22 Haziran 2021 00:12

Dragoman Murad Efendi

Hayr Simon Yeremyan’ın İstanbul İzlenimleri kitabının kapağı

Görsel: Hayr Simon Yeremyan’ın İstanbul İzlenimleri kitabının kapağı

Paylaş

Şu sıralarda H.S. Yeremyan’ın “İstanbul İzlenimleri/1910-12” adlı, 1913 yılında Venedik’teki Sen Lazar Adası’nda basılmış olan kitabını yeniden keyifle okuyorum. (*) Devr-i Hürriyet’ten sonraki çelişkili gelişmelerle dolu dönemden, Tiblis’ten bir gözlemci olarak, yani biraz “dışarıdan” bir bakışla verdiği, hem İstanbul Ermeni toplumuna, hem genel olarak Osmanlı toplumuna, hele o günlerin İstanbul’una ilişkin verdiği gözlemler son derece ilginç.

Benim de üniversite yıllarında takıldığım Alman Kitabevine Baron Yeremyan da takılmış meğer. Ben bu kitabevinin, 30’lu yıllarda açıldığını düşünürdüm. Meğer çok daha eski imiş. Aşağıda alıntıladığım kısmı okurken, garip bir isim, eski Ermeni yazarlar arasında saydığı, “İknadios Muradja d’Ohsson” ismi dikkatimi çekiyor.

İknadios Muradja d’Ohsson adı öne bana biraz garip geliyor. Ermeni olduğu söyleniyor, ama tam bir Ermeni ismi değil, ilk adı Yunan adı gibi, ikinci ad Murad’ı andırıyor, d’, tamam Fransızca asalet unvanı, ama bu kez de, soy adı Fransız adı değil! Sonunda, Uppsala Üniversitesinin tarihi kütüphanesinde, Bolisli Baron Murad olarak karşıma çıkmaz mı, bu İsveçli asilzade? İsveç’teki adıyla; Ignatius Mouradgea d’Ohsson, 1740-1807 yılları arasında yaşamış. Ben de hayret ederdim, yahu, ilk kez Nurullah Ataç’ın babası tarafından Almancadan Osmanlıcaya özetlenerek tercüme edilen bilmem kaç ciltlik “Osmanlı Tarihi”ni Avusturyalı Aristokrat von Hammer hazretleri nasıl yazmış diye? O da intihal çıkmaz mı? Meğer temel dayanağı, bizim Murad Bey’in kaleme aldığı 3 ciltlik “Osmanlı Tarihi” değil miymiş? Tamamlamaya ömrü yetmemiş, 3. cildi el yazmaları üzerinden oğlu Constantine tamamlamış.

Murad Bey, anlaşılan batıdaki aydınlanma fikriyatının Osmanlı topraklarına ilk taşıyıcılarındandı. Nitekim III. Selim’in başarısız kalan ve ölümüne neden olan reform girişimlerini destekleyenlerdenmiş.

Murad Bey, 1763’de İstanbul’daki  İsveç elçiliğinde tercüman olarak işe alınacak, aşama aşama elçiliğe kadar yükselecek, İsveç kralının danışmanı olacak, asalet unvanı da alacaktı. Fransız devriminin dalgaları İstanbul’a gelince, Avusturya ve Rusya elçileri onun “persona non grata” (istenmeyen kişi) ilan edilmesini sağlar. Belki III. Selim’e yönelik darbenin de buna etkisi olmuştur. 1787’de yayımladığı 27 yıllık çalışmanın ürünü olan ve III. Selim’e de sunduğu “Osmanlı İmparatorluğunun Genel Tablosu” adlı iki ciltlik kitabının adında, elçilik yanında, kral danışmanlığı payesine de yer verir: 11 yaşında İsveç’e gelen oğlu Abraham Constantine Mouradgea d’Ohsson, (1779 İstanbul- 1851 Berlin) da Dışişleri Bakanlığında çalışır. Constantine Paris, Madrid, Seville, Berlin ve Hauge’da elçilik yaparken, bir yandan da Şarkiyat çalışmalarını sürdürür.  Bu alanda en önemli eseri, 1924 yılında Türkçeye Mustafa Rahmi Bey tarafından tercüme edilen ve Matbaa-i Amire tarafından basılan “Cengiz Handan Timur’a Moğolların Tarihi”dir. Constantin’in bir başka ilginç kitabı da, “Kafkas Halkları Üstüne” dir.

Bu Ermeni kökenli aristokrat aile İsveç’te varlığını sürdürüyor mu, bilmiyorum.

(*) H.S. Yeremyan, İstanbul İzlenimleri/1910-12, Önsöz: Levon Zekiyan, Türkçesi: Toros Haşhaşoğlu, Belge Yayınları 2018

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...