiyor.

Cumhurbaşkanının, grup konuşmasında asgari ücrete bu yıl, “Bugüne kadar yapılanların ‘fevkinde’ bir zam yapılacağı”nı açıklaması yandaş medyada müjdeli manşetlerle duyuruluyor. Ama, Çalışma Bakanının da ima ettiği 3 bin 750-4 bin TL arasındaki bir asgari ücret için yapılacak yüzde 40 dolayındaki bir zammın 2021’deki kayıpları bile karşılamayacağı hesaplanıyor. Hele de doların yükselmesiyle de katlanacak olan enflasyon karşısında yüzdelik zamların bir kıymetinin olmayacağı, işçilerin meydanlardan haykırdığı diğer talepler konusunda da AÜTK’nin ilkesel kimi kararlar alması gerektiği de apaçıktır.

Apaçık olan diğer bir şey de; işçileri tatmin edecek bir zam oranı ve bağlı talepler için elde edilebilmesi için işçilerin harekete geçmesi gerektiğidir. Ki, bu konuda DİSK’in işçileri alanlara çıkarak kimi çıkışları olsa da Türk-İş ve Hak-İş kılını bile kıpırdatmamaktadır!

Bu yüzdende AÜTK’nin ilk toplantısı eski “orta oyunu”nun 2021 yılı versiyonunun sahnelenmek istendiğini göstermiştir.

Bu oyuna işçiler müdahale edemezse, sonu da şimdiden bellidir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...