31 Temmuz 2021 23:12

Yangından mal kaçırmak!

Manavgat'ta yangına müdahale eden işçiler

Fotoğraf: DHA

PAZAR
Paylaş

Ekoloji mücadelesinin zarif hukukçusu Av. Hilal Küey'in anısına...

Bu haftaki yazıyı yazmadan önce ülkemizde hali hazırda devam eden orman yangınları ile ilgili bilgi almak için Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) internet sitesine bakmak istedim. Ülkenin ormanlarından sorumlu genel müdürlüğün günlerdir tüm ülkenin birinci gündem maddesi olan, onlarca yerde devam eden, şu ana kadar dört yurttaşımızın ve sayısız canlının yaşamını yitirdiği yangınlarla ilgili en sağlıklı ve güncel bilginin bulunduğu yer olması gerektiğini düşündüm doğal olarak.

OGM resmi internet sayfasının haberler sekmesinde yer alan ilk on haber arasında orman yangınları ile ilgili tek satır bilgi ve habere rastlayamadım. İlk haber Somali’nin Galmudug Eyaleti Tarım, Bitki ve Ormancılık Bakanı Ahmednur Osman Ahmed'in OGM Genel Müdürü Bekir Karacabey’e yaptığı nezaket ziyaretiydi. İkinci haber yangın müdahale ekipleri ile yapılan kurban bayramı bayramlaşma merasimi, üçüncüsü kekikten ülke ekonomisine giren paraya dairdi! OGM ya da resmin internet sitesi orman yangınları ile bu kadar ilgili yani!

YAZ BAŞINDA YAPILAN UYARI

Daha yaz mevsiminin başında, haziran ayının ilk günlerinde bir açıklama yaparak "yangın mevsimine" girildiği uyarısında bulunan Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) bir dizi somut öneriyle orman yangınlarına hazırlık ve mücadele konusuna dikkat çekmişti. OGM kayıtlarına göre ülkemizde yıllık ortalama yanan alan miktarında ciddi bir azalma olmasına rağmen orman yangını sayılarında büyük bir artış olduğuna dikkat çeken TOD, yangın sayılarının sürekli artmasının nedenleri arasında iklim krizine paralel olarak yaşanan kuraklığın etkisinin büyük olduğunun altını çizmişti.

Tabii ki ülkemizin birbirinden değerli ormancı hocalarının bulunduğu TOD'un uyarıları bakanlık ve ona bağlı OGM nezdinde hiçbir karşılık bulmadı. Şimdi her zaman olduğu gibi hamasetle, yangınlardaki yetersizliğin suçunu aynı gün aynı yerde onlarca yangın çıkmasının ardında sabotajcı arama gibi gerçekleri perdelemeye yarayan varsayımlarla geçiştirmeye çalışıyorlar.

Yetkililer, yetersizliklerini örtmek için şimdi bulanık suda balık avlamaya soyunup, "sabotaj, terör" gibi bir dizi gerekçenin ardına sığınmaya çalışıyorlar. Oysa Marmaris yangının iki çocuğun başlattığına dair ifadeler çok geçmeden ortaya çıktı. Uzmanların aylar öncesinden yaptıkları uyarıların mürekkebi de kurumadı daha.

Öte yandan TOD ormanlarımıza, orman yangınlarından ziyade ormancılık dışı kullanımlara verilen izinlerin daha fazla zarar verdiğini rakamlarla ortaya koyuyor; "Yıllık ortalama 9 bin 166 hektar orman yangını olurken ormanlardan yıllık olarak verilen ortalama izin miktarı 29 bin 199 hektardır."

YANGINDAN KÂR ÇIKARTMAK!

Kaybedilen canların acısı daha tazeyken ve ormanlardan hâlâ duman tüterken bir de halkın duygularını istismara soyunanlar var. Orman yangınları son günlerin en önemli krizlerinden birisi ve bazı kişi ve kurumlar için "Hiçbir kriz boşa harcanmamalı"!..

Antalya Valiliği orman yangınları ile ilgili bir bağış kampanyası başlatacağını duyururken, TEMA Vakfı da "Orman yangınları sebebi ile zarar gören bölgelerin tekrar ağaçlandırılması için" fidan bağışı kampanyası başlattı. "Her fidan 10 lira, bağışlar şu IBAN'a" diye vakfın hesap numarası paylaşarak adeta yangından mal kaçırmaya çalışıyor. Yangın sonrası yanan alanlara fidan dikiminin sakıncalarına ve yanlışlığına dair birçok bilimsel görüş var oysa. Daha acıların dumanı üstündeyken, televizyonlar ağlayan insanları, hayvanları, yangın ekibine su götürürken ölen Şahin Akdemir'in haberleri ile dolu iken, insanların bu en duygusal anından yararlanarak son derece masum ve makul görünen kampanyalarla para toplamak sizce de "istismar" değil mi? Daha ağır konuşursak mezar soygunculuğu gibi bir şey bu! Ülke yangın yeri, yüz binlerce canlının mezarı olmuş, birileri bu mezarlıktan para toplamaya, rant devşirmeye çalışıyor! Bildiğin ölü soyuculuk!

ÇEVRE ÖRGÜTÜ MÜ ÇEVRECİ ŞİRKET Mİ?

TEMA gibi, Grenpeace gibi, WWF gibi "Majestelerinin çevreci kuruluşları" bu türden kampanyaları çok sık yaparlar, hem de yıllardır. Bu anlı şanlı "Uluslararası, kamu kararına çalışan çevre örgütleri-vakıfları" artık milyon-milyar dolarlara hükmeden şirketler haline gelmişlerdir. Öyle ki Greenpeace gibi bir tuşla borsada milyonlarca doları kaybedebilirler, insanların doğa, yaşam, yurt sevgisini istismar edip onları kuruş kuruş soyabilirler.

Çoğu kişinin başına gelmiştir; marketlerde para üstü kalan beş-on kuruşların, adları yukarıda yazan çevreci kuruluşlara bağışlanması meselesi bunlardan sadece birisi. Ellerine 50-100 tl verilip, kentlerin en kalabalık caddelerinde "bağışçı" avına çıkarılan üniversiteli gençler, cep tel mesajları ile yüz binlerce kişiye gönderilen "bağışçı olun" mesajları, erozyonla mücadele, fidan dikme etkinliği vs gibi bir iki kampanya ve okul eğitimi sonrası başlatılan bağış kampanyaları da bu kuruluşların en önemli gelir kalemleri arasında. Greenpeace belli konularda yaptığı ses getirici-sansasyonel eylemlerin ardından dünya çapında başlattığı bağış kampanyaları ile bu eylem-etkinliklerde harcadığı paranın onlarca katını çıkaran bir mekanizmayı yıllardır tıkır tıkır işletiyor.

KRİZ VE DAYANIŞMA

Krizler bu tür kuruluşlar için boşa harcanmayacak kadar değerli olaylar olurken yurttaşların birbirinin acısını duyması, karşılıksız yardıma koşması ve dayanışması için de çok önemli zeminler hazırlayabiliyor. Son orman yangınlarında gördüğümüz dayanışma ve yardımlaşma çabaları, canını dişine takarak yangına müdahale eden yangın söndürme ekiplerine su-ayran götürürken yaşamını yitiren Şahin Akdemir'in kahramanlığı bunlardan bazıları. Akdemir'in, hali hazırda tehlikeli bir yangın hattına son derece iyi niyetli bir amaç için bile olsa, önlem alınmadan bu şekilde girmesine izin verilmesi yetkililerin ihmali olarak ayrıca değerlendirilmeli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...