Erbaş, ‘gizli ajanda’yı açıklamada bir adım daha attı: Gençliği ‘kul olmaya’ çağırdı!

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, son günlerdeki açıklamalarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gölgede bırakıyor.

“Gölgede bırakma”sadece Erbaş’ın söylediklerine gösterilen ilgiden gelmiyor, aynı zamanda her gün yeni bir açıklama yaparak, eleştirilen görüşlerini daha da derinleştirerek “Sıcak siyasi gündemi belirlemesi”nden de geliyor.

Bu gölgede kalmaya Erdoğan ne kadar izin verecek göreceğiz. Elbetteki Erbaş bütün söylediklerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın icazetiyle yapmaktadır. Dolayısıyla arkasında Erdoğan’ın desteği vardır. Ama Erbaş’a en dolaysız ve açık destek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.

Önceki gün yazılı bir açıklama yapan MHP Genel Başkanı Bahçeli, “adli yıl açılışı”nın Erbaş’ın duasıyla yapılmasına tepki gösterenlere sert eleştirilerde bulunurken Erbaş’a da tam destek sundu.

“Diyanet İşleri Başkanı tarafından okunan duanın bazı çevrelerde şiddetli tepkiyle karşılanması kelimenin tam manasıyla ilkelliktir. Türkiye Müslüman bir ülkedir. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş doğru bir iş yapmıştır. Ve desteğimiz tamdır” diyen Bahçeli, uzun açıklaması içinde Erbaş’ın “adli yıl açılışı”nda dua etmesine yönelik eleştirilere yanıt veriyor. Ama açıklama, 9 Eylül günü yapıldığına göre, aradan geçen 10 gün içinde Erbaş’ın “duayı”geçerek bir “şeriat düzeni”savunusuna dönüşen görüşlerine de “tam destek”verdiğini söylemek yanlış olmaz.

Böylece Bahçeli, Erbaş üstünden Cumhur İttifakı saflarında çatlak yaratacak bir şeyler söylemesini kendisinden bekleyen çevrelerin de ayağını suya erdirmiştir.

Ancak Saray cenahından adli yılın dua ile açılmasına itiraz da var.

Erdoğan’ı desteklemek için her fırsatı kullanan VP Genel Başkanı Doğu Perinçek “Yargının açılışını dua ile yapmak çok açık din istismarıdır”dedi. Ama Perinçek eleştirisini Erdoğan’a kadar götürmedi. Erdoğan’ın etrafı tarafından yanıltıldığını söyledi. Yoksa Erdoğan böyle yanlışlar yapmazdı!

ERBAŞ’A GÖRE GENÇLİĞİN EN ÖNEMLİ SORUNU ‘KUL OLMA’YI UNUTMASI!

Ancak Erbaş, Perinçek’in eleştirisini umursamamış görünürken, Bahçeli’nin sırtını sıvazlamasından aldığı güçle olacak, Ayasofya’nın açılışında açıkça girdiği mecradaki ilerleyişini sürdürdü.

Önceki gün Ankara’da düzenlenen 2. Gençlik Çalıştayının açılışında konuşan Erbaş, şunları söyledi: “Yaşanmakta olan küresel ve toplumsal süreçlerle birlikte gençliğin problemleri de her geçen gün artarak büyümektedir. Gelinen noktada toplumsal hayatı tüm veçheleriyle etkisi altına alan bireysellik, dünyevileşme, sanal hayat, popüler kültür ve hayatın temel gayesi olan kulluktan vareste gündelik anlayışlar, gençliği her taraftan kuşatmıştır. Gence adeta kul olduğunu unutturan bir etkileşim var!.. Bir değerler yozlaşması ve medeniyet krizi yaşanıyor.”

İlk bakışta bir kapitalist toplum, modernizm eleştirisi gibi görünüyorsa da bu tutum tıpkı IŞİD, el Kaide, Taliban gibi, günün sorunlarını kapitalizmi ileriye doğru aşarak değil; geriye doğru, Orta Çağ değerlerine dönerek, insanlığın 500 yıl önce ulaştığı “yurttaş olma”çizgisinden “kul olma”çizgisine çekiyor. Ve gençliği “kul olma”bilincine dönmeye çağırıyor.

GENÇLİK ‘KUL OLMA’YI ELİNİN TERSİYLE İTECEKTİR

Tabii Erbaş sadece çağrıda bulunmuyor; gençliğin “Dijital çağ değerlerini terk etmesi”için gerekli önlemlerin alınmasını da istiyor. Sosyal medya sansürü, eğitimin dinileştirilmesi için radikal önlemler alınması, toplum yaşamının her alanının dini değerler doğrultusunda düzenlenmesi için yapılan girişimlerin sürdürülmesi… gibi.

Önceki günkü açıklamasıyla Erbaş, asıl dikkat noktasını, gençliğe döndürmüştür.

20 yıllık AKP iktidarının, “Dindar nesiller yetiştirme” amacı ve “Fikri olarak iktidar olamama”başarısızlığından çıkarılan ders, amaçla ilgili değil ama amaca giden yolda geriye doğru sıçramak için eldeki gerici güçleri yeterince kullanmadıkları biçimindedir.

Bu yüzden de cemaatler, tarikatlar, selefi odaklar desteklenerek siyaseti terörize etmenin güçleri olarak devreye sokulurken Diyanetin, tarikatların cemaatlerin, selefi organizasyonların MEB’in partnerleri olarak daha etkin biçimde devreye sokulması, gençliğin “kul olma”ya ikna edilmesi için bu dinci-gerici odaklara okulların kapısının sonuna kadar açılmasına meşruiyet sağmaya çalışmaktadırlar.

Ancak Erbaş’ın gençliği, “bireysellik, dünyevileşme, sanal hayat, popüler kültürün” etkisinden kurtararak, “Hayatın temel gayesi olan”“kul olma”ya dönmeye çağıran siyasetinden beklediğini bulması beklenemezdir. Gençlik Erbaş’ın, “yurttaş”olmaktan kurtulup “kul olmaya” çağrısını elinin tersiyle itecektir.

Bu yüzden Erbaş’ın; AKP’nin, yaşamın bütün alanlarının dinileştirilmesi amaçlı “gizli ajandası”nı ortalığa dökmesinin Erdoğan-AKP iktidarının amaçlarının teşhirini kolaylaştırdığı da bir gerçektir.

Yeter ki demokrasi güçleri üstlerine düşeni layıkıyla yapsınlar!