30 Temmuz 2021 23:57

Türkiye yanıyor, saray izliyor

Aydıncık

Aydıncık | Fotoğraf: Hüseyin Özev

Paylaş

Saray’ın kaç uçağı var?

8 mi? 13 mü?

Peki yangın uçağı…

Türkiye’nin kaç yangın uçağı var…

Saraylara harcanan o paralarıyla kaç yangın uçağı alınırdı?

Beş mi? 10 mu… Kaç?

Kıbrıs’a kaç uçakla gittiler?

8 miydi?

8 uçakla gittikleri Kıbrıs’ta, Kıbrıslılara verilen müjde neydi?

Yeni bir saray…

Başka nerelerde saraylar var?

Doğu’da, Batı’da, Kuzey’de, Güney’de saraylar yükseliyor. Marmaris’te, deniz kıyısındaki Okluk Koyu’ndaki o ihtişam o şatafata bulanmış, 92 dönüm deniz kıyısı üzerine kurulmuş sarayın parasıyla kaç yangın uçağı alınırdı. Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 2018-2021 yılları arasında 640 milyon lira harcanarak inşa edilen projenin parası neden yangın uçaklarına ayrılmadı?

2020 yılının ilk on ayı içinde o sarayların sadece bahçe bakımına 55 milyon TL harcandığını unutmadık. Yani eski parayla 55 trilyon lira…

Açlık, sefalet, yoksulluk diz boyuyken, işsizlik, salgın belası halkın boynunu bükmüşken, her gün yeni acılar eklenirken yaşama, onlar uçaklarıyla, saraylarıyla, lüks yaşamlarıyla mutlular. Yazlığıyla kışlığıyla devasa büyüklükte saraylar yükseliyor. Yazlık ve kışlık saraylar ülke kaynaklarını tüketiyor.

Yangını saraylarından izliyorlar… Saray itibarı, gösteriş ve şatafatla ölçüldüğünden lüks ve safahatta sınır tanımıyorlar. Halk aç ve sefilken, altın gibi parlayan gümüş gibi balkıyan saraylarda oturuyorlar. Koltukları ihtişamlı, masaları, sürahileri, bardakları, muslukları, kalorifer petekleri altın varaklı… Yedikleri içtiklerinin ismini bile söylemekte zorlanır halkımız. Saraylara mermerler beğenilmeyince dünyanın başka bir köşesinden en pahalısından ithal ediliyor. Yani saraylar, uçaklar dizim dizim…

Peki ya yangın uçağı?

Türkiye’de doğru dürüst bir tek yangın uçağı bile yok.

THK’nun uçakları vardı, yurttaşın kurban derileriyle var edilmiş 6 uçak hangara kilitlendi. İkisi bakıma ihtiyaç duysa da dördü müdahalede kullanılabilir durumda, ama kurumun başına kayyum atandı, pilotlar, teknisyenler işten atıldı, uçaklar bilerek ve isteyerek çürümeye terk edildi.

Bu kadar vicdansızlık olmaz!

Son yangınlar gerçeği bir kez daha gözler soktu. Bu hükümet ülke yansa da umurunda değil. Halk, doğa, orman yanarsa yansın! Yeter ki sarayları ayakta kalsın!

Antalya Manavgat ve Muğla Marmaris, Adana, Osmaniye, Kayseri Muğla, Mersin, Kilis… Birçok ilde ve onlarca noktada alevlere boğulmuş, ormanlar cayır cayır yanarken ülke ateş altındayken, yangın söndüren uçak yokmuş hiç önemli değil!

Onlar lüks ve şatafatıyla, iktidarda kalmanın derdiyle meşguller, çözüm bulmak yerine mugalata yapmaktalar. Yangınlar ülkenin dört bir yanını sarmışken, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Kanada’da da yangınlar var” diyerek yüreğimize su serpti!

Bu kadar olur! Aymazlıkta, utanmazlıkta sınır tanımaz oldular. Yırttılar perdeyi.

Memleket sele gidiyor, Karadeniz bölgesi mahvoluyor aynı tavır. Yağmalanmış, delik deşik edilmiş, doğası, doğal dengesi altüst edilmiş Karadeniz Bölgesi’nde yurttaşlar ölüyor, evler, köyler sele gidiyor, bunların umurunda değil.

Saraylarının bahçesine, seyirlik gülüne harcadıklarını halkın canından esirgiyorlar. Yangınlar ülkeyi teslim almışken sergiledikleri tavır aynı. Sarayın uçakları ile övünülen ülkede yangına müdahale edecek doğru dürüst tek bir uçak bile yok.

Sarayı kıskanan dünya “uçak verelim, yardım edelim” diye çağrı yapıyor ona da yanıt yok. 40 kadar yangın uçağı bulunan, burnumuzun dibindeki Yunanistan’dan bile uçak istemedik. İkisi Rusya’dan günlüğü 1.3 milyon TL ile kiralanmış, 3 uçakla ülkeyi sarmış yangını söndürme oyunu oynanıyor.

“İtibarımız zedelenmesin” diye ormanlar yanıyor, alevler kuşları havada yakıyor, geyikleri, kaplumbağaları, büyükbaş küçükbaş hayvanları, börtü-böceği yutuyor, kavurup küle dönüştürüyor, evler gidiyor, insanlarımız yangına müdahale ederken hayatlarından oluyor…

Ancak gelin görün ki ülkenin başındakiler uçaklarıyla, saraylarıyla, lüks ve ihtişamlı yaşamlarıyla övünüyorlar. SİHA, İHA imalatıyla, damatlara, dünürlere açılan ihalelerle övünenler, beşli çete denilen doymak bilmez müteahhitlere ülkeyi peşkeş çekenler yangınlar karşısında sus pus! İktidarlarını korumak için sınır içinde ve sınır dışında silaha, savaşa para döküyorlar. Kamplaştırmayla, ayrıştırmayla, şovenizmle, yerli ve milli” demagojisiyle halkı kandırmaya bakıyorlar.

Ancak bu halk bunları yazıyor. Hortumlarla, pet şişelerle, kovalarla yangın söndürmeye çabalayan, canını veren halk Manavgat’ta Bakan Çavuşoğlu’na gereken yanıtı verdi. Çavuşoğlu ve Pakdemirli’ye söylenen sözler halktaki birikime ve iktidarın gidişatındaki yöne işaret ediyor. Türkiye halkları mutlaka bu urdan kurtulacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...