İktidarın muhalefet düzeneği
Tayyip Erdoğan (solda), Kemal Kılıçdaroğlu (sağda) | Fotoğraf: DHA
Sedat Peker’in iddiaları zaten bilinen bazı olay ve ilişkilere ek olarak siyasi mevzilerde gizli kalmış önemli kavgaları da açığa çıkarttı. Aynı ideolojik hat, siyasi kamp veya jeopolitik programa angaje olmuş çevrelerin çoğunlukla dikkatli ama sert, zaman zaman da kontrolsüz bir şekilde birbirleriyle atışmaya başladığına tanık oluyoruz. Bu atmosfer, iktidar koalisyonu kadar muhalefet cephesine de hakim. Ne oluyor?
Basit bir açıklamaya başvuralım: 2015’ten itibaren adım adım inşa edilen başkanlık rejimi iflas semptomları gösterdikçe hem iktidar hem muhalefet cephesindeki taşlar yerinden oynuyor. 2023 seçimlerine yaklaşırken elbette kamuoyunun gözü iktidar saflarında, ancak muhalefetin de rejim tarafından şekillendirildiğini gözden kaçırmamak lazım. Erdoğan liderliği rejim inşa sürecinde muhalefetin manevra alanını ciddi bir biçimde kontrol etti. Yenikapı Ruhu’nu, Suriye’ye asker gönderme tezkeresini, anayasaya aykırı olmasına rağmen dokunulmazlıkların kaldırılıp HDP liderlerine cezaevi yolunun açılmasını hatırlayın. Erdoğan’ın bütün bu manevralarında resmi muhalefet tercihlerini manipüle etmeyi becerdi.
Dahası var: Rejim inşası kimi kurumlara doğrudan müdahale ederek sadece muhalefetin pozisyon alması gereken olayları değil, bizatihi alınabilecek pozisyonları da belirledi. MHP liderliğinin yargı eliyle Akşener’den Bahçeli’ye tevdi edilmesi hafızalara gelen ilk hadise. Parti yönetimi atama imkanının olmadığı muhalefet cenahında Erdoğan’ın hedefinde basın vardı. Dikkatlice seçilmiş televizyon kanalları, dergiler kapatıldı. Bazı basın kurumları kapatılmadı, ama formatlandı. Cumhuriyet gazetesi önce muhasara altına alındı, sonra yazarları tutuklandı, ardından gazete belirli bir siyasi çevreye emanet edildi. Özetle, rejim kendi muhalefetini de tasarlamaya girişti.
Bu projenin ne kadar başarılı olduğu tartışılır. Bir yandan, resmi muhalefetle toplumsal muhalefet arasındaki mesafe arttı. Toplumun farklı kesimleri irili ufaklı protestolara devam ederken taleplerini siyasi programda birleştiren bir parti ya da partiler ittifakı ortaya çıkmadı. Diğer yandan, rejimin tercih saptırmasına rağmen başkanlık sistemine karşı yönelen toplumsal tepkinin 2019 yerel seçimlerinde iktidar koalisyonuna ağır bir yenilgi yaşatması engellenemedi. Gelinen noktada hem ekonomik hem jeopolitik açılardan dar boğaza girmiş olan rejimin mevcut biçimle devam edemeyeceği ortaya çıkmış durumda.
Rejim çıkmaza girdiğinde rejimin tasarladığı muhalefet düzeneği de değişmek durumunda kalıyor. 2015 sonrasında birdenbire hayal bile edemeyecekleri bir etki düzeyine kavuşan çevreler bu etkiyi kaybetmemek, bu etkiyi yeni dönemde siyasi güce tahvil etmek derdindeler. Etkisinin kaynağını toplumsal hareketlerden ziyade rejimin muhalefet projesinden alan bu çevrelerin öncelikli çıkarı toplumsal muhalefeti bastırmak ve devlet içindeki güç kavgasında saf tutmak.
- Gazze fayı 10 Nisan 2024 04:40
- Dip dalga teorisi 03 Nisan 2024 04:03
- İsrail'in izolasyonu 27 Mart 2024 04:41
- Cesaret Nine 20 Mart 2024 04:50
- Yetmişler ve empati 06 Mart 2024 04:32
- Yeni saflaşmanın eşiğinde 14 Şubat 2024 04:30
- Diplomasi ve meşruiyet 07 Şubat 2024 04:13
- Savaş ve siyasal düzen 24 Ocak 2024 04:45
- Ulus-devletin krizi 10 Ocak 2024 04:44
- Suudi Arabistan'da emek hareketi 03 Ocak 2024 03:50
- 1936 genel grevi ve taksim 20 Aralık 2023 04:27
- Filistin’de kitle siyasetinin doğuşu 13 Aralık 2023 04:52